Asgari ücret, Türkiye ekonomisinin temel taşlarından biri olarak, her yıl milyonlarca çalışanın hayatını doğrudan etkiliyor. Yıl sonu yaklaşırken, alım gücündeki erozyon ve artan yaşam maliyetleri, bu konudaki beklentileri her zamankinden yükseltiyor. Özellikle enflasyonun baskın olduğu bir ortamda, ücret ayarlamaları sadece bireysel geçim derdi değil, genel ekonomik dengeyi de belirliyor. Uzmanlar, bu sürecin hem işçi hem işveren tarafını dengelemeye yönelik adımlar içereceğini öngörürken, kamuoyunda merakla beklenen detaylar yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyor. Peki, yeni yılda maaşlar ne kadar artacak ve bu artışlar günlük hayatı nasıl değiştirecek?

İlk toplantı tarihi netleşti: Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 12 Aralık 2025 Cuma günü bir araya gelecek. Bu tarih, 2026 yılı asgari ücret zammı görüşmelerinin resmi başlangıcı olarak kaydediliyor. Komisyon, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın ev sahipliğinde toplanacak ve yeni üye yapısıyla çalışmalarını sürdürecek. Aralık ayı boyunca seri toplantılar gerçekleştirilecek; hedef, en geç 31 Aralık 2025'e kadar yeni ücret seviyesini belirlemek. Bu karar, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek ve ülke genelinde milyonlarca bordroyu etkileyecek. Sürecin bu kadar sıkı bir takvime bağlanması, yıl sonu belirsizliklerini minimize etmeyi amaçlıyor.
Komisyonun yapısı, 1974 yılında kurulan Asgari Ücret Tespit Kanunu'na dayanıyor. Bu yapı, işçi, işveren ve hükümet kanadından olmak üzere toplam 15 üyeden oluşuyor: Her gruptan beşer temsilci. Bakanlık tarafından belirlenen bir üye başkanlık yapıyor ve toplantılar en az 10 üyenin katılımıyla gerçekleştiriliyor. Kararlar oy çokluğuyla alınıyor; eşitlik durumunda ise başkanın oyu belirleyici oluyor. Bu mekanizma, taraflar arası uzlaşmayı teşvik ederken, ekonomik gerçekleri yansıtacak bir denge kurmayı hedefliyor. Yeni üye yapısının devreye girmesiyle, bu yılki müzakerelerin daha kapsayıcı geçmesi bekleniyor.

Mevcut asgari ücret seviyesi, zam senaryolarının temelini oluşturuyor. Bugün itibarıyla brüt asgari ücret aylık 26 bin 5 lira 50 kuruş, net ücret ise 22 bin 104 lira 67 kuruş olarak uygulanıyor. İşverene yansıyan toplam maliyet ise 30 bin 621 lira 48 kuruşu buluyor. Bu maliyetin dağılımı şöyle: Brüt ücret 26 bin 5 lira 50 kuruş, sosyal güvenlik primi 4 bin 95 lira 87 kuruş ve işveren payı işsizlik sigorta fonu 520 lira 11 kuruş. Bu rakamlar, geçen yıl yüzde 30'luk zammın yansıması olsa da, enflasyonun devam eden etkisiyle alım gücünde kayıplar yaşanıyor. Komisyon, bu tabloyu dikkate alarak, yeni ücretin hem işçiyi hem işvereni koruyacak bir seviyede belirlenmesini tartışacak.
Zam oranlarına dair çarpıcı senaryolar, enflasyon tahminleri ve piyasa öngörülerine dayanıyor. Orta Vadeli Program'daki enflasyon tahmini ile Merkez Bankası'nın yüzde 16'lık hedefi baz alındığında, yüzde 16 zam senaryosu öne çıkıyor. Bu durumda net asgari ücret 25 bin 641 TL'ye yükselecek. Daha iyimser bir bakışla yüzde 20 zam uygulanırsa, net ücret 26 bin 522 TL olurken; yüzde 25 zamda 27 bin 630 TL'ye ulaşacak. En yüksek senaryo ise yüzde 30 zam: Net ücret 28 bin 735 TL olarak hesaplanıyor. Bu son oran, geçen yılın zammını yansıtıyor ve yüksek enflasyon ortamında gerçekçi bir seçenek olarak değerlendiriliyor. Bu hesaplamalar, brüt ücretin buna göre ayarlanmasını ve vergi-sigorta kesintilerinin dikkate alınmasını içeriyor.
