Türkiye’nin siyaset gündemi, Devlet Bahçeli’nin TELE1 TV’de katıldığı yayında yaptığı çarpıcı açıklamaların ardından sarsıcı bir ivme kazandı. Bahçeli’nin konuşması, hem Türk siyasetinde kimlik ve birlik vurgusunu hem de Suriye’nin kuzeyinde yaşanan askeri ve diplomatik süreçleri çok yönlü analizlerle gündemin odağına taşıdı. Sözlerine, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerine hiçbir dış ve iç dayatmanın zarar veremeyeceğini yeniden hatırlatarak başlayan Bahçeli, devletin ve milletin bariz çizgilerine net bir şekilde işaret etti.
Konuşmasının ilerleyen dakikalarında Bahçeli, demokratik tercihlerdeki çarpıklık ve samimiyetsizliğe dikkat çekti. “Siyasi ihtiraslarla aşırıya kaçmak kimseye bir şey kazandırmaz. Kararsız ve inançsız siyasetçiler demokrasi tercihini iki yüzlü kılıyor, bunun faturası hep birlikte ödeniyor,” diyerek siyasetçilerin geleceğe orijinal, cesur ve sorumlu bir bakış sergilemesi gerektiği mesajını verdi.
Bahçeli, “Geçmişin acılarını istismar ederek geleceğe kundaklamayalım” diyerek; şehitlerin, gazilerin ve tüm vatandaşların hatırasının siyasal çekişmelere malzeme edilmesini reddetti. Türk-Kürt kardeşliği vurgusu yapan Bahçeli, “El ele gönül gönüle ülkemizi daha ileri taşıyalım; milliyetçilik birleştirici aklın ve ruhun eseridir,” sözleriyle toplumsal kaynaşmanın altını çizdi.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının eşit ve saygın bireyler olarak yaşaması gerektiğini belirten Bahçeli, “Devlete ortak koşmak, rakip çıkarmak ya da otorite paylaşımını arayış haline getirmek kontrolsüzlüğe sürükler. Anayasal vatandaşlık ve Türklüğü etnik bir kimliğe indirgeyerek toplumu ayrıştırmaya çalışan söylemler hüsranla sonuçlanır,” dedi. Özellikle anayasanın 66. maddesinin değişmez bir toplumsal sözleşme olduğunun altını çizdi.
Konuşmanın kritik bölümü ise, Bahçeli'nin Suriye ve SDG açıklamalarıydı: Terör örgütü PKK’nın İmralı açıklaması sonrası lav edilmesini, “örgütün bütün bileşenlerinin silah bırakmasını” bir gereklilik olarak ortaya koydu. Suriye’de SDG ve YPG’nin merkezi hükümete entegrasyonu ve bu yöndeki olumlu görüşme trafiği, Türk diplomasisinin bölgedeki etkisinin bir göstergesi olarak değerlendirildi. Ayrıca Suriye’nin bölünmez bütünlüğünün Türkiye’nin değişmez politikası olacağını vurguladı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türkiye’nin güvenliğinin esas alınacağı, kimsenin zarar görmeyeceği barış politikası”ndan ilham aldığını söyleyen Bahçeli, “Her türlü terörün karşısında çelikten bir duvar gibi duracağımızdan kimsenin şüphesi olmasın” diyerek ülkenin temel değerlerinin altını bir kez daha çizdi. Kapanışta ise, Türk milletinin vatan sevgisi ve dayanışma ruhunun tüm tehditlere karşı sarsılmaz olduğunu büyük bir güvenle dile getirdi.
Bahçeli’nin bu manifestosu, hem birlik ve barış çağrısıyla hem de toplumsal kutuplaşmanın reddiyle yalnızca bugünün değil, geleceğin siyasal vizyonuna da yön verecek nitelikte. TELE1 TV ekranlarından milyonlara ulaşan bu söylem, Türkiye’nin toplumsal ve siyasal yolculuğunda ufuk açıcı detaylarla derin izler bırakacak.





