Pençe-Kilit Harekâtının Bilinmeyen Yüzü: Üsteğmen Nuri Melih Bozkurt'un Kayıp Sırrı ve Mağaradaki O Kara Günün Gizemli Detayları Türkiye'yi Sarsıyor!

Irak'ın Kuzeyinde, vatan savunmasının en çetin geçtiği Pençe-Kilit Harekât bölgesinden gelen haberler, tüm ülkeyi yasa boğmaya devam ediyor. Ancak bu kez, yıllardır çözülemeyen bir sır perdesi ve ardında yatan büyük acılar, kamuoyunun gündemine bomba gibi düşüyor. 28 Mayıs 2022'de yaşanan ve akıbeti halen netleşmeyen Üsteğmen Nuri Melih Bozkurt'un kayboluşuyla başlayan bu yürek burkan hikaye, sonrasında yaşanan trajik olaylarla adeta bir düğüme dönüştü. Türkiye, bu düğümü çözmek için nefesini tutmuş beklerken, resmi açıklamalar ve aile beyanları arasındaki derin çelişkiler, gerilimi daha da artırıyor.

Üsteğmen Bozkurt, Pençe-Kilit Harekâtı kapsamında gerçekleştirilen bir operasyon sırasında bölücü terör örgütü mensupları tarafından vuruldu ve yaralı halde sürüklenerek götürüldü. Hainlerin bu anları kayda aldığı bilgisi, olayın vahametini gözler önüne serdi. O günden sonra kendisinden bir daha haber alınamadı. Milli Savunma Bakanlığı, Üsteğmen Bozkurt'u şehit ilan etse de, Bozkurt ailesi, naaşı bulunana kadar bu durumu kabul etmeyerek oğullarını "kayıp" statüsünde değerlendirdi. Bu kabullenişsizlik, ailenin şehit maaşı bağlanması teklifini reddetmesine neden oldu. Zira aileye göre, naaşı bulunmadığı sürece Nuri Melih Bozkurt hâlâ teröristlerin elinde olabilir. Ailenin rızası olmadan şehit maaşı bağlanamadığı için, Üsteğmen Bozkurt'un maaşı ve diğer sosyal hakları, sanki görevi başındaymış gibi ödenmeye devam ediyor. Şehidin kardeşi Furkan Bozkurt da sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, devletin ve Silahlı Kuvvetler'in kendilerine olan ilgisini eksik etmediğini ancak kardeşleri bulunmadan haklarını almak istemediklerini net bir dille ifade etti.

Tüm bu belirsizlikler sürerken, olayda kilit bir gelişme yaşandı. İtirafçı olan bir kadın teröristin ifadeleri, Üsteğmen Bozkurt'un naaşının bulunabileceği umudunu yeşertti. Terörist, naaşın, terör örgütünün yıllarca hastane olarak kullandığı 852 rakımlı tepenin altındaki bir mağarada olduğunu belirtti. Askerimiz için silah arkadaşlarını sağ kurtarmak esas olsa da, şehit olduysa dahi aziz naaşına ulaşmak ve vatan toprağına getirmek de en kutsal görevlerden biriydi. İşte bu amaçla, o mağaraya bir arama operasyonu düzenlendi. Ancak bu operasyon, Türkiye'yi yasa boğan bir başka trajediyi de beraberinde getirdi.

Mağaraya girildi, ancak Türkiye o gün tarihin en acı kayıplarından birini daha yaşadı. Tam 12 askerimiz, arama yaparken mağarada şehit oldu. İlk açıklamalarda bu askerlerimizin metan gazından zehirlenerek şehit olduğu belirtildi. Oysa metan gazından zehirlenmenin mümkün olmadığı biliniyordu. Ertesi gün yapılan ikinci açıklamada ise, karbon monoksit gazından zehirlenme ihtimali de eklendi. Daha önce mağaranın temizlendiği belirtilirken, ikinci açıklamada, arama sırasında mağaranın ikinci bir katının da bulunduğu ve zehirlenmenin o katta yaşandığı ortaya çıktı. Askerlerimizi zehirlendikleri alandan kurtarmak da kolay olmadı; giren askerler bile orada düşüp şehit oluyordu. Zonguldak'tan özel donanımlı maden işçileri ve AFAD ekipleri getirilerek kurtarma çalışmalarına katıldı.

