Bayrampaşa'nın dar sokaklarında, son günlerde hava gergin. Esnaf dükkanlarını kapatırken fısıldaşıyor, mahalle kahvelerinde tartışmalar alevleniyor. Bir belediye başkanının düşüşü, bir seçimin heyecanı ve şimdi bir davanın gölgesi... Bu semt, İstanbul'un kalabalık dokusunda sıradan bir yer gibi görünse de, son haftalarda Türkiye'nin siyasi nabzını tutuyor. Görevden alınan bir isim, meclis üyelerinin tereddütlü oyları ve bir kura çekiminin beklenmedik sonucu... Her şey, bir zincir gibi birbirine bağlanmış. Ama bu zincir, kopmak üzere mi? Yoksa daha da sıkı mı sarılacak? Yerel siyasetin bu küçük arenasında, büyük hesaplar dönüyor ve herkes, bir sonraki adımı merakla bekliyor.
Olayın kökeni, Bayrampaşa Belediye Başkanı Hasan Mutlu'nun ani görevden alınmasına uzanıyor. Yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanan Mutlu'nun koltuğu boşalınca, meclis üyeleri acil bir seçime gitti. 21 Eylül'de toplanan Bayrampaşa Belediye Meclisi, başkanvekili için oylamaya başladı. İlk turda ne AKP ne de CHP çoğunluğu sağlayabildi – tam bir çıkmaz sokak. İkinci, üçüncü ve dördüncü turlarda ise tam 18-18 berabere bitti. Saatler ilerledikçe salon gerilim doldu, üyeler arasında bakışmalar sertleşti. Sonunda, belediye kanunlarına göre kura çekimine başvuruldu. Zarfın içinden çıkan isim, CHP'li İbrahim Kahraman oldu. Salonda alkışlar patladı, ama bu zaferin tadı kısa sürdü – çünkü ertesi gün, fırtına koptu.
AKP İstanbul İl Başkanlığı, bu sonucu hazmedemedi ve hemen harekete geçti. Resmi X hesaplarından yapılan açıklamada, "Halkın seçtiği meclis üyelerinin iradesini yok sayan ve gasp eden anlayışa karşı hukuki süreci başlattık" denildi. Devamında, "Milletimizin emaneti olan iradenin hiçe sayıldığı bu sürecin iptali için yürütmeyi durdurma talepli dava açtık" ifadesi yer aldı. Bu dava, İstanbul İdare Mahkemesi'nde görülüyor ve iptal talebiyle birlikte yürütmenin durdurulmasını da içeriyor. AKP'liler, kura çekiminin usulsüz olduğunu, oyların manipüle edildiğini iddia ediyor. Meclis üyelerinden bazılarının "iradesinin gasp edildiği" öne sürülüyor – sanki zarfın içinden çıkan isim, bir tesadüf değil, bir tuzakmış gibi. Bu hamle, sadece bir hukuki itiraz değil; CHP'nin yerel zaferini gölgeleme girişimi olarak yorumlanıyor.
Peki, bu dava ne anlama geliyor? Geçmişe bakınca, Bayrampaşa'daki siyasi dinamikler hep çalkantılı olmuş. Hasan Mutlu, 2019 yerel seçimlerinde CHP'den kazanmış, ama yolsuzluk iddiaları yıllardır peşini bırakmamıştı. Tutuklanması, İçişleri Bakanlığı'nın soruşturmasıyla hızlandı – rüşvet, ihaleye fesat karıştırma gibi suçlamalar havada uçuşuyordu. Meclis üyeleri arasında AKP'nin 18, CHP'nin 18 sandalyesi varken, bu denge zaten kırılgan bir cam gibiydi. Kura çekimi, belediye mevzuatına göre zorunlu bir adım, ama AKP'ye göre "halk iradesini hiçe sayan bir usulsüzlük". Dava, eğer kabul edilirse, yeni bir seçim turu anlamına gelebilir – ve bu, CHP'nin elindeki koltuğu riske atar. İstanbul'un bu semtinde, nüfusun %40'ının AKP'ye oy verdiği bir yerde, her oy bir kale savaşı.
