Ege kıyılarının incisi İzmir'in incisi Çeşme’de, bölge halkının ve çevreci sivil toplum kuruluşlarının uzun süredir yürüttüğü büyük hukuk mücadelesi, idari yargının en üst mertebesinden gelen kesin bir kararla sonuçlandı. Kamuoyunda "cennet bölgeyi cehenneme çevirecek" endişesiyle karşılanan, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile ilan edilen İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi düzenlemesi, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından alınan kararla kesin olarak iptal edildi. Bu son gelişme, bölgenin doğal ve kültürel varlıklarının korunması adına atılmış en kritik adım olarak kayıtlara geçti ve İzmirlileri sevince boğdu.

Hacettepe Üniversitesi'nde Protesto Sonrası Şaşırtıcı Gelişmeler Yaşandı
Hacettepe Üniversitesi'nde Protesto Sonrası Şaşırtıcı Gelişmeler Yaşandı
İçeriği Görüntüle

Bu önemli sonucun kamuoyuna duyurulduğu basın açıklaması, İzmir Mimarlık Merkezi’nde gerçekleştirildi. Açıklamayı okuyan hukukçu Arif Ali Cangı, hukukun üstünlüğüne olan inancın bir kez daha teyit edildiğini belirtti. Cangı, konuşmasında Anayasa’da belirtilen Hukuk Devleti ilkesine dikkat çekerek, "Hukuk devletinde elde edilen yargı kararlarına karşı aynı alanın tekrar turizm bölgesi ilan edilmesi mümkün değildir," ifadesini kullanarak, idarenin gelecekteki olası girişimlerinin hukuki dayanağının kalmadığını netleştirdi.

Bu davanın kazanılmasında, birbirinden farklı meslek odaları ve platformların oluşturduğu güçlü bir ortak mücadele zeminine dikkat çekmek gerekiyor. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) önderliğinde; İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, İzmir Yaşam Alanları, Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), Çeşme Çevre Platformu (ÇEŞÇEP), Batı Urla Köylerini Koruma Derneği (BUKÖYDER) ve aralarında 103 Yurttaş'ın bulunduğu davacıların kararlılığı sonuç verdi. Bu mücadele, daha önce Danıştay 6. Dairesi'nin projeyi iptal etmesiyle bir aşama kaydetmiş, ancak idarenin temyiz başvurusu üzerine süreç Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na taşınmıştı. Kurul’un geçen hafta tebliğ edilen kararı, idarenin temyiz talebini reddederek iptali kesinleştirdi.

İptal edilen düzenleme, Çeşme Yarımadası'nın kıyı şeridi, deniz alanları, adaları ve özellikle doğal SİT alanlarını kapsayan, yaklaşık 22.400 futbol sahası büyüklüğündeki 16.000 hektarlık kamu arazisini içine alıyordu. Bu alanların, kıyı otelleri, golf sahaları, mega yat limanları ve lüks konutlar gibi yapılaşmalara açılması, imtiyazlı bir azınlığın kullanımına özgülenmesi hedefleniyordu. Yarımadanın barındırdığı nadir ekosistem ve zeytinliklerin bu projelerle yok olma tehlikesi, mücadelenin temel motivasyonuydu.

Ek olarak, bu ana iptalin yanı sıra, Bakanlığın doğal sit alanlarının koruma statüsünü kaldırma girişimine karşı da ayrı bir hukuk mücadelesi verildiği bilgisi paylaşıldı. Bu ikinci işlem de önce İzmir 2. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiş ve bu iptal kararı, İzmir Bölge İdare Mahkemesi 4.İdari Dava Dairesi’nin 19.06.2025 tarihli kararıyla kesinleşmiş durumdadır. Bu iki ayrı kesinleşmiş karar, Çeşme'nin yapılaşmaya karşı hukuki savunmasını çok daha sağlam kılmıştır.

Avukat Cangı, bilirkişi raporlarına atıfta bulunarak, Çeşme yarımadasının mevcut ikinci konut ve turizm yükünü dahi sürdüremeyecek ölçüde tükenmiş durumda olduğunu belirtti. Kamu yararına aykırı görülen bu tür girişimlerin, bölgeyi yaşanmaz hale getireceği konusunda uyarılar yinelendi. Basına yansıyan, yerel sermaye çevrelerinin konuyu "tekrar ısıtma" çabalarına değinilerek, kesinleşmiş bir mahkeme kararına rağmen ısrar edilmesinin kabul edilemez olduğu ifade edildi. Çağrı, Bakanlığa ve ilgili tüm yetkililere yönelikti: Yargının kesinleşmiş kararlarına tam olarak uyulmalı ve imtiyaz peşinde koşanlara değil, halkın ve doğanın yararına hareket edilmelidir. Bu yasal zafer, bölgenin geleceği için büyük bir umut ışığı oldu.