Hayatın her alanında mali yükler ve düzenlemeler, bazen beklenmedik şekillerde karşımıza çıkar. Özellikle son yıllarda ekonomi gündemi, vergi reformlarıyla sıkça meşgul oluyor. Vatandaşlar, ev alırken, kira verirken ya da araç değiştirirken ne gibi sürprizlerle karşılaşacaklarını merak ediyor. Bu tür değişiklikler, hem bireysel bütçeleri hem de genel piyasa dinamiklerini doğrudan etkiliyor. Peki, son kabul edilen düzenleme neler getiriyor? Adım adım bakalım ki her şey netleşsin.
Öncelikle, kira gelirleri konusuna değinelim. Artık bir takvim yılı içinde elde edilen mesken kira gelirlerine yönelik genel istisna tamamen kaldırılıyor. Bu, birçok ev sahibini doğrudan ilgilendiriyor çünkü eskiden faydalandıkları bu avantaj artık yok. Ancak bir istisna var: Kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından emekli maaşı, maluliyet aylığı, dul ve yetim aylığı alanlar için bu istisna yeniden düzenleniyor. Yani, bu gruplar hala belirli bir rahatlama yaşayabilecek. Ayrıca, krediyle alınan konutlarda kiraya verilen gayrimenkuller için ödenen faizlerin gider olarak indirilmesine ilişkin vergi avantajı da değişiyor. Kredili ve kredisiz alımlar arasındaki vergi yükü eşitlenmeye çalışılıyor, ki bu da adaletli bir yaklaşım olarak görülüyor.
Vergi beyannameleri de bu reformdan nasibini alıyor. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nda dördüncü geçici vergi dönemi yeniden sisteme dahil ediliyor. Bu demek oluyor ki, geçici vergi mükellefiyeti olanlar, kazançlarını 3, 6, 9 ve 12 aylık dönemlerde tespit edecek ve yılın son çeyreğine ait beyannameyi verecek. Bu değişiklik, mali takibi daha sıkı hale getirerek kayıt dışılığı azaltmayı hedefliyor. Öte yandan, portföyünün sürekli en az yüzde 51'i Borsa İstanbul hisse senetlerinden oluşan fonların bir yıllık elde tutma istisnası da sınırlanıyor. Özellikle TEFAS'ta işlem görmeyen, sadece nitelikli yatırımcılara satılan ve portföy sınırlaması olmayan bazı serbest fonlar bu istisnadan yararlanamayacak. Bu, yatırımcıların strateji değiştirmesine yol açabilir.
Tapu işlemlerinde ise ciddi bir sıkılaştırma var. Harçlar Kanunu'na göre, gayrimenkul alım-satımlarında beyan edilen bedel, emlak vergisi değerinden az olamayacak şekilde tapu harcı hesaplanıyor. Eğer gerçeği yansıtmayan beyanlar olursa, aradaki fark için uygulanan vergi zıyaı cezası mevcut yüzde 25'ten bir kat artırılıyor, yani yüzde 50'ye çıkıyor. Bu, alıcı ve satıcıları daha dikkatli olmaya zorlayacak. Ayrıca, büyükşehirlerde il özel idareleri yerine kurulan yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarının adına kayıtlı taşıtlar motorlu taşıtlar vergisinden istisna tutulacak. Aynı başkanlıkların mülkiyetindeki taşınmazların satışı da KDV'den muaf olacak, ki bu da yerel yönetimlerin mali yapısını güçlendirebilir.
Araç alım satımları da unutulmamış. Noterlerde yapılan sıfır araçların ilk tescili ve ikinci el araç satış/devri işlemlerinden, satış bedeli üzerinden ve asgari maktu harçtan az olmamak üzere nispi noter harcı alınacak. Daha önce ikinci el araç satış/devri işlemlerinde mevcut olan harç istisnası kaldırılıyor. Bu, araç piyasasını hareketlendirenler için ekstra maliyet anlamına geliyor. Sıfır araç tescilinde de benzer bir yaklaşım var, yani her işlemde harç ödemek kaçınılmaz hale geliyor.
Bazı ruhsat ve belgeler için yıllık harçlar getiriliyor. Ayakta teşhis-tedavi yapan özel sağlık kuruluşları, ağız-diş klinikleri, veteriner muayenehaneleri, hayvan hastaneleri, kıymetli maden faaliyet izin belgeleri, ikinci el motorlu taşıt ve taşınmaz ticareti yetki belgeleri ile ticari havacılık ruhsatları gibi belgeler artık yıllık harç kapsamına alınıyor. Bu, ilgili sektörlerde çalışanları düzenli ödeme yapmaya yönlendirecek ve mali disiplini artıracak.
