Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, 1 yıl 10 gün süren tutukluluğunun ardından tahliye edildi ve cezaevinden çıktı. Aziz İhsan Suç Örgütü dosyası kapsamında tutuklu bulunan Özer hakkında mahkeme tarafından tahliye kararı verilmesi siyasi ve hukuki çevrelerde büyük yankı uyandırdı. Özer'e adli kontrol hükümleri uygulanmasına ve yurt dışı yasağı konulmasına karar verilirken, İstanbul dışına çıkma yasağı kaldırıldı.
Ahmet Özer saat 22.10 sularında cezaevinden çıktı. Kendisini CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve Dilek Kaya İmamoğlu karşıladı. Cezaevi çıkışında basın mensuplarına ve kendisini karşılamaya gelenlere ilk açıklamasını yapan Özer, özgürlüğün sevincini tam olarak yaşayamadığını belirtti.
Özer, cezaevi çıkışındaki ilk sözlerinde şunları söyledi: "Öncelikle basın mensubu arkadaşlara ve beni karşılamaya gelen bütün dostlarıma teşekkür ediyorum. Sizin de belirttiğiniz gibi, 1 yıl 10 gün sonra dışarıdayım. Tabii, dünyanın en güzel şeyi özgürlüktür ama maalesef ben bugün özgürlüğün sevincini tam olarak yaşayamıyorum. Çünkü yüreğimin yarısını içeride bıraktım."
Esenyurt Belediye Başkanı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve diğer ilçe belediye başkanlarının hâlâ tutuklu olmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Özer, "O nedenle ben bu özgürlüğün sevincini bugün tam olarak yaşayamıyorum" diyerek içeride kalan arkadaşlarına olan dayanışmasını vurguladı.
Özer'in tahliye edildiği gün İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilgili iddianamenin kabul edilmesi ve açıklanması da dikkat çekti. Bu durumu değerlendiren Özer, "Özellikle de bugün İBB ile ilgili iddianamenin de kabul edilmesi ve yayımlanmasıyla ortaya çıkan tablo, üzücü bir tablo olarak karşımıza çıktı" ifadelerini kullandı.
Ülkenin içinden geçtiği sürece dikkat çeken Ahmet Özer, hukuk ve demokrasi vurgusunda bulundu. Özer şunları söyledi: "Ülkemizin içinden geçtiğimiz süreçte hukuka, demokrasiye ve hukuk güvenliğine ihtiyacı var. Demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işlemesine büyük ihtiyacımız var. Bu aynı zamanda, seçilmişlerin ve belediye başkanlarımızın tutuksuz yargılanabileceği bir ortamın da ilk göstergesi olmasını diliyorum benim tahliyemin."
Ahmet Özer, barış süreci konusunda da değerlendirmelerde bulundu ve bu konuya katkı sunamamış olmanın üzüntüsünü yaşadığını belirtti. Özer, "Bir barış sürecinin içinden geçiyoruz. En büyük üzüntülerimden biri, dışarıda olup bu sürece yeterince katkı verememiş olmamdı. Bugün ve bugünden sonra umarım bunu ziyadesiyle yapacağım" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye teşekkür eden Özer, barış sürecine verdiği samimi ve içten desteklerden dolayı minnettarlığını ifade etti. Özer, "Bu sürece vermiş olduğu samimi ve içten desteklerinden dolayı özellikle Sayın Devlet Bahçeli'ye burada teşekkür etmek istiyorum" diyerek sözlerini sürdürdü.
Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, 30 Ekim 2024 tarihinde Kent Uzlaşısı soruşturması kapsamında düzenlenen şafak operasyonuyla gözaltına alınmış ve aynı gün tutuklanmıştı. Tutuklama kararının ardından Esenyurt Belediyesi'ne kayyum atanması büyük tartışmalara neden olmuştu.
Aziz İhsan Suç Örgütü dosyası kapsamında 20 Ekim'de iddianame düzenlenmişti. İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi tensip zaptını hazırladı ve sanıkların ilk kez 27 Ocak 2026 tarihinde hakim karşısına çıkacağı açıklandı. Bu tarih, davanın uzun bir süreç alacağını gösteriyor.
Ahmet Özer'in yargılandığı Kent Uzlaşısı soruşturması kapsamındaki davada duruşma 23 Ocak 2026 tarihine ertelenmişti. Mahkeme, Özer'in tahliye edilmesine karar verirken İstanbul dışına çıkma yasağının kaldırılmasına hükmetti. Ancak yurt dışı çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiri devam ediyor.
Tahliye kararı, belediye başkanlarının tutuksuz yargılanması tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Seçilmiş belediye başkanlarının görevlerinden alınarak tutuklanması ve yerine kayyum atanması uygulaması, demokrasi ve yerel yönetim tartışmalarının merkezinde yer alıyor.
Ahmet Özer'in tahliye edilmesi, CHP ve muhalefet çevreleri tarafından olumlu karşılanırken, diğer tutuklu belediye başkanlarının da serbest bırakılması çağrıları yapıldı. Ekrem İmamoğlu ve diğer belediye başkanlarının durumu kamuoyunda yakından takip ediliyor.
Cezaevi çıkışında yaptığı açıklamada Özer, hem hukuk güvenliği hem de barış süreci konularına değinerek ülkenin demokratikleşme ihtiyacına vurgu yaptı. Özer'in sözleri, Türkiye'nin içinden geçtiği siyasi ve hukuki süreçlere dair önemli mesajlar içeriyordu.
Esenyurt halkının seçtiği belediye başkanı olan Ahmet Özer'in 1 yıl 10 gün sonra tahliye edilmesi, yerel seçimlerde ortaya çıkan iradenin önemi konusunda da tartışmaları beraberinde getirdi. Kayyum uygulamasının demokrasi ve halk iradesine etkisi, siyasi gündemde önemli bir yer tutmaya devam ediyor.
Özer'e uygulanan adli kontrol tedbirleri kapsamında yurt dışına çıkış yasağı devam ederken, İstanbul dışına seyahat edebilecek. Duruşmanın 2026 yılı başında yapılacak olması, davanın sonuçlanmasının uzun süreceğini gösteriyor.
Ahmet Özer'in tahliye edilmesi, belediye başkanlarının yargılanma süreçleri ve tutuklu yargılanmaları konusunda yeni tartışmaları başlattı. Seçilmişlerin hukuki güvenceye sahip olması ve tutuksuz yargılanabilmeleri konusu, demokratik hukuk devleti ilkeleri açısından önem taşıyor.
Cezaevi çıkışında gösterdiği duruş ve yaptığı açıklamalarla Özer, hem kendi durumuna hem de ülkenin genel durumuna dair önemli tespitlerde bulundu. İçeride kalan belediye başkanları ve arkadaşlarına olan dayanışmasını dile getiren Özer, özgürlüğünü tam olarak kutlayamadığını belirterek insani bir duruş sergiledi.
Barış sürecine katkı sunmak istediğini belirten Özer, Devlet Bahçeli'ye teşekkür ederek sürece yapıcı bir yaklaşımla katılmak istediğini ortaya koydu. Bu açıklamalar, Türkiye'nin barış ve demokrasi gündeminde önemli bir yer tuttu.
Ahmet Özer'in tahliye süreci ve cezaevinden çıkışı, Türkiye'nin hukuk ve demokrasi gündeminde önemli bir gelişme olarak kayıtlara geçti. Belediye başkanlarının tutuklanması ve kayyum atanması uygulamalarının geleceği konusunda da yeni tartışmalar başladı.
