Adana'nın Çukurova ilçesine bağlı Esentepe Mahallesi'nde, yoksulluğun pençesinde kıvranan ailelerin kapısını çalan bir ziyaret, Türkiye'nin derin sosyal uçurumunu bir kez daha gözler önüne serdi. AKP Adana İl Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Filiz Kepme, parti teşkilatının sosyal medya hesaplarında gururla paylaşılan bu ziyaret sırasında, yalınayak dolaşan çocukların arasında dolaşırken, ayaklarında 1.555 Euro değerindeki lüks botları dikkat çekti. Bu botların piyasa değeri, güncel kur üzerinden yaklaşık 76 bin 700 TL'ye, yuvarlak hesapla 80 bin TL'ye ulaşıyordu – ki bu rakam, o mahalledeki bir ailenin aylarca göremeyeceği bir servet demek. Ziyarete, AKP Adana Milletvekili Faruk Aytek ve diğer il yönetimi üyeleri de eşlik etmişti. Ailelerin ihtiyaçlarını dinleyen, sohbet eden heyet, dışarıdan bakıldığında bir dayanışma tablosu çizerken, o "yakıcı fotoğraf" her şeyi altüst etti. Yalınayak çocuklar, çorapsız ayaklarıyla beton zeminde gezinirken, Kepme'nin pahalı botları adeta bir tokat gibi patladı kamuoyunda. Bu görüntü, sadece bir tesadüf müydü, yoksa AKP'nin 25 yıllık iktidarının normalize ettiği eşitsizliğin en çıplak özeti mi? Detaylara inelim ki, bu olayın yarattığı fırtınayı ve ardındaki toplumsal yarayı tam olarak anlayalım; zira Adana'nın tozlu sokakları, bugün Türkiye'nin vicdan muhasebesine sahne oldu.
Olayın geçtiği Esentepe Mahallesi, Adana'nın en dezavantajlı bölgelerinden biri. Dar sokaklar, eski evler ve işsizlik oranı yüzde 30'ları aşan bir yer burası. Mahalle sakinleri, genellikle tarım işçiliği veya geçici günlük yevmiyelerle geçiniyor; kışın gelen soğuklar, evlerdeki soba masraflarını bile zor karşılıyor. 1 Aralık 2025 sabahı, Kepme ve ekibi, bu mahalleye "sosyal sorumluluk" kapsamında adım attı. Parti kaynaklarına göre, ziyaretin amacı, "Vatandaşların taleplerini yerinde dinlemek ve yardım eli uzatmak"tı. Heyet, birkaç aileyi dolaştı; kapı kapı gezip, yetişkinlerle sohbet etti, çocuklarla fotoğraf çektirdi. Konuşulan ihtiyaçlar arasında, fatura yükleri, çocuklara kıyafet ve okul malzemesi, hatta temel gıda paketleri ön plandaydı. Milletvekili Faruk Aytek, bir aile babasıyla konuşurken, "Devletimiz yanınızda, her talebiniz karşılanacak" diye teminatta bulundu. Filiz Kepme ise, kadınlarla baş başa kaldığı anlarda, "Birlikte bu zorlukları aşacağız" mesajı verdi. Ziyaretin sosyal medya paylaşımında, heyetin gülümseyen yüzleri ve ailelerin minnettar bakışları ön plandaydı; caption'da ise "Adana'mızda gönül köprüleri kuruyoruz" gibi iyimser bir ifade yer alıyordu. Ancak, bu idiyilik tablosu, bir ayrıntıyla paramparça oldu: Kepme'nin ayaklarındaki o lüks botlar.
