Türkiye'de ekonomik gelişmeler yakından takip edilirken, uzman görüşleri gündeme damga vurmaya devam ediyor. Özellikle çalışanlar ve emekliler, gelecek yıla dair beklentilerini merakla bekliyor. (Konu ile ilgili video makalenin aşağısında verilmiştir zira tüm detaylar videoda gösterilmiştir.)

Son dönemde açıklanan verilere göre, açlık sınırı dört kişilik bir aile için 26.925 TL seviyesine ulaşmış durumda. Yoksulluk sınırı ise 90.000 TL'nin üzerine çıkarak, büyük şehirlerde daha da yüksek rakamlara tırmanıyor. Örneğin, Ankara'da bu sınır 28.000 TL'ye yaklaşırken, İstanbul'da dört kişilik bir aile için 104.000-105.000 TL bandına yerleşmiş görünüyor.

Uzmanlar, mevcut asgari ücrete yüzde 50 zam yapılsa dahi, Şubat 2026'da açlık sınırının 323.000 TL'ye yükseleceğini öngörüyor. Yoksulluk sınırı ise yeniden değerleme oranları, ÖTV artışları ve genel maliyet yükselişleriyle 1.151.200 TL civarına çıkabilir. Bu durum, asgari ücretin yıllık bazda 22.104.104 TL gibi rakamlara ulaşmasını gerektirebilir ki, bu da hem ekonomik hem de sosyolojik sorunlara yol açabilir.

Enflasyon oranlarının yüzde 30 seviyelerinde seyretmesi, geçmiş dönemlerle karşılaştırıldığında dikkat çekici. Eskiden tek haneli enflasyon dönemlerinde Temmuz ayında enflasyon farkı verilirken, şu an böyle bir uygulama bulunmuyor. Hükümet yetkilileri, enflasyonu yüzde 80'lerden yüzde 30'lara indirmeyi başarı olarak nitelendiriyor olsa da, vatandaşlar için bu oranlar hala yüksek baskı yaratıyor.

Emekliler açısından durum daha da kritik. Ülkede yaklaşık 16 milyon emekliden yalnızca 640.000'i 25.000.000 TL'nin üzerinde maaş alırken, kalan büyük çoğunluk yoksulluk sınırının yarısı kadar gelirle geçinmeye çalışıyor. Uzmanlara göre asıl sorun yoksulluktan ziyade, yanlış öncelikler ve kamu kaynaklarının kullanımındaki israf.

Kamu sektörünün genişlemesi ve denetimsiz harcamalar, bütçe dengelerini bozuyor. 2026 yılı için öngörülen 2 trilyon 741 milyar TL faiz ödemesi, tarım bütçesinin tam 20 katına denk geliyor. Tarım sektörü ise ucuz gıda üretimi açısından büyük umut vaat ederken, bütçe分配ındaki dengesizlikler yoksulluğu derinleştiriyor.

Hükümetin yoksulluğu inkar ettiği yönündeki eleştiriler de gündemde. Türk milletinin dayanışması ve çabası sayesinde ayakta durduğu vurgulanırken, yetkililere çağrıda bulunuluyor: Vatandaşların çabasına devlet de katılmalı.

Enflasyonun geçen yıldan bu yıla yüzde 44 oranında gerçekleştiği bir ortamda, yüzde 30'luk zamların yetersiz kaldığı belirtiliyor. İki yıllık kümülatif enflasyon farkı yüzde 45'i bulurken, büyüme oranının yüzde 3,7 seviyesinde kalması bekleniyor. Bu bağlamda asgari ücret artışının en az yüzde 45 olması gerektiği savunuluyor.

BISAM'ın Kasım 2025 raporuna göre, dört kişilik bir aile için açlık sınırı 27.289 TL, yoksulluk sınırı ise 94.393 TL olarak hesaplanmış. Gelecek projeksiyonlarda asgari ücretin 2.728.000 TL civarına çıkabileceği tahmin ediliyor.

Ekonomist Onur Çanakçı, “Minimum ücret sağlıklı bir yaşam sağlayamayacak noktaya geliyor” diyerek uyarıyor. Ekonominin insan hayatını optimize etmesi gerektiği halde, mevcut yapının yatırımcı kârını ön plana aldığı ve hanehalklarını dışladığı eleştirisi getiriliyor.

Enflasyonist dönemlerde enflasyon farkının düzenli verilmediği, işçilerin ve emeklilerin bir yıl boyunca yüksek maliyetlerle mücadele etmek zorunda bırakıldığı ifade ediliyor. Para akışının kamu-özel ortaklığı projelerine ve 3,6 trilyon TL'lik muafiyetlere yönlendirildiği, bu harcamaların denetimsiz olduğu vurgulanıyor.

Lüks harcamaların devam ettiği bir dönemde, emeklilere ve işçilere kaynak aktarımının sınırlı kaldığına dikkat çekiliyor. Siyasi liderlere seslenilerek, millet ve hanehalkını öncelikleyen programlarla hataların düzeltilmesi çağrısı yapılıyor.

“Acı reçete henüz görülmedi” uyarısı, ekonomik tablonun daha da zorlaşabileceğine işaret ediyor. Türk milletinin güçlü ve dayanıklı yapısı övülürken, yetkililerin vatandaşların çabasına eşlik etmesi gerektiği tekrarlanıyor.

Japonya Faiz Kararı Altın, Gümüş ve Bitcoin'i Nasıl Etkileyecek?
Japonya Faiz Kararı Altın, Gümüş ve Bitcoin'i Nasıl Etkileyecek?
İçeriği Görüntüle

Bu değerlendirmeler, ekonomi yönetiminin önümüzdeki dönemde alacağı kararları daha da kritik hale getiriyor. Vatandaşlar, asgari ücret ve emekli maaşlarındaki gelişmeleri yakından izlemeye devam edecek.