Bahçeli'nin 'Kara Kedi' Anlatısı: Siyasetin Ardındaki Gerçekler
Bahçeli'nin 'Kara Kedi' Anlatısı: Siyasetin Ardındaki Gerçekler
İçeriği Görüntüle

Uzun bir aradan sonra ilk kez canlı yayın yapan Memduh Bayraktaroğlu, izleyicilerini selamlayarak karşısına çıktı. Beyaz kitaplığın önündeki koltuğunda oturan Bayraktaroğlu, elinde bardağıyla açıklamalara başladı. Yayının saatini bile özenle seçtiğini belirten deneyimli isim, Galatasaray'ın Avrupa maçlarını izlemek için bu vakti tercih ettiğini söyledi.

Bayraktaroğlu, yayının hemen başında milliyetçilik anlayışını açıklayarak dikkat çekti. Kendisini milliyetçi değil ama milli duygularının yüksek olduğu birisi olarak tanımladı. "Benim milliyetçilikten anladığım başkalarının anladığı gibi değil" diyerek sözlerine başlayan Bayraktaroğlu, kafatasına dayalı milliyetçiliği reddetti. "Ne mutlu Türk'üm diyene" ifadesini kullanarak, her milletin kendi kimliğiyle gurur duyabileceğini ama bunun savaş sebebi olmaması gerektiğini vurguladı. Ona göre milliyetçilik ırk üzerinden değil, millet üzerinden değerlendirilmeliydi.

Galatasaray'ın Bodo/Glimt'i 3-0 yendiğini hatırlatan Bayraktaroğlu, ardından bir gol yediklerini ama bunun futbolda olağan olduğunu ifade etti. İlk üç maçta altı puan almanın önemini vurgulayan deneyimli isim, bu puanların üçünün Liverpool'a karşı alınmış olmasının değerini anlattı. Kulübün yönetimini, teknik direktörünü ve tüm futbolcuları milleti adına tebrik ettiğini söyledi.

Bayraktaroğlu konuyu siyasete getirdiğinde ortam iyice gerildi. Öncelikle bir açıklama yapma gereği duydu. "Ben siyasi yorum yapmayacağım demedim" diyerek başladığı cümlelerinde, kişiler üzerinden siyaset yapmayacağını ancak siyasi yorumlarına devam edeceğini belirtti. İktidar partilerinin genel başkanlarının isimleri üzerinden siyaset yapmayacağının altını çizerek, bunu arşivlerde bulunan sözlerinin kanıtladığını söyledi.

Özgür Özel'in söylediklerinin çoğunu doğru bulduğunu ifade eden Bayraktaroğlu, ana muhalefet partisi genel başkanının yüreğinin yandığını ve Türkiye'deki baskılara karşı haklı olduğunu kabul etti. Ekonominin iyi gitmediğini ve büyük sorunlar yaşandığını teyit etti. Ancak hemen ardından sert bir eleştiri getirdi. Özgür Özel'in üslubunu beğenmediğini, yazılarında ve konuşmalarında bunu defalarca dile getirdiğini anlattı. Üslubun kendisi için doğru olmadığını vurguladı. Partililerin ve amigolarının böyle bir üslup istediği yönünde duyumlar aldığını ekledi.

Yayın sırasında yorum kısmına bakan Bayraktaroğlu, bir izleyicinin kendisi hakkında yazdığı iddialara sert tepki gösterdi. Hava Avcı ismini veren Bayraktaroğlu, Mevlana'nın "Bir lafa bakarım laf mı diye, bir de adama bakarım adam mı diye" sözünü hatırlattı. Aleyhinde bile olsa iyi bir adamın iyi bir lafını ciddiye aldığını ama bahsi geçen kişinin ne söylediğinin ne de kim olduğunun önemli olmadığını belirtti. İnsan olduğundan şüphe duyduğu bu kişinin yalan söylediğini iddia etti.

Kenan Yıldız konusunda yapılan yorumlarla ilgili açıklama yapan Bayraktaroğlu, kimsenin duasına karşı çıkmadığını özellikle vurguladı. Duaya ve inancın her türüne değer verdiğini, haciannecinin dualarının motivasyonunda büyük rol oynadığını anlattı. Ancak duanın sadece bir lojistik olduğunu, her şeyi halleden bir fonksiyon olarak görülmemesi gerektiğini ekledi. "Eğer siz duayı her şeyi halleden bir fonksiyon olarak görürseniz yanlış yaparsınız" diyerek çalışmanın, disiplinin ve gücü artırmanın önemini hatırlattı.