Fotoğraf, sosyal medyada yayılır yayılmaz, bir yangın gibi büyüdü. Yalınayak bir çocuğun, Kepme'nin botlarının hemen dibinde durduğu kare, binlerce kez paylaşıldı ve yorum yağmuru altında kaldı. Botların markası, hızlıca tespit edildi: 1.555 Euro'luk bir İtalyan tasarımı, deri işlemeli, kışlık bir model. Türkiye'de distribütör fiyatı, vergilerle birlikte 80 bin TL'yi zorluyordu. Bu detay, olayı sıradan bir ziyaretten çıkarıp, sembolik bir skandala dönüştürdü. Kamuoyu, "80 binlik botla yoksulluğu ziyaret etmek ne demek?" diye sordu. Bir sosyal medya kullanıcısı, "Bu çocuklar ayakkabısız gezerken, sizinki bir ailenin yıllık geliri kadar. Vicdan nerede?" diye haykırdı. Başka bir yorumda ise, "AKP'nin eliyle dağıttığı yardımlar, ceplerindeki parayla çelişiyor" denildi. Fotoğrafın "yakıcı" niteliği buradan geliyordu; zira o kare, sadece bireysel bir ihmalkarlık değil, sistematik bir eşitsizliğin aynasıydı. Adana'da yaşayan bir mahalle sakini, anonim olarak, "Bizim çocuklar üşürken, gelen konuklar böyle mi olmalı? Teşekkür mü edelim, yoksa hesap mı soralım?" diye yakındı. Bu tepkiler, ziyaretin amacını gölgede bırakarak, partinin imajına darbe vurdu.
AKP'nin Adana teşkilatı, bu ziyaretle neyi hedeflemişti peki? Parti, son yıllarda yerel yönetimlerdeki başarılarını pekiştirmek için saha çalışmalarını artırdı. 2024 yerel seçimlerinde Adana'yı kaybetmek, teşkilatı harekete geçirmişti; Esentepe gibi mahalleler, "kazanılacak kaleler" olarak görülüyordu. Filiz Kepme, il yönetiminde kadın kolları sorumlusu olarak, bu tür ziyaretleri sıkça organize eden bir isim. Geçmişte, benzer etkinliklerde gıda kolileri dağıtmış, kadın girişimcilere destek çağrıları yapmıştı. Milletvekili Faruk Aytek ise, tarım ve sosyal politikalar komisyonlarında aktif; Adana'nın pamuk üreticilerine yönelik projeleriyle biliniyor. Ziyaretin planlaması, muhtemelen haftalar öncesine dayanıyordu: Yerel muhtarlarla koordinasyon, basın ekibi ve yardım listesi hazırlanması. Ancak, Kepme'nin bot seçimi –belki de sabah aceleyle giyilen bir detay– her şeyi değiştirdi. Parti içinden bir kaynak, "Bu bir hata, ama niyetimiz temizdi" diye savundu. Yine de, sosyal medyadaki paylaşım geri çekilmedi; aksine, yorumlar kapatılınca eleştiriler daha da alevlendi.
Bu olay, Türkiye'nin 25 yıllık AKP iktidarının en hassas damarlarından birine dokundu: Sosyal eşitsizlik. Hükümetin ilk yıllarında "herkese ev, herkese iş" vaatleri, bugün yerini derin bir uçuruma bırakmış durumda. TÜİK verilerine göre, 2025'te Gini katsayısı –eşitsizlik endeksi– yüzde 42'ye ulaşmış; yani nüfusun en zengin yüzde 20'si, gelirin yüzde 50'sinden fazlasını elinde tutuyor. Orta sınıf erozyona uğramış, yerine "zengin fakirler" ve "yoksul zenginler" ikilemi yerleşmiş. Adana gibi tarımsal bir ilde, bu uçurum daha belirgin: Şehir merkezinde lüks AVM'ler yükselirken, Esentepe'de çocuklar ayakkabısız okula gidiyor. Ekonomi uzmanları, enflasyonun yüzde 60'ları aştığı bu dönemde, lüks tüketimin "normalleşmesini" eleştiriyor. Bir akademisyen, "80 binlik bot, sadece bir eşya değil; sistemin kabul ettiği ayrıcalığın simgesi" diyor. AKP cephesi, bu eleştirilere "popülizm" diye yanıt verse de, halkın algısı değişmiyor. Yalınayak çocukların hikayeleri, haberlere konu oluyor: Bir anne, "Oğlumun botu yok, kış geldiği için okuldan uzaklaştı" diye ağlıyor. Bu ziyaret, o hikayelerin ortasına lüks bir detay düşürerek, utancı katmerledi.