Bu trajik olay, ülkede büyük bir üzüntü yaratırken, olayın ardından ihmal, kasıt veya kusur olup olmadığına dair şüpheler de gündeme geldi. Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, bu durumun ortaya çıkarılmasını isterken, TBMM Başkanlığı'na soru önergeleri verildi. İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez'in en kapsamlı önergesine bakanlık tarafından hâlâ bir cevap verilmediği belirtiliyor. Bozkurt ailesi, yalnız Nuri Melih Bozkurt için değil, onun aziz naaşını bulmak için şehit düşen 12 askerimizin acısını da yaşıyor. Aile, 2022'den bu yana Genelkurmay Başkanlığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı yetkilileri tarafından yalnız bırakılmadı, sürekli temas halinde olundu. Aile, Üsteğmenin şehit olduğu operasyon bölgesini görmek, yaşananları operasyon sırasında bulunan askerlerden dinlemek ve acılarını paylaşmak istedi.

Genelkurmay Başkanlığı bu talebi saygıyla karşıladı ve gerekli hazırlıklar yapıldı. Şehidimizin babası, annesi, kardeşi ve bir kuzeni, Irak'ın Kuzeyindeki Pençe-Kilit Harekât bölgesine götürüldü. Anne ve baba, çatışmaların yaşandığı belirtilen 1.515 rakımlı Sarmaziya Tepesi'ne götürülerek operasyon bölgesinin zorluklarını, orada gördükleri askerlerimizin kahramanlığını, cesaretini ve özverisini yerinde deneyimlediler. Bu deneyim, aileyi derinden etkiledi ve anne ile baba, oğullarının silah arkadaşlarıyla gurur duydu. Kardeş Furkan Bozkurt ve kuzeni ise, Sarmaziya'da yaşananların saniye saniye anlatıldığı bir bölgede gezdirildi. Ayrıca, 852 rakımlı tepede bulunan ve 12 askerimizin şehit düştüğü mağara da kendilerine gösterildi. Aile, askerlerin kendilerine gösterdikleri yakınlıktan ve verdikleri bilgilerden dolayı teşekkür etti. Kardeş Furkan ve kuzeni, naaşın bulunmasının zorluğunu bölgede bizzat gördüler. Ancak tüm bunlara rağmen umutlarını yitirmeden, Melih Üsteğmenin bir gün sağ ya da aziz naaşına ulaşılabileceğini akıllarından çıkarmadılar.

Ankara Tandoğan Meydanı CHPnin Kitlesel Mitinginde Vesayete ve Kayyuma Karşı Tarihi Direniş
Ankara Tandoğan Meydanı CHPnin Kitlesel Mitinginde Vesayete ve Kayyuma Karşı Tarihi Direniş
İçeriği Görüntüle

İşte tüm Türkiye'nin merakla beklediği o an ve ailenin yüreğindeki o büyük dilek, bu noktada kesişiyor. Aziz naaşı bulmak için bundan sonra da aramalar devam edecek, istihbaratlar titizlikle değerlendirilecek. Ailenin "şehit" tanımını kabul etmesi için tek bir şartı var: Ya Üsteğmen Melih Bozkurt sağ olarak bulunacak ya da teröristlerden biri çıkıp, onun naaşını toprağa verdikleri yeri gösterecek. Aile için işte o gün, Melih Üsteğmen resmen "şehit" sayılacak. Milli Savunma Bakanlığı'nın, 12 şehidimizin otopsi bulgularını bir an önce açıklayarak, bu konudaki yanıltıcı bilgilerin dolaşımını engellemesi, tüm Türkiye'nin ortak beklentisi.