Türkiye ekonomisi, Beyaz Saray'da gerçekleşen Erdoğan-Trump görüşmesinin yankılarıyla hareketleniyor. Bu kritik buluşmada ticaret, yatırım ve savunma sanayii gibi alanlarda önemli konular ele alınırken, ortada somut bir kazanım olmaması ekonomide temkinli bir beklenti yarattı. Trump, Erdoğan'a Rusya'dan petrol ve gaz alımını bırakması gerektiğini söylerken, bu konuda Erdoğan'ın net taahhütte bulunmaması diplomasi açısından sessiz bir kararlılık izlenimi yarattı.
Ekonomiden uzman Lale Özan Arslan ve Cem Özüak, görüşmenin ardından Türkiye ekonomisi ve piyasaları üzerine kapsamlı bir tartışma gerçekleştirdi. Türkiye'de internet altyapı sorunları, sosyal güvenlik konuları ve özellikle Arabesk müziğinin önemli ismi Güllü'nün camdan düşerek hayatını kaybetmesi sürecindeki balkon güvenliği eksiklikleri gündemin önemli başlıkları oldu. Lale Özan Arslan, balkon camının güvenlik zaafiyetlerini açıklarken, bu tür usulsüz yapıların ciddi kazalara ve hatta cinayetlere davetiye çıkardığına dikkat çekti.
Ekonomide ise borsa beklentilerin gerisinde kalırken, altın ve gümüş piyasalarında hareketlenmeler yaşanıyor. Analistler, 2025'in gümüş için altını geride bırakacak güçlü bir dönem olacağı öngörüsünde bulunuyor. Bunun arkasında ABD ve Çin ekonomilerinin toparlanması, artan endüstriyel talep ve özelikle politik risklerin etkisi bulunuyor. Altının ise yıl boyunca dalgalı ama genel yükseliş trendinde kalacağı tahmin ediliyor. Türkiye'de ise yüksek faiz ortamı, bankalardaki büyük şirket mevduatlarının piyasaya akmaması ve para dolaşımındaki kısıtlamalar yatırımcıları zorluyor.
Öte yandan savunma sanayii konusunda da kritik gelişmeler oldu. Türkiye'nin milli savaş uçağı KAAN'ın motor lisanslarının ABD Kongresi onayı beklediği, dolayısıyla motor tedarikinde ağır bir gecikme yaşandığı ifade edildi. Bu durum KAAN’ın üretimini ve yurt dışı satışlarını ciddi biçimde etkilerken, yerli motor geliştirme alternatifleri savunma sanayisini yeniden şekillendirme potansiyeli taşıyor.
Trump-Erdoğan görüşmesinin diplomatik yelpazesinde, Trump'ın zaman zaman sert ve alaycı söylemlerine rağmen Türkiye ile ilişkileri yeniden gözden geçirme yönünde mesajlar verilmesi dikkat çekti. Erdoğan'ın daha sessiz ve kontrollü tutumu, Türk dış politikasında yeni dengeleri işaret ediyor.
Ekonomik tablo karmaşık. Türkiye'nin Rusya'dan aldığı enerji miktarı yüksek, ABD ise bu ilişkinin sonlanmasını bekliyor. Her iki taraftan da enerjide çeşitlendirme ve bağımsızlık yönünde stratejik adımlar atılması gerekliliği ortaya çıkıyor. Bu durum, enerji politikalarında büyük bir restleşmeye dönüşebilir.
Özetle, Türkiye'nin 2025 ekonomik ve siyasi dinamikleri, küresel güç odakları ile diplomatik gerilimler arasında şekillenirken, halkın yatırım ve yaşam tercihlerinde belirsizlik hakim. İnternet altyapısı gibi temel ihtiyaçlardaki sorunlar gündelik hayatı etkilerken, savunma projeleri ve uluslararası ilişkiler ülkenin geleceği için kritik parametreler olmaya devam ediyor.
Türkiye için yakında ekonomik istikrar ve politik güvenlik adımları, hem iç piyasalarda hem de dış ilişkilerde belirleyici olacak. Bu karmaşık süreci anlamak için piyasa hareketlerini, diplomatik gelişmeleri ve toplumsal gündemleri yakından takip etmek şart.
