Büyük şehirlerin yönetim katlarında süren bir inceleme, son dönemde pek çok tartışmayı beraberinde getirdi. Savcılık ekipleri, aylardır titiz bir şekilde belgeleri tarıyor ve ifadeleri değerlendiriyordu. Bu süreç, kamu kaynaklarının kullanımına dair soru işaretlerini artırdı. Vatandaşlar, belediye hizmetlerinin arkasındaki mekanizmaları merak ederken, böyle gelişmeler güven algısını doğrudan etkiliyor. Herkes, günlük hayatın bir parçası olan bu kurumların nasıl işlediğini sorguluyor.

İşin merkezinde, Aziz İhsan Aktaş isimli bir kişi bulunuyor. Savcılar, onu menfaat temelli bir oluşum kurmak ve yönlendirmekle suçluyor. Kamu alımlarında usulsüzlükler yaptığı, belgelerde değişiklikler gerçekleştirdiği belirtiliyor. Bu ithamlar, basit hatalar değil, planlı bir düzenin parçaları olarak görülüyor. Aktaş için sıralanan kabahatler arasında, 42 ayrı eylemden alım süreçlerine müdahale, 4 eylemden taahhütlerin engellenmesi, 5 eylemden resmi evrakta tahrifat, 21 eylemden özel evrakta hile, 10 eylemden rüşvet sunma, kandırma, varlıkları temizleme ve sahte fatura çıkarma yer alıyor. Talep edilen yaptırım ise 270 yıldan başlayıp 704 yıla ulaşan bir süre. Ayrıca, suç geliri olarak görülen mülklere el koyma isteği de var. Bir başka nokta, Aktaş'ın şu anda özgür olduğu yönündeki söylentiler; bu, sürecin seyrini daha da merak uyandırıcı kılıyor.

Belge, tam 578 sayfadan oluşuyor ve içinde 19 zarar gören kişiyle birlikte 40'ı hücrede kalan 200 zanlı listelenmiş. Bu zanlılar arasında, CHP bağlı belediye idarecileri öne çıkıyor. Beşiktaş'ın yöneticisi Rıza Akpolat, Adana'nın büyükşehir sorumlusu Zeydan Karalar, Adıyaman'ın idarecisi Abdurrahman Tutdere, Esenyurt'un başkanı Ahmet Özer, Avcılar'ın lideri Utku Caner Çaykara, Ceyhan'ın yönlendiricisi Kadir Aydar ve Seyhan'ın komutanı Oya Tekin gibi isimler mevcut. Bu kişiler, tutuklanmalarına yol açan incelemenin kilit unsurları. Savcılar, onları çeşitli kabahatlerle ilişkilendiriyor ve bu durum, yerel yönetim dinamiklerini izleyenler için önemli bir dönemeç.

Süleyman Soylu'nun Eski Paylaşımı Sosyal Medyada Fırtına Kopardı
Süleyman Soylu'nun Eski Paylaşımı Sosyal Medyada Fırtına Kopardı
İçeriği Görüntüle

Rıza Akpolat'ın durumu özellikle ayrıntılı. Kendisi, oluşuma katılım, 26 ayrı alım sürecine karışma, resmi ve özel evraklarda oynama, aldatma, rüşvet kabulü, varlık aklamaya ve haksız kazanca yönelik ithamlarla karşı karşıya. İstenebilecek ceza, 159 yıldan 415 yıla kadar değişiyor. Savcılar, onun da suç kazancıyla elde ettiği mülklere el atılmasını talep ediyor. Bu kadar kapsamlı bir suçlama, bir idarecinin geleceğini nasıl şekillendirecek, herkesin merak ettiği bir soru.

Diğer idarecilere geçelim: Avcılar'dan Utku Caner Çaykara için, alım süreçlerine müdahale ve rüşvet kapma kabahatlerinden 6 yıldan 18 yıla yaptırım isteniyor. Esenyurt'tan Ahmet Özer ise 7 alım sürecine karışma, resmi ve özel evraklarda değişiklik, kandırma, rüşvet alma, varlık temizleme ve haksız mülk edinme suçlamalarıyla yüzleşiyor; cezası 97 yıldan 257 yıla çıkabilir. Adana'dan Zeydan Karalar, oluşuma üye olma, 7 alım sürecine müdahale, resmi ve özel evraklarda hile, aldatma, rüşvet kapma, varlık aklamaya ve haksız kazanca dair ithamlarla 103 yıldan 269 yıla hapis riskiyle karşı karşıya.

Adıyaman'dan Abdurrahman Tutdere, alım süreçlerine karışma ve rüşvet alma suçlarından 6 yıldan 18 yıla; Ceyhan'dan Kadir Aydar, 2 alım sürecine müdahale, resmi ve özel evraklarda oynama, kandırma, rüşvet alma, varlık temizleme ve haksız mülk edinme kabahatlerinden 35 yıldan 93 yıla; Seyhan'dan Oya Tekin ise 2 alım sürecine karışma, resmi ve özel evraklarda değişiklik, aldatma, rüşvet kapma, varlık aklamaya ve haksız kazanca yönelik suçlamalarla 35 yıldan 93 yıla ceza talebiyle yargılanacak. Bütün bu isimler için, suç geliri mülklere el koyma isteniyor.

Belgede ayrıca, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe'nin dosyası ayrılmış durumda. CHP milletvekilleri Özgür Karabat ve Burhanettin Bulut hakkında rüşvet ithamıyla fezleke hazırlanmış ve bu, Ankara savcılığına iletilmiş. Bir başka dikkat çeken kısım, Silivri'deki Marmara Cezaevi'nde tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun adının sıkça geçmesi. İfadelerde "suç örgütü lideri Ekrem İmamoğlu" ve "Ekrem İmamoğlu suç örgütü" gibi terimler kullanılmış, bu da konuya ayrı bir katman ekliyor.

Tutuklu olmayan 160 zanlı daha var ve bunlar da benzer ithamlarla bağdaştırılıyor. Savcılık, geniş bir ağı birleştiriyor gibi görünüyor. Bu gelişme, sadece kişisel hesaplar değil, kurumsal yapıları da sorgulatıyor. Kamu harcamalarının denetimiyle ilgili tartışmalar, bu belgeyle hız kazanıyor.

Yargılama başladığında, kamu vicdanı bu savunmaları yakından takip edecek. Belediye faaliyetleri sürerken, bu gölgeler güveni sarsıyor. Daha sıkı kontroller veya açıklık ilkeleri, belki de çözüm yolları arasında. Bu dosya, idari çevreleri uzun süre etkileyecek.

İstanbul merkezli bu inceleme, bir evrak olmanın ötesinde, bir kilometre taşı niteliğinde. Aziz İhsan Aktaş odaklı oluşum ithamları, alım hileleri, evrak değişiklikleri, rüşvetler ve ötesi, 200 zanlıyı kapsıyor. CHP'li idarecilerin tutukluluğu, meseleyi karmaşıklaştırıyor. Savcılığın istekleri ağır, yaptırımlar şaşırtıcı. Bu öykü, adalet arayışını yansıtırken, ilerlemeleri gözlemlemek zorunlu hale geliyor.