Son dönemde sağlıklı yaşam ve beslenme alışkanlıkları üzerine artan tartışmalar, uzmanların yeni ve dikkat çekici yaklaşımlarını gündeme getiriyor. Türkiye’nin önde gelen isimlerinden Prof. Dr. Sinan Canan’ın, konuyla ilgili çarpıcı bir dizi açıklaması, milyonlarca insanın yıllardır doğru bildiği beslenme alışkanlıklarını kökten sarsacak nitelikte. Canan, bir konferansında "Doğru beslenme, karmaşık diyet listeleri değil, kendi bedenini dinlemeyi öğrenmekle başlar," diyerek, aslında tüm bu sürecin sanılandan çok daha basit ve kişisel olduğunu vurguladı.
Yıllardır diyetisyenler ve beslenme uzmanları tarafından ezberletilen "mutlaka üç ana öğün ve ara öğünler" kuralı, Canan’ın açıklamalarıyla yeni bir perspektif kazanıyor. Ünlü uzman, "Sadece gerçekten acıktığınızda bir şeyler yemelisiniz," diyerek, midenin guruldamasının aslında sindirim sisteminin kendini temizlediğinin bir işareti olduğunu belirtiyor. Bu, modern yaşamın getirdiği ‘sürekli bir şeyler yeme’ alışkanlığına karşı radikal bir duruş olarak öne çıkıyor. Hatta Canan, bu "yalancı açlık" hissinin aslında insülinin etkisiyle ortaya çıktığını ve gerçek açlıktan ayırt edilmesi gerektiğini vurguluyor.
Pek çok diyetin temel taşı olan karbonhidratlar ve tatlılar da Canan’ın eleştirilerinden nasibini alıyor. "Tatlılar bir besin değil, haz nesnesidir," diyen Canan, karbonhidratların mümkün olduğunca azaltılması ve lifli, çiğ, yeşil gıdalara ağırlık verilmesi gerektiğini savunuyor. Bu yaklaşım, Tarım ve Sağlık Bakanlıkları’nın yıllardır sürdürdüğü “Dengeli Beslenme” kampanyalarıyla çelişiyor gibi görünse de, güncel bilimsel veriler bu tür bir beslenmenin metabolik sendrom, obezite ve hatta depresyon riskini azalttığını gösteriyor. Uzmanlar, özellikle işlenmiş gıdaların obezite ve kanser riskini artırdığı yönünde uluslararası sağlık kuruluşlarının da desteklediği görüşleri sıkça dile getiriyor. Canan'ın açıklamalarıyla birlikte uzmanlar, içeriği bilinmeyen, karmaşık isimlere sahip maddeler barındıran paketli ürünlerden uzak durulması gerektiğini, doğal ve minimum düzeyde işlenmiş gıdaların tercih edilmesinin önemini vurguluyor.
Ancak makalenin asıl sürprizi, uzmanların yıllardır yanlış bildiğimiz bir konuda yaptığı o sarsıcı açıklamada gizli. Pek çok kişinin “sağlıklı” olduğu düşüncesiyle öğünlerinin vazgeçilmezi yaptığı bir alışkanlık, aslında sağlığımıza en büyük zararı veren adımlardan biri olabilir. Prof. Dr. Canan'ın vurguladığı o kritik nokta, milyonlarca insanın şok olmasına neden olacak.
Yıllardır “yemekten hemen sonra yenmesi çok faydalıdır” düşüncesiyle sofralardan eksik etmediğimiz ve hatta çocuklarımıza bile yedirdiğimiz o meşhur besinin, aslında karaciğerde yağlanmaya yol açtığı ve sindirimi zorlaştırdığı ortaya çıktı. Prof. Dr. Sinan Canan’ın tüm beslenme alışkanlıklarını sorgulatan o açıklaması: “Özellikle yemek sonrası tüketilen meyveler, içerdikleri fruktoz nedeniyle karaciğerinizi doğrudan yağlandırır. Meyve tüketimi sabah saatlerinde ve ölçülü yapılmalıdır.” Bu, beslenme konusundaki ezberleri bozan en kritik detay olarak kayıtlara geçti.