Uluslararası bankaların tahminleri de süreci renklendiriyor. Geçen yıl asgari ücreti doğru öngören Morgan Stanley ve bir uluslararası yatırım bankası, bu kez yüzde 20-25 aralığında bir zam bekliyor. JPMorgan ve HSBC gibi devler ise yüzde 20'lik bir artış öngörüyor. Bu tahminler, küresel ekonomik yavaşlamanın yanı sıra Türkiye'nin iç dinamiklerini de hesaba katıyor. Bankalar, zam oranının enflasyonla paralel gitmesinin, tüketim talebini canlandırabileceğini ancak işveren maliyetlerini artırabileceğini belirtiyor. Bu öngörüler, komisyon üyelerine yol gösterirken, müzakerelerin verilerini zenginleştiriyor.
Görüşmelerin arka planında, ekonomik faktörlerin ağırlığı hissediliyor. Enflasyonun seyri, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve küresel enerji fiyatları, ücret belirlemede kritik rol oynuyor. İşçi tarafı, alım gücünün korunmasını talep ederken; işverenler, rekabet gücünü zedelememek için temkinli yaklaşıyor. Hükümet kanadı ise, sosyal dengeyi gözeterek orta yol arayışında. Bu üçlü dinamik, komisyonun kararlarını şekillendirirken, son yıllardaki zam trendlerini de referans alacak. Örneğin, yüzde 30'luk önceki zam, pandemi sonrası toparlanmayı desteklemişti; benzer bir etki bu yıl da hedeflenebilir.
Toplantıların Aralık ayı boyunca devam etmesi, taraflara müzakere alanı sağlayacak. 12 Aralık'taki ilk oturum, genel çerçeveyi çizecek; sonraki haftalarda ise detaylı hesaplamalar ve senaryo analizleri yapılacak. Enflasyon hedefinin yüzde 16 olması, düşük zam baskısını artırırken; gerçek enflasyonun üzerinde bir oran, sosyal huzuru pekiştirebilir. Banka tahminlerinin çeşitliliği, komisyonun esnek bir yaklaşım benimsemesini zorunlu kılıyor. Net ücretteki her bin liralık artış, milyonlarca ailenin gıda, barınma ve eğitim harcamalarını rahatlatma potansiyeli taşıyor.
Bu süreç, sadece ücretlileri değil, esnafı, KOBİ'leri ve genel ekonomiyi kapsıyor. Yüzde 20'lik bir zam, tüketimde hafif bir canlanma yaratırken; yüzde 30'luk senaryo, maliyet enflasyonunu tetikleyebilir. Komisyon üyeleri, bu ikilemi çözmek için veri odaklı bir strateji izleyecek. 31 Aralık'a kadar netleşecek karar, yeni yılın ekonomik ritmini belirleyecek. Milyonlarca çalışan, bu müzakereleri umutla takip ederken, sonuçların adil ve sürdürülebilir olmasını diliyor.
Sonuç olarak, 12 Aralık 2025'teki ilk toplantıyla başlayacak asgari ücret maratonu, 2026'nın ekonomik haritasını çizecek. Yüzde 16'dan yüzde 30'a uzanan senaryolar arasında, banka tahminleri yol gösterici olacak. Net ücretin 25 bin TL'lerden 28 bin TL'lere sıçraması, günlük hayatı dönüştürebilir. Komisyonun oy çokluğu prensibi, uzlaşmayı zorunlu kılar nitelikte. Bu görüşmeler, Türkiye'nin sosyal adalet arayışının bir yansıması olarak, tüm paydaşları bir araya getiriyor. Yeni ücretin açıklanmasıyla, 1 Ocak 2026 sabahı bordrolar yenilenecek ve umutlar tazelenerek yeni bir yıla adım atılacak.




