TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Milli Eğitim Bakanlığı'nın bütçe görüşmeleri sırasında ortaya çıkan bir iddia, siyasi ve eğitim camiasında büyük yankı uyandırdı. CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp, Bakan Yusuf Tekin'e doğrudan hitap ederek, Kars'ın Susuz ilçesinde yaşanan inanılmaz bir durumu gündeme getirdi. Bu skandal, bir kişinin aynı anda hem AKP Susuz İlçe Kadın Kolları Başkanı olması hem devlet okulunda öğretmenlik yapması hem de okul kantinini işletmesi etrafında dönüyor.
Olayın merkezinde, Kars Susuz'daki Şehit Ömer Can Yekebağcı Çok Programlı Anadolu Lisesi bulunuyor. Söz konusu kişi, okulun resmi internet sitesinde hala öğretmen olarak listeleniyor. Sınıflarda öğrenciyle paylaşımlar yapıyor, okul müdürüyle fotoğraflar çektiriyor ve ders zili çaldığında sınıfa girerek eğitim veriyor. Ancak iş burada bitmiyor; aynı kişi, zil çaldığında kantine geçip ticari faaliyetlerini sürdürüyor. Öğretmen maaşlarının yetersizliği nedeniyle kantinin bu kişiye verildiği iddia ediliyor.
CHP'li vekil İnan Akgün Alp, komisyonda Bakan Yusuf Tekin'e bir fotoğraf göstererek konuşmasına başladı. Fotoğrafta Bakan'ın yanında yer alan kişinin AKP Susuz İlçe Kadın Kolları Başkanı olduğunu vurgulayan Alp, bu kişinin aktif olarak parti kongrelerine katıldığını, siyasi faaliyetler yürüttüğünü belirtti. Okuldan çıktıktan sonra doğrudan AK Parti ilçe binasına giderek kadın kolları başkanlığı görevini yerine getirdiğini anlatan vekil, bu durumun eğitim kurumlarının siyasallaşmasının en çarpıcı örneği olduğunu savundu.
Alp'in komisyondaki sözleri salonda büyük tepki çekti. Konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Bu fotoğraf Kars’ta çekildi. Yanınızdaki AK Parti Susuz İlçe Kadın Kolları Başkanı. Bu kişi kongrelere katılıyor, parti faaliyetlerini yürütüyor. Ama aynı kişi Kars Susuz’daki Şehit Ömer Can Yekebağcı Çok Programlı Anadolu Lisesi’nde öğretmen. Adı okulun resmi internet sitesinde hâlâ öğretmen olarak görünüyor.”
Vekil, iddialarını daha da derinleştirerek okulun ticari alanlarının bu siyasi isme teslim edildiğini vurguladı. Kantin işletmeciliğinin öğretmen maaşı yetersizliği bahanesiyle verildiğini söyleyen Alp, günlük rutini şöyle betimledi: Zil çalıyor derse giriyor, zil çalıyor kantini işletiyor, ardından okul terk edilip parti binasına geçiliyor. Bu tabloyu eleştiren vekil, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sınıfta paylaşımlar yapıyor, müdürüyle fotoğraflar çekiyor. Öğretmen maaşı yetmediği için kantini de vermiştiniz. Zil çalıyor derse giriyor, zil çalıyor kantini işletiyor. Sonra okuldan çıkıp AK Parti ilçe binasına gidiyor faaliyet yürütüyor. Bunun adı nedir? Vallahi buradaki herkes utanmıştır ya.”
Bu skandal, devletin eğitim kurumlarının nasıl siyasi kadrolara teslim edildiği sorusunu bir kez daha gündeme getirdi. İnan Akgün Alp, konuşmasında genel bir eleştiri yaparak bakanlıkların aile mülkü gibi yönetildiğini ima etti. “Buralar kimin babasının malıdır? Tarım Bakanı Macaristan’da şirketi olan adamı getirip genel müdür etmiş. Milli Eğitim Bakanı ilçe başkanını öğretmen etmiş. Bakanlıklar sizin kimin babasının mülkü?” diye sordu vekil, komisyon üyelerini utançla suçladı.
Kars Susuz gibi küçük bir ilçede yaşanan bu olay, öğretmen atamalarının ve okul yönetimlerinin liyakat yerine siyasi bağlılığa göre şekillendirildiği iddialarını güçlendiriyor. Okulun resmi sitesinde hala öğretmen olarak görünen bu kişinin, aynı zamanda kantin gibi gelir getirici bir alanı işletmesi, öğretmenlerin ekonomik zorluklarını da gözler önüne seriyor. Ancak bu durumun siyasi bir partinin ilçe teşkilatıyla iç içe geçmesi, ayrılması gereken eğitim ve siyaset sınırlarının tamamen kalktığını gösteriyor.
TBMM'deki bu ifşa, Milli Eğitim Bakanlığı'nın okul yönetimlerinde parti bağlantılı kişilere ayrıcalık tanıyıp tanımadığı sorusunu akıllara getiriyor. Bakan Yusuf Tekin'in fotoğraflarda yer aldığı ve doğrudan muhatap alındığı bu skandal, önümüzdeki günlerde daha fazla tartışma yaratacağa benziyor. Eğitim sisteminde liyakat mı yoksa sadakat mı ön planda sorusu, bir kez daha Türkiye'nin gündemine oturdu.
Bu tür olaylar, devlet okullarının ticari alanlarının dağıtımında şeffaflık eksikliğini ve siyasi etkileri vurguluyor. Susuz ilçesindeki lise, şehit adı taşıyan bir kurum olmasına rağmen böyle bir skandalla anılıyor olması, kamuoyunda büyük rahatsızlık yarattı. CHP'li milletvekilinin cesur çıkışı, benzer durumların başka yerlerde de olup olmadığını sorgulatıyor.
Sonuç olarak, AKP Susuz İlçe Kadın Kolları Başkanı'nın hem öğretmen hem kantinci hem de aktif siyasetçi rolünü aynı anda üstlenmesi, Türkiye'de eğitim ve siyaset ilişkisinin ne kadar iç içe geçtiğinin somut bir örneği haline geldi. Bu skandalın yankıları, Milli Eğitim Bakanlığı'nın açıklamalarını beklerken devam edecek gibi görünüyor.





