Türkiye’nin en büyük gıda şirketlerinden biri olan ve 14 ülkeye ihracat yapan dev firma, uzun yıllardır sürdürdüğü istikrarlı büyüme grafiğini ekonomik zorluklar karşısında koruyamaz hale geldi. Sektördeki dalgalanmalar, artan maliyetler ve borç yükü şirketi iflasın eşiğine getirdi. Yıllarca hem iç pazarda hem de ihracatta adından söz ettiren bu devin, bugün karşı karşıya kaldığı tablo hem çalışanlarını hem de tüm gıda sektörünü endişelendiriyor.
Şirketin geçmişine bakıldığında, Türkiye’nin en önemli markalarından biri haline gelmesi, yalnızca üretim kapasitesiyle değil, aynı zamanda uluslararası pazardaki başarısıyla da dikkat çekiyordu. Avrupa’dan Orta Doğu’ya, Afrika’dan Asya’ya kadar pek çok ülkeye ihracat yapan firma, özellikle unlu mamuller, bakliyat ve işlenmiş gıda ürünlerinde büyük pazar payına sahipti. Ancak küresel enflasyon, hammadde fiyatlarındaki sert artış ve finansal borçlanmaların etkisi, şirketin ayakta kalmasını giderek zorlaştırdı.
Son yıllarda artan enerji maliyetleri, lojistik giderleri ve döviz kurundaki dalgalanmalar şirketin yükünü daha da ağırlaştırdı. İç piyasadaki talep daralmasıyla birlikte nakit akışı bozuldu ve borçlar çevrilemez hale geldi. Bankalara ve tedarikçilere olan yükümlülüklerini karşılamakta zorlanan firma, iflas erteleme sürecine girmek için başvuruda bulundu. Bu gelişme, şirketin on binlerce çalışanını doğrudan etkilerken, tedarik zincirinde yer alan küçük ve orta ölçekli işletmeleri de büyük bir belirsizlik içine sürükledi.
Şirket çalışanları aylardır maaşlarını zamanında alamadıklarını, üretim tesislerinde kapasitenin yarıya düştüğünü dile getiriyor. Fabrika önlerinde toplanan işçiler, işlerini kaybetme korkusuyla yetkililerden bir an önce çözüm bekliyor. Bazı bölge esnafları da firmanın durma noktasına gelen ödemeleri nedeniyle kendi işlerinin tehlikeye girdiğini ifade ediyor.
Gıda sektörünün uzmanları, bu iflas sürecinin yalnızca bir şirketin çöküşü olmadığını, aynı zamanda Türkiye’nin ihracat kapasitesi üzerinde de ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirtiyor. Zira 14 ülkeye düzenli ürün gönderen bir devin sahneden çekilmesi, hem dış ticaret rakamlarını hem de Türk markalarının güvenilirliğini zedeleyebilir. Ayrıca, şirketin piyasadan çekilmesi durumunda doğacak boşluğu yabancı markaların doldurabileceği konuşuluyor.
Sektör temsilcileri, devletin bu tür kritik işletmeler için geçici destek mekanizmaları oluşturması gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde yalnızca bu firmanın değil, benzer mali sorunlar yaşayan birçok gıda şirketinin de aynı akıbete sürüklenebileceği uyarısında bulunuluyor.
Gelecek günlerde şirketin mali tabloyu nasıl yöneteceği, bankalarla yapılacak görüşmelerin nasıl sonuçlanacağı ve iflasın gerçekten gerçekleşip gerçekleşmeyeceği merak konusu. Eğer çözüm bulunmazsa, Türkiye’nin en köklü gıda devlerinden biri olan bu marka tarihe karışabilir. Ancak sürecin uzaması bile sektörün güvenini zedelemeye, ihracat ilişkilerini sarsmaya yetmiş durumda.
Sonuç olarak, 14 ülkeye ihracat yapan bu dev gıda firmasının iflasın eşiğinde olması yalnızca bir şirketin meselesi değil; hem ekonominin hem de on binlerce çalışanın geleceğini yakından ilgilendiren bir gelişme. Önümüzdeki günlerde alınacak kararlar, hem şirketin kaderini hem de Türkiye’nin gıda sektöründeki gücünü belirleyecek.