Türkiye'de milyonlarca vatandaş, geçim sıkıntısıyla mücadele ederken ve asgari ücrete ara zam beklentisi içindeyken, gündeme bomba gibi düşen bir karar ülkeyi adeta sarstı. İktidarın, yılbaşında zaten yüzde 44 oranında artırdığı vergi ve harçlara, şimdi de yüzde 50’lik yeni bir zam daha yapması, ekonomik dengeleri altüst edecek nitelikte. Bu son kararla birlikte, yılbaşından bu yana uygulanan toplam zam oranı tam yüzde 115’i bulmuş durumda. Ancak bu zam sağanağından etkilenen milyonlarca vatandaşın yanı sıra, şaşırtıcı bir şekilde bazı kesimlerin bu ağır yükten muaf tutulması, kamuoyunda büyük bir yankı uyandırdı.
Bu yeni düzenlemeler, bakkal, manav, berber, kasap, terzi gibi küçük esnaftan, çiftçiye, avukata, doktora, diş hekimine, küçük ve orta boy işletme sahiplerine ve en önemlisi kira geliri elde eden ev sahiplerine kadar geniş bir yelpazeyi etkisi altına alıyor. Her ay Gelir Vergisi stopajı ödeyen 4 milyon 259 bin küçük esnaf, kazancını her yıl beyan etmek zorunda olan 3 milyon 200 bin kira geliri mükellefi, 1 milyon 216 bin Kurumlar Vergisi mükellefi şirket ve her ay KDV beyanı veren 3.8 milyon mükellef, bu ek maliyetlerle karşı karşıya kalacak. Ayrıca, ev sahipleri başta olmak üzere belediyelere beyanname veren milyonlarca mükellef de ilave vergi ödemek zorunda kalacak. Bu kararın, toplumun ortak edep ve ahlak duygularıyla bir alakası olmamakla beraber, tamamen ekonomik bir gerekçeyle, iktidarın artan para sıkışıklığı nedeniyle alındığı düşünülüyor.
Cumhurbaşkanı kararıyla Resmi Gazete’de yayımlanan bu üç ayrı düzenleme, damga vergisi, beyanname harçları ve diğer bazı harçlarda ciddi artışlar öngörüyor. Örneğin, Damga Vergisi’nde yapılan değişiklikle, yıl başında 443.70 lira olan ve her ay verilen Katma Değer Vergisi (KDV) ile Muhtasar beyannamelerin damga vergisi 665 liraya çıkarıldı. Gelir Vergisi beyannamesinden alınan harç 672.40 liradan bin liraya, Gümrük ve Kurumlar Vergisi beyannamesi harcı 898.20 liradan 1350 liraya, belediyelerle Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) verilen beyannamelerdeki harç ise 329.3 liradan 495 liraya yükseltildi. Bu artışlar, zaten ekonomik zorluklarla boğuşan milyonlarca kişinin omuzlarındaki yükü daha da ağırlaştıracak.
Ancak tüm bu zamların arasında, toplumda büyük tepkiye yol açan ve “göstermelik” olarak yorumlanan bir istisna dikkat çekiyor. Yatı, kotrası veya teknesi olan varlıklı kesimlerin durumu, diğer milyonlarca vatandaşa kıyasla oldukça farklı bir tablo sergiliyor. Yapılan düzenlemeyle, 18 Gros tonilatoyu geçmeyen gezinti gemileri, yolcu gemileri ile yatlar, kotralar, tekneler ve gezinti gemilerinde yüzde 0 olan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV), yüzde 8’e çıkarıldı. İlk bakışta bir zam gibi görünse de, bu düzenlemenin detayları incelendiğinde, durumun hiç de öyle olmadığı ortaya çıkıyor. Çünkü yüzde 8’lik ÖTV, yalnızca bundan sonra yeni yat, kotra veya tekne alacaklara uygulanacak. Yani, mevcut yatı, kotrası veya teknesi olan varlıklı kesimler için herhangi bir ilave yük getirilmedi. Bu karar, zam sağanağından etkilenen milyonlarca vatandaşın tepkisini azaltmak için yapılan göstermelik bir adım olarak yorumlanıyor.
Diğer yandan, silah taşıma ruhsatı olanların ödediği yıllık harç 15 bin 800 liradan yüzde 100 artışla 31 bin 600 liraya, bulundurma vesikası harcı 25 bin 283 liradan 50 bin 565 liraya, yivsiz tüfek ruhsatı da 611 liradan bin 225 liraya yükseltilerek, vergi ve harçlardaki genel artış eğilimi farklı alanlarda da kendini gösterdi. Ancak tüm bu artışlar içinde, en çok tepki çeken ve kamuoyunda büyük bir adaletsizlik algısı yaratan durum, milyonlarca emekçiyi, esnafı ve dar gelirliyi vuran zamların karşısında, yat sahiplerine getirilen “göstermelik” artışın bıraktığı izlenim oldu. Milyonlarca kişinin maaşlarına yapılacak cüzi bir ara zam beklentisi sürerken, beyanname vergilerine gelen bu büyük zam ve özellikle varlıklı kesime uygulanan muafiyetler, Türkiye’deki gelir adaleti tartışmalarını daha da alevlendirecek gibi görünüyor.