İspanya maçında altı gol yenildiğini hatırlatan Bayraktaroğlu, o zaman da Konya gibi mistik bir şehirde dualarla çıkıldığını ama hiç gol atamadıklarını anımsattı. Kendisine hakaret eden kişilere "Allah'ınızdan bulun" dediğini ve bela okumasının çok kötü olduğunu söyledi. Dinç Bilgin örneğini vererek, kendisini Takvim Gazetesi'nden kovduran bu kişiye "Allah belanı versin" dediğini ve bugün nerede olduğunu sordu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaşanan gelişmelere değinen Bayraktaroğlu, AKP'nin sunduğu 36 maddeden oluşan Vergi Kanunları teklifini ele aldı. MHP'li bir milletvekilinin dikkat çeken itirazını gündeme getirdi. Berat Albayrak'ın bir sözünü hatırlatan Bayraktaroğlu, ardından eski bir diziden örnek vererek durumun ciddiyetini anlatmaya çalıştı. Şükran Güngör'ün oynadığı dizideki Fransız mürebbiyenin "Ben anlamasıym, anlamasıym" sözünü hatırlatarak, kendisinin yanlış anlaşıldığından yakındı.

"Ben hayatımın hiçbir gününde Devlet Bahçeli olmadım" diyen Bayraktaroğlu, bu ismi övmediğini de ekledi. Siyasal İslam'la kavgasının olduğunu, İslam'la ya da Müslümanlarla değil, siyasal İslam'la mücadele ettiğini vurguladı. Recep Tayyip Erdoğan ve partisinin siyasal İslam'dan vazgeçtiğini net olarak açıklaması ve İslami terör örgütlerinin arkasından çekilmesi durumunda destek vereceğini belirtti. Arşivlerde de durduğunu söylediği sözünü tekrarladı: "Recep Tayyip Erdoğan'a destek vermezsem eşeğim."

Trump'la Erdoğan'ın telefon görüşmesini hatırlatan Bayraktaroğlu, Erdoğan'ın Hamas'ı ikna etmesi beklendiğini ve bunu başardığını anlattı. Ateşkes sözleşmesinin imzalandığını ama tutmadığını belirtti. Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasal İslam'ın ve İslami terör örgütlerinin arkasından artık çekildiğini düşündüğünü ifade etti. "Bu konuda da Recep Tayyip Erdoğan'a her zaman destek veririm" dedi.

Ülkesinin geleceğinin kendisi için önemli olduğunu belirten Bayraktaroğlu, kim güzel bir adım atarsa alkışlayacağını söyledi. Devlet Bahçeli de olsa, Recep Tayyip Erdoğan da olsa kim kötü yaparsa tenkit edeceğini ekledi. Hiç kimsenin, sevdiği eşi ve evlatları dahil bu ülkeden ve milletten daha değerli olmadığını vurguladı. Millete şerefiyle hizmet eden ve milleti müreffeh bir yapıya kavuşturan kim olursa olsun, yaşı ne olursa olsun ellerinden öpeceğini belirtti.

Devlet Bahçeli'nin siyasetini analiz eden Bayraktaroğlu, rakibinin yakınına girdiğinde güçlü olduğunu, uzaktayken başarısız olduğunu anlattı. Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ederken Erdoğan'ın oyunun yüzde 53 olduğunu, yanına girdikten sonra oylarını yüzde 20'lere düşürdüğünü iddia etti. Gazetelerinde açık mektuplar yazdığını ve uyarılar yaptığını hatırlattı.

Son olaylarda söylediklerinin hatırlanmasını isteyen Bayraktaroğlu, Devlet Bahçeli'nin Recep Tayyip Erdoğan'a sarıldığını ve bu sürecin başarıya ulaşması durumunda kahramanın Bahçeli olacağını söyledi. Başarısız olursa hem Erdoğan'ın hem Bahçeli'nin birbirlerine sarılmış iki yılan olarak siyaset denizinin dibine çökeceklerini iddia etti. Duasının ve temennisinin bu sürecin başarıya ulaşması olduğunu vurguladı.

