Türkiye siyaseti, her dönemde olduğu gibi, derin çatışmalar ve beklenmedik dönemeçlerle dolu bir arena. Kuruluşundan beri cumhuriyetin temel taşlarından biri olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), iç dinamikleriyle sık sık gündeme geliyor. Son yıllarda yaşanan kongre iptalleri, liderlik mücadeleleri ve yargı müdahaleleri, partiyi adeta bir savaş alanına çevirdi. Ancak 2025 Eylül'ü, bu kaosun zirvesi olabilir. Mahkeme salonlarında dönen davalar, sokaklardaki protestolar ve liderler arası atışmalar, milyonları ekrana kilitlemiş durumda. Peki, bu fırtınanın merkezinde ne var ve Türkiye'yi neler bekliyor?
Zanka TV'nin 14 Eylül 2025 tarihli canlı yayınında, gazeteci Ferit Atay'ın sorularını yanıtlayan yorumcu Memduh Bayraktaroğlu, CHP'nin iç dünyasını masaya yatırdı. Yayın, milyonların merakla beklediği Kemal Kılıçdaroğlu'nun sessizliğine odaklanarak başladı. Atay, izleyicilere "Kemal Kılıçdaroğlu hakkında ne düşünüyorsunuz? Chat'e yazın" diye seslenirken, Bayraktaroğlu, "Gürsel Tekin'in kıskandığı kim?" sorusuna gülerek yanıt verdi ve özel bir konuşmayı ima etti: "Gürsel'e söyledim, inanmadı. Kemal Kılıçdaroğlu hem seni hem Özgür Özel'i tuzağa düşürüyor, farkında değilsiniz." Bu iddia, partideki ikiz tuzak metaforuyla pekiştirildi; Kılıçdaroğlu'nun Gürsel Tekin'e tek bir destek cümlesi bile etmemesi, sessizliğin bir strateji olduğunu işaret ediyordu. Bayraktaroğlu, "Suskunluğumuz korkaklığımız değil, CHP'nin kurumsal kimliğini korumak" diyerek, partinin ulusal bir miras olduğunu vurguladı.
Yayının odak noktası, 15 Eylül 2025'te görülecek kurultay iptal davasıydı. CHP'nin 38. Olağan Kurultayı ve 21. Olağanüstü Kurultayı'nın iptali istemiyle açılan dava, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde devam ediyor. Duruşma, daha önce 17 Nisan'da başlamış ve CHP avukatlarının talebiyle 15 Eylül'e ertelenmişti. Parti, "mutlak butlan" ihtimaline karşı 900'den fazla delegenin imzasıyla 21 Eylül'de olağanüstü kurultay kararı aldı. Bu hazırlık, İstanbul İl Kongresi'nin iptal kararının esastan reddedilmesiyle hız kazandı; benzer bir usul reddi bekleniyor. Bayraktaroğlu, "15 Eylül'de mutlak butlan çıkmaz" diyerek iyimserdi, ancak kararın ekonomiyi etkileyeceğini savundu: "Eğer CHP yönetimi düşerse, dolar birden 60 liraya iner, Merkez Bankası boşalır." Bu yorum, partideki kaosun ülke geneline sıçrayacağını ima ediyordu.
Gürsel Tekin'in kayyum olarak atanması ve Özgür Özel'le yaşadığı gerilim, yayın boyunca ele alındı. Tekin'in "Hakkımı hepsine haram ediyorum" çıkışı, partideki kardeş kavgasını simgeliyordu. Bayraktaroğlu, "Biz CHP'nin hakkını onlardan fazla savunduk" diyerek, partinin halka anlatılamayan heyecanını eleştirdi. Özel'in "Ben gelince paldır küldür kaçıyorlar" sözlerine atıf yapan yorumcu, "Özgür Özel'in yıldızı inanılmaz parladı" diye övdü ve onun yükselen bir siyasetçi olduğunu belirtti. Ancak hata olarak, parlamenter sisteme dönüş tartışmasını gösterdi: "Özgür Özel'e destek veriyorum ama bir hata yapıyor. Parlamenter sistemi konuşma, Erdoğan'ı rahatlatıyorsun." Özel'in MYK toplantıları ve kayyum tepkileri, partinin direncini temsil ediyordu.