AKP'nin bu adımı, sadece Bayrampaşa'yla sınırlı kalmayacak gibi. Yerel yönetimlerdeki kayıplar, iktidar için bir yara – 31 Mart seçimlerinde CHP'nin İstanbul zaferi hâlâ taze. Dava, "irade gaspı" iddiasıyla, muhalefeti köşeye sıkıştırma taktiği olarak görülebilir. CHP cephesi ise sessiz – henüz resmi bir açıklama yok, ama kulislerde "Hukuk konuşsun" fısıltıları dolaşıyor. İbrahim Kahraman, koltuğa oturdu bile; belediye çalışmaları devam ediyor, ama dava gölgesi altında her karar bir risk. Mahkeme süreci haftalar, belki aylar sürer – bu arada, semtteki hizmetler aksar mı? Esnaf, "Seçimle uğraşmayın, yolları yapın" diye söyleniyor.
Bu dava, Türkiye'nin siyasi arenasında bir domino etkisi yaratabilir. Eğer mahkeme iptal verirse, CHP'nin diğer ilçelerdeki zaferleri de sorgulanır – benzer iddialar peş peşe gelebilir. AKP, bu hamleyle "halk iradesi" kartını oynuyor, ama CHP'liler "Kura kanuna göre, neyi iptal edeceksiniz?" diye karşı çıkıyor. Hasan Mutlu'nun tutukluluğu, soruşturmanın derinleşmesiyle uzayabilir – iddialar arasında ihale yolsuzlukları, usulsüz harcamalar var. Bayrampaşa, İstanbul'un endüstriyel kalbi; tekstil atölyeleri, küçük sanayi siteleriyle dolu. Başkanvekili olarak Kahraman, bu ekonomik damarı yönetmek zorunda – dava, yatırımları durdurur mu?
Yerel siyasetin bu küçük mücadelesi, büyük resmin parçası. AKP'nin dava furyası, 2024 yerel seçim yenilgilerini telafi etme çabası gibi. CHP ise, koltukları koruma modunda – İmamoğlu'nun gölgesinde, her ilçe bir cephe. Dava dosyasında, oylama tutanakları, kura protokolü incelenecek; tanık ifadeleri alınacak. Eğer usulsüzlük bulunmazsa, AKP'nin eli boş döner – bu, muhalefete moral olur. Ama iptal çıkarsa, yeni seçimde denge değişir mi? Semtteki AKP tabanı, "Bizim irademiz yok sayıldı" diye ayaklanıyor; CHP'liler ise "Demokrasi kura ile işler" diye gülüyor.
Bayrampaşa'nın bu hikayesi, Türkiye'nin siyasi gerilimini yansıtıyor. Görevden alma, dava, iptal talebi... Her adım, bir sonraki krizi doğuruyor. İbrahim Kahraman, şu an koltukta oturuyor, ama mahkeme kapısı aralık. AKP İstanbul'un açıklaması, "Kamuoyuna saygılarımızla" diye bitse de, saygıdan çok meydan okuma kokuyor. Bu dava, haftalarca gündemde kalacak – belki de İstanbul'un diğer ilçelerine sıçrayacak. Halk, "Ne zaman normalleşeceğiz?" diye sorarken, siyasetçiler zarfları karıştırıyor.
Bu entrika, sadece bir semt meselesi değil; iktidar-muhalefet kapışmasının mikrokozmosu. Hasan Mutlu'nun boş koltuğu, bir sembol – yolsuzluk iddiaları, tutukluluk hali... Dava, bu boşluğu doldurma yarışı. CHP'nin kura zaferi, tesadüf mü yoksa strateji mi? AKP'nin iptal talebi, hukuki mi yoksa siyasi mi? Mahkeme, tartacak – ve karar, Bayrampaşa'yı sarsacak. Semt sakinleri, kahvelerde tartışırken, gerçek soru şu: Bu koltuk kavgası, hizmetleri mi geciktirecek, yoksa yeni bir sayfa mı açacak?
Davanın seyri, önümüzdeki günlerde netleşecek. Yürütmeyi durdurma talebi, acil bir fren gibi – eğer kabul edilirse, Kahraman'ın yetkileri sınırlanır. AKP, "Millet emaneti" diye haykırırken, CHP sessizce hazırlanıyor. Bu, İstanbul'un siyasi mozağinde bir taş – oynatılırsa, mozaik dağılabilir. Bayrampaşa, bekleyişte; dava dosyası, sırları saklıyor. Ve bu sırlar, açığa çıktıkça, heyecanı katlayacak.
