Kadınlara yönelik şiddet, toplumun en hassas yaralarından biri. Gece saatlerinde sokakların tehlikeye dönüşmesi, günlük hayatı gölgeliyor. Bu olaylar, hem bireysel travmalar hem de sistemsel sorunları tetikliyor.
1 Ekim 2024 sabahı, Beyoğlu'nda İremşah adlı bir kadın, iki adam tarafından takip edildi. Duvara yaslanıp saldırıya uğradı, yere düşürüldü; cinsel taciz girişimi, yoldakilerin müdahalesiyle kesildi. Güvenlik kameraları, olayı kaydetti; ilk başta serbest bırakılan saldırganlar, kamuoyu baskısıyla yeniden gözaltına alındı. Semir Tarhan, birden fazla fail cinsel saldırıdan 9 yıl; Ömer, 7 yıl 6 ay hapis aldı. Savcı 30 yıl istemişken, tutukluluk süresi dikkate alınarak tahliye edildiler. Her ikisinin de cinsel saldırı ve diğer suç kayıtları var.
Tahliye kararı, mantıksız bulunuyor; kaçma şüphesi yok ama aynı bölgede yeniden suç işleme ihtimali yüksek. Kayıtlar, önceki suçlara dönüşü gösteriyor. Olay, kadınların sokaklardaki yalnızlığını simgeliyor; müdahale edenlerin kahramanlığı, umut verse de sistem eleştiriliyor. Uzmanlar, cezaların caydırıcılığını sorguluyor – hafifletmeler, mağdurları reviktimize ediyor.
Benzer vakalar artarken, önleme mekanizmaları yetersiz. Kamuoyu, daha sert yaptırımlar istiyor; tahliyeler, güveni sarsıyor. Bu dava, cinsiyet eşitliği mücadelesinin bir parçası – adalet, sadece ceza değil, koruma sağlamalı.