Tepkiler, sadece sosyal medyayla sınırlı kalmadı; ulusal basında da geniş yankı buldu. Muhalefet partileri, fırsatı kaçırmadı: CHP Adana İl Başkanı, "Yoksullukla mücadele, lüksle değil emekle olur" diyerek, meclis grubunda gündeme taşıdı. İYİ Parti sözcüsü ise, "Bu fotoğraf, AKP'nin yüz karası" diye niteledi. Sosyalist kesimlerden gelen yorumlar daha sertti: "25 yılda yarattıkları eşitsizlik, botların fiyatıyla ölçülebilir hale geldi." Kamuoyu araştırmaları, bu tür olayların partiye oy kaybettirdiğini gösteriyor; zira 2025 anketlerinde, AKP'nin desteği yüzde 30'ların altına inmiş durumda. Adana'da sokak röportajları, karışık duygular yansıtıyor: Bazıları "Yardım geliyor, bot ne ki?" derken, çoğunluk "Önce empati, sonra yardım" diyor. Fotoğrafın viral olması, #80BinlikBot etiketini trend yaptı; mizah unsurları da eklenince, karikatürler dolaşmaya başladı: Birinde, yalınayak çocuk botu parlatıyor, diğerinde Kepme "kaygan zemin" diye şikayet ediyor.
Peki, bu ziyaretin somut çıktıları ne oldu? Parti, ertesi gün bir yardım kampanyası duyurdu: Esentepe'ye 500 çift ayakkabı ve kışlık kıyafet dağıtımı. Ancak, bu adım "gecikmiş bir telafi" olarak görüldü. Filiz Kepme, kişisel hesabından bir özür paylaşmadı; ama il yönetimi, "Herkes hata yapar, asıl mesele niyet" diye bir açıklama yaptı. Milletvekili Aytek, TBMM'de bir konuşmasında, "Adana'mızın her köşesine ulaşıyoruz, eleştiriler bizi yıldırmaz" dedi. Bu sözler, savunmacı bir tonda yankılandı. Uzmanlar, olayın psikolojik boyutuna dikkat çekiyor: "Zenginlik körlüğü" olarak adlandırılan fenomen, ayrıcalıklı kesimin yoksulluğu normalize etmesine yol açıyor. Adana Valiliği, mahalleye ek sosyal destek sözü verdi; ama yerel STK'lar, "Kalıcı çözüm istiyoruz, geçici ziyaret değil" diye bastırıyor.
Bu "yakıcı fotoğraf", Türkiye'nin toplumsal hafızasında derin bir iz bırakacak gibi. 25 yıllık iktidar, vaatlerini gerçekleştirirken, eşitsizliği de miras bıraktı. Yalınayak çocuklar, sadece Adana'da değil, ülkenin dört bir yanında var; onların hikayesi, lüks botların gölgesinde eziliyor. Kamuoyu, "Bu görüntüden utanç duyuyor musunuz?" diye sorarken, cevap hâlâ bekleniyor. Belki de asıl ziyaret, vicdanlara yapılmalı: Empatiyle, tevazuyla. Esentepe'nin sokakları, bugün sessiz; ama o botların tıkırtısı, yıllarca yankılanacak. Umarız, bu utanç, gerçek değişimlere kapı aralar; zira yoksulluk, botlarla değil, adaletle yenilir. Adana'nın tozlu havası, bu olayı unutmayacak – ve Türkiye de unutmamalı.





