Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Trump yönetimi, Ukrayna lideri Volodimir Zelenski'nin önüne "ölümü gösterip sıtmaya razı eden" ve Kiev için mutlak bir hezimet vadeden 28 maddelik kapsamlı bir barış planı koydu. Ukrayna için adeta bir "idam fermanı" niteliği taşıyan bu plan, Kiev yönetimini tarihin en zorlu seçimiyle baş başa bırakmış durumda. Zelenski, Cuma günü halkına seslenerek, ülkenin ya onurunu yitirme ya da en kilit ortağı olan Amerikan desteğini kaybetme seçenekleri arasında sıkıştığını belirterek, "Bu tarihimizin en zor anlarından biri" ifadelerini kullandı. Eğer Kiev yönetimi bu planı reddederse, sadece Amerikan desteğini kaybetmekle kalmayacak, aynı zamanda çok sert bir kış ve daha büyük toprak kayıplarıyla yüzleşmek zorunda kalacak.
Sızdırılan ve taraflarca doğrulanan 28 maddelik plan, Trump yönetiminin "savaşı bitirme" vaadinin somutlaşmış hali olarak görülüyor. Trump yönetimi, bu planın Şükran Günü'ne, yani 27 Kasım'a kadar imzalanmasını istiyor ve aksi takdirde desteğin tamamen çekileceği tehdidinde bulunuyor. Beyaz Saray yetkililerine göre Amerikalıların mantığı oldukça net: Savaş devam ederse Ukrayna kaybettiği toprakları geri alamayacağı gibi daha fazlasını da kaybedecek. Bu nedenle Washington, sunduğu güçlü güvenlik garantileri karşılığında Ukrayna'nın zararın neresinden dönerse kâr sayacağı bir anlaşmaya imza atmasını bekliyor. Planın en dikkat çekici maddesi ise NATO'nun 5. maddesini örnek alan ancak NATO üyeliği içermeyen "eşi benzeri görülmemiş" bir güvenlik garantisi. Buna göre Ukrayna'ya yapılacak herhangi bir saldırı, tüm müttefiklere yapılmış sayılacak ancak Kiev, NATO hayalinden tamamen vazgeçmek zorunda kalacak.
Planın toprak bütünlüğü ile ilgili maddeleri ise Kiev için oldukça acı verici şartlar içeriyor. 28 maddelik taslağa göre Kırım, Lugansk ve Donetsk fiilen Rus toprağı olarak tanınacak. Ayrıca Herson ve Zaporijya'daki mevcut temas çizgisi dondurulmuş hat olarak kabul edilecek ve burası fiili sınır sayılacak. Rusya bu bölgelerin dışında kalan yerlerden çekilecek olsa da, Ukrayna kontrolündeki Donetsk bölgesinin bir kısmından çekilerek buraları tarafsız tampon bölgeye dönüştürecek. Daha da önemlisi, Ukrayna anayasasından NATO üyeliği hedefini silecek, topraklarında yabancı asker bulundurmayacak ve ordusunu 600 bin kişiyle sınırlandıracak. Rusça yeniden resmi dil olarak kabul edilirken, eğitim müfredatı Rus karşıtı ideolojilerden arındırılacak.
Zelenski'yi bu ağır şartları kabul etmeye zorlayan asıl faktör ise sadece sahadaki askeri başarısızlıklar değil, Washington'ın elinde tuttuğu ve "Midas Operasyonu" adı verilen devasa yolsuzluk dosyası. Amerikalı yetkililerin "İç skandallar Zelenski'yi barış için taviz vermeye daha istekli hale getirebilir" şeklindeki açık sözlü yaklaşımları, masadaki baskının boyutunu gözler önüne seriyor. 10 Kasım 2025'te sızdırılan soruşturma dosyasına göre, Ukrayna enerji altyapısını onarmak için Batı'dan gelen milyarlarca dolarlık fonun önemli bir kısmı iç edilmiş durumda. Zelenski'nin kontrol edemediği Ukrayna Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu tarafından yürütülen gizli soruşturma, enerji ihalelerinin paravan şirketlere verildiğini ve sözleşme bedellerinin %10 ila %15'inin komisyon olarak offshore hesaplarına aktarıldığını ortaya koyuyor.
Yolsuzluk çarkının merkezinde ise Zelenski'nin "kasası" olarak bilinen eski ortağı Timur Mindiç ve Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Andriy Yermak gibi çok üst düzey isimler yer alıyor. Soruşturma detaylarına göre, Batı fonlarından gelen paranın en az 80 ila 120 milyon doları bu rüşvet ağına akmış durumda. Savaş zamanında halk ağır bedeller öderken, yönetime yakın isimlerin zenginleştiğini belgeleyen bu dosyalar, Zelenski'nin "oligark düzenini yıkma" vaadiyle geldiği iktidarda, bizzat o düzenin bir parçası haline geldiğini gösteriyor. Skandal patlak verince Timur Mindiç'in İsrail'e kaçtığı, Enerji ve Adalet bakanlarının ise görevden alındığı belirtiliyor.
Trump'ın masaya koyduğu planın ekonomik boyutu da en az siyasi boyutu kadar dikkat çekici. Plana göre, Rusya'nın dondurulmuş 100 milyar dolarlık varlığı Ukrayna'nın yeniden inşası için kullanılacak ancak ABD bu girişimden elde edilen kârın %50'sini alacak. Yani Washington, arabuluculuk rolünün karşılığını maddi olarak da tahsil etmeyi planlıyor. Ayrıca Avrupa ülkelerinin de yeniden inşa için 100 milyar dolar ek kaynak sağlaması öngörülüyor. Trump, bir anlamda faturayı Avrupa'ya keserken, Ukrayna'nın yeraltı zenginlikleri üzerindeki kontrolünü de garanti altına almaya çalışıyor.
Sonuç olarak, Zelenski yönetimi Cenevre'de başlayacak görüşmeler öncesinde köşeye sıkışmış durumda. Bir yanda toprak kayıplarını ve NATO hedefinden vazgeçmeyi içeren ağır bir "hezimet" anlaşması, diğer yanda ise hem Amerikan desteğinin kesilmesi hem de iktidarı sarsacak yolsuzluk dosyalarının tamamen ifşa olması riski bulunuyor. Anlaşma imzalanırsa 100 gün sonra Ukrayna'da seçimlere gidilecek ve Zelenski sandıkta halkıyla yüzleşmek zorunda kalacak. "Midas Operasyonu" gölgesinde masaya oturan Kiev heyeti için, onur ile bekâ arasında yapılacak bu seçim, savaşın kaderini belirleyecek en kritik dönemeç olarak tarihe geçiyor.





