Ekonomideki son dalgalanmalar yatırımcıları altın ve gümüş piyasalarına kilitlerken, Paranın İzinde programında konuşan uzman Volkan Dükkancık, 2026 yılı için çarpıcı bir öngörüde bulundu. Gümüşün, altını gölgede bırakarak ön plana çıkacağını savunan Dükkancık, son 3-4 aydaki piyasa hareketlerini detaylı bir şekilde irdeleyerek, neden gümüşün daha cazip bir yatırım aracı haline geldiğini anlattı. Bu yorum, özellikle Türkiye'deki geleneksel yatırımcılar için bir uyarı niteliğinde; çünkü yıllardır altın odaklı bir alışkanlık hâkimken, gümüşün endüstriyel talebiyle gelen yükselişi, portföy dengelerini kökten değiştirebilir.

Dükkancık, konuşmasına gümüşün son dönemdeki üstünlüğünü vurgulayarak başladı. Piyasaların toparlanma sürecinde, gümüşün fiyat dinamiklerinin altından daha hızlı tepki verdiğini belirten uzman, “Aslında son 3-4 aydır gümüşü altının önünde görüyorum” dedi. Bu ifade, yatırımcılara net bir sinyal: Gümüş, sadece bir değerli metal olmanın ötesinde, küresel ekonominin büyüme motorlarında kritik bir rol oynuyor. Özellikle yapay zeka teknolojileri ve elektrikli araç sektörlerindeki patlama, gümüşün talebini roket hızıyla artırıyor. Yüksek iletkenlik özelliği sayesinde, gümüş bu alanlarda vazgeçilmez bir hammadde haline gelmiş durumda. Dükkancık, bu talebin gerçek anlamda altından daha fazla olduğunu vurgulayarak, “Gümüş talebi gerçek anlamda altından daha fazla” diye ekledi. Bu, yatırımcılar için bir fırsat penceresi açıyor; çünkü endüstriyel kullanımın artması, gümüş fiyatlarını spekülatif hareketlerden ziyade somut ekonomik büyüme verileriyle besliyor.

Piyasa analizine geçtiğinde, Dükkancık gümüşün fiyat yolculuğunu adım adım ele aldı. Gümüş, önceki zirvesini altından daha hızlı aşarak 54 dolara ulaşmayı başardı. Ancak uzman, bu yükselişin sürdürülebilirliği için temkinli bir yaklaşım öneriyor. Ani bir sıçramanın hemen olmayabileceğini belirten Dükkancık, yatırımcılara 50-55 dolar bandında birikim fırsatlarını kollamalarını tavsiye etti. “Gümüşte 50-55 dolar bandında birikim fırsatlarını kollamalıyız” sözleriyle, bu aralığın stratejik bir alım bölgesi olduğunu vurguladı. Bu tavsiye, özellikle kısa vadeli dalgalanmalara karşı koruma arayanlar için altın değerinde; zira gümüşün endüstriyel talebi, fiyatları uzun vadede yukarı taşıyacak bir itici güç olarak görülüyor. Altın ise, dolar belirsizlikleri ve genel ekonomik koşullar nedeniyle daha çok spekülatif bir araç konumunda kalıyor. Dükkancık, bu farkı netleştirerek, “Daha sağlıklı ve gerçekçi bir değerlendirme yapıldığında gümüş bir adım önde” ifadesini kullandı.