MHP'nin son dönemlerde Bahçeli'nin Erdoğan'ın adını anmadan yaptığı açıklamalara dikkat çeken Bayraktaroğlu, Kıbrıs'ın yeni cumhurbaşkanını Erdoğan'ın tebrik ettiğini hatırlattı. Devlet Bahçeli'nin ise "Derhal Türkiye'yle birleşin, 82. ilimiz olun" dediğini anlattı. Erdoğan'ın Bahçeli'ye de üsluplu bir cevap verdiğini belirtti. Bahçeli'nin şu anda küplere binmiş vaziyette olduğunu ve geri dönüş yapamadığını söyledi.

Mecliste MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı'nın söz konusu vergi düzenlemesine muhalefet ettiğini aktaran Bayraktaroğlu, milletvekilinin gerekçeyi güzel bulduğunu ama maddelerin bunu taşımadığını söylediğini belirtti. Prim oranlarında ve bazı vergilerde artış getiren düzenlemenin vergi adaletinin sağlandığı bir düzenleme olarak görülemeyeceğini ifade eden milletvekilinin sözlerini paylaştı.

Bunların sadece bütçede küçük bir eleştiri konuşması olduğunu belirten Bayraktaroğlu, asıl eleştirilerin ve savrumaların bundan sonra geleceğini öngördü. Bu nedenle Devlet Bahçeli ya da Erdoğan'ın birbirleriyle karşılıklı siyaseti üzerinden artık yorum yapmayacağını söyledi. Yorumu izleyicilerin yapmasını istedi.

Hatay Belediyesi eski başkanı Lütfü Savaş hakkında konuşan Bayraktaroğlu, bu kişinin aslında CHP'li olmadığını, Kemal Kılıçdaroğlu'nun MHP'lilerden ve AKP'lilerden de oy alsın diye aday gösterdiğini anlattı. Lütfü Savaş'ın Cumhuriyet Halk Partisi'nin yaptığı bütün kurultaylara ve kongrelere itiraz edip mahkemeye başvurduğunu, iptal edilmesi için dava açtığını söyledi. "Adam bir bela" diye nitelendirdi.

Özgür Özel'i eleştirmeyeceğini belirten Bayraktaroğlu, önce bir kıssa anlattı. Eşek ile kurdun tartışmasını anlatan bu kıssada, kurt çimenin yeşil olduğunu söylerken eşek sarı olduğunu iddia eder. Ormanlarda hakim Aslan Kral, kurda bir ay hapis cezası verir. Kurt şaşırıp nedenini sorunca Aslan, çimenin yeşil olduğunu bildiğini ama kurda verdiği cezanın eşeği kendine muhatap alıp tartıştığı için olduğunu söyler. Bayraktaroğlu, Lütfü Savaş'ı CHP'ye alanların eşekle tartışmaya giren kurt gibi olduğunu ima etti.

Cuma günü asliye hukuk mahkemesinin mutlak butlan kararı verip vermeyeceği konusunda tahminini paylaşan Bayraktaroğlu, tek yargıcın bu davayı düşüreceğini düşündüğünü söyledi. Yüksek Seçim Kurulu'nun aldığı son kararlar çerçevesinde böyle bir karar beklediğini belirtti. Erdoğan'ın baskı yapıp CHP'nin ilk kurultayını iptal ettireceği yönündeki iddiaları reddetti.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde bugüne kadar böyle bir şey yaşanmadığını vurgulayan Bayraktaroğlu, dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde böyle bir şey olmadığını ekledi. Böyle bir durum yaşanırsa Yüksek Seçim Kurulu'nun kapatılması gerektiğini söyledi. Recep Tayyip Erdoğan'ın böyle bir işe kalkışmayacağını düşündüğünü belirtti. Yargı Başkanı'nın konuşmasını olgunlukla karşılaması ve itiraz etmemesinin, cuma günü mahkeme kararından butlan çıkmayacağının işareti olduğunu savundu.

"Yargının bu konuda hukuka uyacağını söylediğim için yanılsam bile bana hakaret edeceksiniz" diyen Bayraktaroğlu, bir yandan yargı adaleti yoktur derken diğer yandan kendi tahmininin yanlış çıkması durumunda kendisine saldırılacağını eleştirdi. Normal şartlarda yargıçların şimdiye kadar verdiği kararlara, Yargıtay Başkanı'nın konuşmasına ve Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın alkışlarla takdir edişine bakarak cuma günü CHP'deki sorunun biteceği kanaatini taşıdığını ifade etti.