Tarihe bakıldığında, CHP'nin kongre iptalleri 2023'ten beri gündemde. Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığı döneminde yaşanan 37. Kurultay tartışmaları, Özgür Özel'in zaferiyle sonuçlanan 38. Kurultay'a zemin hazırladı. 2024 yerel seçimlerinde CHP'nin 47 yılın en büyük başarısı – İstanbul dahil 26 ilçenin kazanılması – Özel'in liderliğinde gerçekleşti. Ancak yargı müdahaleleri, Beşiktaş'tan Bayrampaşa'ya uzanan operasyonlarla hızlandı. Bayraktaroğlu, "CHP başarı gösterince içten ele geçirmeye çalışıyorlar" diyerek, partinin miras değeri olduğunu vurguladı: "CHP 7'den 70'e herkesin partisi, Atatürk'ün kurduğu devlet gibi. Tarikatlar, cemaatler dışarıda kalsın." Bu eleştiri, partideki "gerçek CHP'li" tartışmalarını ateşledi; "Baba, senin gerçek CHP'li olduğuna kim karar verdi?" sorusu, kimlik savaşını özetliyordu.
Ekonomi kısmında, Bayraktaroğlu "sticky inflation" kavramını açıkladı: "Yapışkan enflasyon, arz-taleple alakası yok, duygusal ve psikolojik. Erdoğan iktidarda kaldıkça düşmez." 2017'den beri her yıl enflasyonun düşeceğini vaat eden Erdoğan'ı eleştirdi: "Dünyanın en yüksek ikinci enflasyonu bizde." Cevdet Yılmaz'ın 2028'de kişi başı milli geliri 28 bin dolara çıkarma iddiasını yalanladı: "Yüzde 4 büyümeyle olmaz, bizi aptal sanıyorlar." Esnafın Erdoğan'ı eleştirdiğini, bakkalların bittiğini, turizmin kötüleşeceğini söyledi: "Erdoğan giderse ekonomi moral olarak yükselir." Davranışsal ekonomi bilimini referans vererek, "Erdoğan'ın ayrılması şart" dedi.
Geleceğe dair yorumlar çarpıcıydı. Bayraktaroğlu, Erdoğan'ın 2028'de anayasayı test edip aday olursa iç savaş çıkacağını uyardı: "Türkiye'de iç savaş çıkar, önceden söylüyorum." Erken seçim ihtimalini reddetti: "Bu meclis erken seçimi geçirmez." Parlamenter sisteme dönüşü savundu: "Erdoğan AKP lideri olarak seçime girsin, yüzde 30'u geçerse koalisyon kursun." Özgür Özel ve ekibinin yeni bir parti kurması halinde yüzde 35-40 oy alacağını öngördü: "AKP ve MHP'yi ezer." Kılıçdaroğlu'nun eş başkanlık veya liderlik denemesi halinde barajı aşamayacağını belirtti: "Eşek bile aşamaz." Erdoğan'ın Kürt hareketi ve Devlet Bahçeli'yle ikiz davranışını eleştirdi: "İkisi aynı anda çekilirse Erdoğan biter."
Yayın, İsrail-Katar meselesi, Devlet Bahçeli-Erdoğan arası gerilim, AKP iç kavgası, Selahattin Yılmaz soruşturması, Hakan Fidan-İbrahim Kalın-Fahrettin Altun üçgeni ve Sedat Peker'in dönüşü gibi konuları da değindi. Bayraktaroğlu, "Demokrasi cephesi kurulsun, Özgür Özel de içinde olsun" çağrısı yaptı. Yayın, 15 Eylül davasının ekonomiyi ve siyaseti sarsacağını vurgulayarak bitti: "Erdoğan dönemi bitti, esnaf bile eleştiriyor."
Bu yayın, CHP'nin 15 Eylül davasıyla yüzleştiği kritik bir eşikte yapıldı. Eğer mahkeme kurultayı iptal ederse, olağanüstü kongreyle Özel'in liderliği güçlenir; aksi halde Kılıçdaroğlu cephesi hamle yapabilir. İstanbul kararı riski artırdı, ancak CHP'nin hazırlıkları umut verici. Gelecek, yargının kararına bağlı: İç savaş mı, yenilenme mi? Ekonomi ise Erdoğan'ın ayrılışını bekliyor – sticky enflasyon ancak o zaman erir. Bu drama, her an yeni bir patlamaya gebe; heyecanla izliyoruz, ama demokrasi kazanmalı.