Piyasalar Kan Gölü: 2026 Öncesi Büyük Çöküş ve Vatandaşlık Maaşı Tuzağı
Piyasalar Kan Gölü: 2026 Öncesi Büyük Çöküş ve Vatandaşlık Maaşı Tuzağı
İçeriği Görüntüle

Yatırım stratejilerine dair tavsiyeleri ise, Dükkancık'ın yorumunun en pratik kısmını oluşturuyor. Portföy dağılımında gümüşe ağırlık vermeyi savunan uzman, geleneksel 2 birimlik bir alokasyon için “2 birimi gümüş, 1 birimi altın olarak değerlendirmeyi daha uygun buluyorum” dedi. Bu 2:1 oranı, gümüşün potansiyel getirisini maksimize etmek için tasarlanmış bir formül gibi. Neden mi? Çünkü gümüş, sadece yatırım portföylerinde değil, aynı zamanda yüksek büyüme gösteren sektörlerin belkemiğinde yer alıyor. Yapay zeka çiplerinden batarya teknolojilerine kadar her alanda gümüşün payı artarken, altının daha çok güvenli liman rolüyle sınırlı kalması, bu oranı mantıklı kılıyor. Dükkancık, bu stratejiyi uygularken riskleri minimize etmenin önemini de ihmal etmedi; örneğin, ani fiyat hareketlerine karşı pozisyon büyüklüğünü dengeli tutmayı önerdi.

Türkiye'deki yatırımcı profiline değinirken, Dükkancık kültürel bir engeli de masaya yatırdı. Yıllardır evlerde altın biriktirme alışkanlığının hâkim olduğunu hatırlatan uzman, “Geleneksel olarak evimizde gümüşü yatırım aracı olarak görme içgüdüsü veya refleksimiz yok” diye konuştu. Bu durum, birçok Türk yatırımcının gümüşün fırsatlarını göz ardı etmesine yol açıyor. Ancak Dükkancık, bu alışkanlığı kırmanın tam zamanı olduğunu savunuyor; zira küresel toparlanma ve endüstriyel talebin artması, gümüşü 2026'nın yıldızı yapmaya hazırlıyor. Uzman, bu öngörüsünü “2026 boyunca gümüşün altını geride bırakacağını düşünen taraftayım” sözleriyle pekiştirdi. Bu ifade, sadece bir tahmin değil, piyasa dinamiklerine dayalı bir analiz: Gümüşün vazgeçilmezliği, onu altından bir adım öne taşıyor.

Konuşmanın genel havası, yatırımcılara hem uyarı hem de umut mesajı veriyor. Dükkancık, altın fiyatlarının belirsizliklerle gölgelenirken, gümüşün somut talebe dayalı yükselişini överek, portföy çeşitlendirmenin kaçınılmazlığını vurguladı. Özellikle 2026 beklentileri, ekonomik toparlanmanın hızıyla doğrudan bağlantılı; yapay zeka ve elektrikli araçların küresel yayılımı, gümüş stoklarını eritirken fiyatları yukarı itecek. Uzman, bu süreçte doların geleceği gibi makro faktörlerin altın üzerinde baskı yaratacağını, ancak gümüşün endüstriyel temelleriyle ayakta kalacağını ima etti. Yatırımcılar için pratik bir yol haritası çizen Dükkancık, birikim fırsatlarını kaçırmamak üzere 50-55 dolar bandını tekrar tekrar işaret etti, böylece hem acemi hem deneyimli isimler için erişilebilir bir strateji sundu.

Bu yorumlar, altın ve gümüş piyasalarındaki rekabeti yeniden tanımlıyor. Gümüşün son aylardaki performansı zaten bunu kanıtlıyor: Altını geride bırakarak zirveye oynaması, sadece bir tesadüf değil, yapısal bir değişimin habercisi. Dükkancık'ın 2:1 oranlı portföy önerisi, risk-getiri dengesini optimize etmek isteyenler için bir pusula görevi görüyor. Türkiye'de gümüşün ihmal edilmesi ise, küresel trendlerden kopma riskini taşıyor; uzman, bu kültürel refleksi aşmanın, 2026 kazançlarını katlayacağını ima etti. Sonuç olarak, Paranın İzinde'deki bu oturum, yatırımcılara net bir mesaj veriyor: Gümüş, 2026'nın gizli kahramanı olabilir ve onu altının gölgesinden çıkarmak, geleceğin servetini şekillendirecek. Piyasalar bu yorumu konuşurken, akıllı hamleler yapanlar avantajı kapacak.