Eğitim cephesinde de hareketlilik var. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nda vakıf üniversitelerindeki öğrenci ücretlerinin belirlenmesinde mütevelli heyetin yetkisi korunuyor, ama ücret güncellemeleri cari yıl haziran ayı yıllık üretici fiyat endeksi artışı ile cari yıl haziran ayı yıllık tüketici fiyat endeksi artışı ortalaması dikkate alınarak YÖK esaslarına göre yapılacak. Bu, ücret artışlarının daha öngörülebilir olmasını sağlayabilir, öğrenciler için de bir nebze rahatlama getirebilir.
Spor etkinlikleri için özel istisnalar geliyor. 2026 Avrupa Ligi Finali, 2027 Konferans Ligi Finali ve 2032 Avrupa Şampiyonası kapsamında UEFA ve yurt dışından gelecek katılımcılara ilişkin teslim ve hizmetler, KDV, gelir ve kurumlar vergisinden geçici olarak istisna edilecek. Ayrıca, istisna kapsamındaki yüklenilen KDV’nin indirim ve iadesi mümkün olacak. Bu, Türkiye'nin uluslararası organizasyonlardaki cazibesini artırabilir.
Bireysel Emeklilik Sistemi'nde (BES) devlet katkısı oranı, mali hedefler doğrultusunda Cumhurbaşkanı'na yetki verilerek yüzde ellisine kadar artırılabilecek veya sıfıra kadar indirilebilecek. Bu esneklik, tasarruf alışkanlıklarını etkileyebilir. Sosyal güvenlik primlerinde de değişiklikler var: Borçlanma prim oranları yüzde 45’e çıkarılıyor, 5434 sayılı Kanun kapsamındakiler dahil. Uzun vadeli sigorta kolları prim oranlarında artış yapılacak. Kendi nam ve hesabına çalışanların primlerini süresinde ödemeyip sonradan toplu ödeyerek canlandırmaları durumunda, durdurulan sürelerin ihya prim oranı daha yüksek tutulacak.
Genç girişimcilere verilen bir yıllık prim desteği kaldırılıyor, ki bu yeni iş kuranlar için bir darbe olabilir. Prime esas kazanç üst sınırı asgari ücretin 7,5 katından 9 katına çıkarılıyor. SGK’dan gelir veya aylık alanlardan, kendi veya hak sahibinin sigortalılığı nedeniyle prim ve gecikme cezaları olanların borçları, bağlanan gelir/aylıklardan yüzde 25’i geçmeyecek şekilde kesilerek tahsil edilecek. Bu, borç yönetimini kolaylaştırabilir ama aylık alanlar için ekstra yük getirebilir.
Kamu finansmanında da yenilikler var. Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunu’na eklenen geçici maddeyle, 2023 Kahramanmaraş merkezli deprem harcamaları ve 2025 gelir yönlü bütçe gelişmeleri nedeniyle ortaya çıkan ilave finansman ihtiyacı ile Hazine nakit rezervinin belli bir seviyede tutulabilmesi amacıyla bütçe kanunu ile belirlenen net borç kullanım tutarı artırılacak. Bu, devletin mali esnekliğini artırıyor.
Üniversite hastaneleri için götürü bedel sözleşmeleri kapsamında 2025 sözleşme tutarından aşağıda kalan tahakkuk tutarları, 2026’daki alacaklarından mahsup yerine terkin edilecek ve bu tutarlar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesinden karşılanacak. Kurumlar Vergisi Kanunu geçici 2'nci maddesindeki dernek ve vakıflarca elde edilen kesinti suretiyle vergilendirilmiş kira, menkul kıymet, faiz gelirleri ve Milli Eğitim Bakanlığına bağlı uygulama birimlerindeki döner sermaye gelirleri nedeniyle iktisadi işletme sayılmama düzenlemesinin uygulama süresi 31 Aralık 2035 tarihine kadar uzatılıyor.
Son olarak, Kentsel Dönüşüm Başkanlığına malvarlığını ve taşınmazlarını teminat göstererek sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait bankalardan iç borçlanma yapma imkanı tanınıyor. Bu, şehir yenileme projelerini hızlandırabilir. Tüm bu değişiklikler, AKP Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülen ve AKP tarafından TBMM'ye sunulan 36 maddelik "Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda ve 631 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" kapsamında kabul edildi. Amacı, kayıt dışılıkla mücadele, vergi adaletini sağlamak ve vergi dışı alanları kapsama almak. Bu reformlar, günlük hayattan büyük yatırımlara kadar her şeyi etkileyecek gibi duruyor.
            
            
                            
                            
                            




