İstanbul’un finans sahnesinde sessiz başlayan kriz, PAMEL hisseleriyle ilgili şüphelerin büyümesiyle ikinci bir operasyona dönüştü; bu sabah Van ve İstanbul’da eş zamanlı baskınlarla birlikte 11 kişi gözaltına alındı.
İddialara göre Sermaye Piyasası Kurulu’nun hazırladığı yeni raporda, PAMEL Yenilenebilir Elektrik Üretim A.Ş. hisse senetlerinde manipülasyon yapıldığı tespit edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bu raporu esas alarak, ilk soruşturmayı genişletti ve “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “Sermaye Piyasası Kanununa muhalefet” ile “suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama” suçlamaları çerçevesinde ikinci operasyon dalgasını başlattı.
Operasyon sabah saatlerinde başladı; İçişleri ve Mali Suçlar birimleriyle koordineli şekilde İstanbul ve Van’daki adreslere baskın düzenlendi. Gözaltına alınanlar arasında Ahmet K., Botan Ç., Eda Y., Enes Ö.K., Eyüp B., Hasan G., İhsan K.B., Kamil B., Kenan D., Kerim İ.B. ve Sinan D. bulunuyor. Evlerinde ve iş yerlerinde yapılan aramalarda el koyma işlemleri de uygulandı.
Bu gelişme, daha önceki operasyonda tutuklanan şüphelilerin ardından gelmiş oldu. İlk operasyonda, soruşturmanın odak noktası olan Investco Holding yetkililerinden bazıları tutuklanmış, bazıları adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Bu çerçevede, soruşturma hem sayı hem kapsam olarak büyüyor.
Yatırımcılar ve piyasa aktörleri, PAMEL hisseleri etrafındaki hareketlilikten tedirgin olmuş durumda. Özellikle hisse senedi fiyatlarının olağan dışı dalgalanmaları, işlem hacimlerindeki artış ve menkul kıymet bildirimi dışı işlemlerden kaynaklanan şüpheler dikkat çekiyor. Bu durumlar, SPK’dan düzenleyici önlemler ve piyasa denetimlerini gündeme taşıyor.
Hukuki süreçte, gözaltına alınan şüphelilerin ifadeleri, dijital izlemeler ( işlem kayıtları, banka kayıtları ), SPK raporlarında yer alan bulgular ve bilirkişi incelemeleri soruşturmanın merkezini oluşturacak. Ayrıca soruşturmanın Van’da da yürütülmesi, bölgesel bağlantılar veya ulusal finans ağları içinde daha büyük dikkat gerektiren ilişkilerin varlığına işaret ediyor.
Bu tip manipülasyon iddiaları Türkiye finans piyasalarında sıkça gündeme gelmişti; geçmişte benzer dava ve işlemler sonucunda cezai yaptırımlar uygulanmış, şirket iflasları, yatırımcı zararları ve piyasa güveni zedelenmişti. Şimdi beklenti, bu sürecin şeffaf yürütülmesi ve suçla bağlantılı olanların adalet önüne çıkarılması.
Finans piyasalarında düzen ve güvenin korunması açısından bu olay, yatırımcı uyarıları, işlem kayıtlarının daha sıkı denetimi, şirket yönetimlerinin şeffaflığının artırılması ve düzenleyici kurumların yetki ve kapasitesinin gözden geçirilmesi açısından bir dönüm noktası olabilir.
Soruşturma devam ediyor; önümüzdeki günlerde savcılığın kamuoyuna sunacağı deliller, gözaltıların ardından adli sürecin izleyeceği yol ve karar verilecek tedbirler merakla bekleniyor.