Havalara değinen Bayraktaroğlu, bir sıcak bir soğuk, bir kavgalı bir barışık, bir dargın bir barışık olduğunu söyledi. Ardından ilginç bir anket analizine geçeceğini belirtti. Çok önem verdiği bir konu olduğunu vurgulayan deneyimli isim, bu anket sonuçlarının hem ülkenin karar vericilerine hem de siyaset yapanlara ders niteliğinde olduğunu söyledi.

Türkiye'nin Fikri Kamuoyu Araştırmaları ve Strateji Merkezi'nin 3-7 Ekim 2025 tarihleri arasında Türkiye genelinde 2670 kişiyle yaptığı anketi paylaşan Bayraktaroğlu, yüzde 95 güven düzeyinde ve artı eksi yüzde 2 hata payıyla gerçekleştirildiğini belirtti. Kıbrıs'taki kamuoyu araştırma şirketlerinin iktidar yanlısı olduğunu ve rezil olduklarını, AKP'yi de rezil ettiklerini söyledi. Ersin Tatar'a yüzde 63 çıkacak derken Erhürman'a yüzde 32 dediklerini ama tam tersinin olduğunu hatırlattı.

Yeni seçilen cumhurbaşkanının yüzde 63 oy aldığını, Ersin Tatar'ın yüzde 32 oy aldığını belirten Bayraktaroğlu, Erdoğan'ın yeni cumhurbaşkanını tebrik ettiğini ekledi. Kendisinin de Erdoğan'dan önce tebrik ettiğini söyledi. Bugünkü Nefes Gazetesi'ndeki yazısını okuyanların hatırlayacağını belirtti. Kendi kanalında da konuşma yaptığını ama bu konuşmaların pek izlenmediğini, 5-6 bin kişinin izlediğini söyledi. Bu işi çok izlenmek için yapmadığını, rakamlarla sayılarla işinin olmadığını, kalite ve nezaketle ilgilendiğini vurguladı.

Kıbrıs'ın 25. saati akılcı değerlendirdiğini söyleyen Bayraktaroğlu, Edward Norton'ın oynadığı 25. Saat filmini hatırlattı. Her şeyin bittiği sanıldığı anda yapılabilecek şeyler olduğunu, Kıbrıs halkının bunu yaptığını belirtti. Yeni cumhurbaşkanının seçilir seçilmez Cumhurbaşkanı Erdoğan'la istişare etmeden dış politika konusunda asla bir adım atmayacağını söylediğini aktardı.

Anket sonuçlarına geçen Bayraktaroğlu, "Terörsüz Türkiye sürecinde Cumhur İttifakı partilerinden hangisinin politikalarını daha doğru buluyorsunuz?" sorusuna verilen yanıtları paylaştı. Büyük Birlik Partisi diyenlerin oranının yüzde 43 olduğunu söyledi. Partinin yüzde 1 bile oyu olmadığını ama terörsüz Türkiye sürecinde uyguladığı politikaları doğru bulanların yüzde 43 olduğunu vurguladı. Her 100 kişiden 43'ünün Mustafa Destici'nin doğru şeyler söylediğini düşündüğünü belirtti.

AKP diyenlerin oranının yüzde 24 olduğunu açıklayan Bayraktaroğlu, her 100 kişiden sadece 24'ünün AKP'nin terörsüz Türkiye süreciyle ilgili söylediklerini doğru bulduğunu söyledi. AKP'nin oyunun yüzde 30 olduğunu varsaysak bile, kendi partililerinin bile yüzde 93'ünün politikalarını yanlış bulduğunu iddia etti. MHP diyenlerin oranının ise yüzde 7 olduğunu, MHP'lilerin durdukları yerde durduklarını, değişimin onlar için önemli olmadığını çünkü orası askeri bir parti, doktrin parti, misyoner parti olduğunu söyledi.

Kararsız olduğunu belirtenlerin oranının yüzde 26 olduğunu vurgulayan Bayraktaroğlu, pazar günü seçim olsa 100 kişiden 26'sının kararsız olacağını belirtti. Bu kamuoyu araştırma sonuçlarının çok önemli olduğunu, yüzde 1 bile oyu olmayan bir partinin söylemlerinin doğru bulunmasının AKP, MHP ve CHP'nin yanlış tavır aldığını gösterdiğini savundu.