Türkiye'de milyonlarca çalışanı doğrudan ilgilendiren asgari ücret belirleme süreci, her yıl olduğu gibi büyük bir dikkatle takip ediliyor. Ekonomik koşullar, enflasyon oranları ve tarafların beklentileri, bu sürecin en önemli unsurları arasında yer alıyor. Özellikle 2026 yılı için geçerli olacak ücretin belirlenmesi, hem işçilerin alım gücünü hem de işverenlerin maliyetlerini etkileyecek nitelikte.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşuyor. Komisyonun çalışmaları, sosyal diyalog çerçevesinde yürütülüyor ve kararlar oy çokluğuyla alınıyor. Bu yılki süreçte de tüm tarafların görüşleri dikkate alınarak adil bir ücret seviyesinin hedeflendiği belirtiliyor.
Mevcut durumda asgari ücret, brüt 26 bin 5 lira 50 kuruş olarak uygulanıyor. Kesintiler sonrasında net tutar 22 bin 104 lira 67 kuruşa ulaşıyor. İşverenler için ise toplam maliyet, sosyal güvenlik primleri ve işsizlik sigorta fonu katkılarıyla birlikte 30 bin 621 lira 48 kuruş civarında seyrediyor. Bu rakamlar, doğrudan yaklaşık 7 milyon çalışanı etkilerken, dolaylı olarak toplumun geniş kesimlerini ilgilendiriyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, sürecin başından itibaren sosyal diyalog mekanizmalarının önemine vurgu yapıyor. Bakan, tüm sendikalarla açık iletişim içinde olunduğunu ve istişarelerin mutlaka yapılacağını ifade ediyor. Bu yaklaşım, sürecin uzlaşıyla sonuçlanması açısından kritik görülüyor.
Komisyonun ilk toplantısı, 12 Aralık tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Toplantıda taraflar görüşlerini paylaşırken, somut bir rakam üzerinde uzlaşı sağlanamadı. Bu nedenle süreç ikinci toplantıya taşındı.
Gözler şimdi 18 Aralık Perşembe günü saat 14.00'te yapılacak ikinci toplantıya çevrilmiş durumda. Bakan Işıkhan, kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, "Sosyal diyalog gereği her türlü süreci işleteceğiz. Sendikalarla mutlaka istişarede bulunacağız" sözleriyle sürece olan bağlılığı yineledi.
Bu toplantıda ekonomik verilerin daha detaylı ele alınması bekleniyor. Enflasyon tahminleri, büyüme oranları ve iş piyasasındaki gelişmeler, yeni ücretin şekillenmesinde belirleyici olacak. Bakan Işıkhan, çalışanların gelirlerini koruyacak ve istihdamı gözetecek bir anlayışla hareket edileceğini vurguladı.
TÜRK-İŞ'in ilk toplantıya katılmama kararı, sürecin en dikkat çeken unsurlarından biri oldu. Konfederasyon, komisyon yapısının iyileştirilmesi taleplerini içeren bir dosyayı Bakan Işıkhan'a iletti. Buna rağmen resmi davetlerin yapıldığı ve iletişim kanallarının açık tutulduğu belirtildi.
İşveren tarafı ise dengeli bir ücret artışı beklentisini dile getiriyor. TİSK temsilcileri, makroekonomik dengelerin korunmasının önemine işaret ederken, hükümet kanadı sosyal diyalogun güçlendirilmesini ön planda tutuyor.
Genel olarak süreç, Aralık ayı sonuna kadar tamamlanması hedefleniyor. Komisyonun birkaç toplantı daha yapması muhtemel olsa da, nihai kararın yıl bitmeden açıklanması öngörülüyor. Bu durum, hem işçilerin hem de işverenlerin planlamalarını etkileyecek.
Bakan Işıkhan'ın açıklamaları, sürecin olumlu bir havada devam edeceği yönünde umut verici. Tüm tarafların katılımıyla uzlaşıya varılması, 2026 asgari ücretinin toplumun genel memnuniyetini sağlayacak bir seviyede belirlenmesi açısından büyük önem taşıyor. Perşembe günkü toplantı, bu yönde kritik bir adım olacak.





