Sağlık dünyasında bazen beklenmedik işbirlikleri, geleceği şekillendiren dönüm noktaları yaratır. Özellikle pandemi sonrası dönemde, medikal teknolojilerin önemi daha da artmışken, yerli girişimlerin uluslararası arenada parlaması hepimizi gururlandırıyor. Bu tür başarılar, sadece ekonomik kazanç değil, aynı zamanda küresel güvenilirlik anlamına geliyor. Peki, bu seferki hikaye nasıl bir etki yaratacak ve neden bu kadar konuşuluyor? Adım adım inceleyelim bu ilham verici gelişmeyi.
Her şey, yerli sağlık teknolojileri üreticisi Oncosem'in İngiltere'deki iştiraki Oncosem UK Limited ile başlıyor. Şirket, İngiltere Ulusal Sağlık Hizmetleri (NHS) tarafından açılan "Needle-Free Connection Systems and Associated Products 2025" adlı ihaleye katıldı. Bu ihale, iğnesiz bağlantı sistemleri ve ilgili ürünleri kapsıyor; yani hastanelerde enfeksiyon riskini azaltan, güvenli infüzyon ve enjeksiyon araçları. Oncosem, teklif verdiği tam 97 kalemin hepsinde başarılı tedarikçi olarak seçildi. Bu, Türk medikal sektöründe bir ilk: Oncosem UK aracılığıyla NHS'ten ihale kazanan ilk Türk şirket unvanını elde etti. Anlaşma, 7 Ekim 2025 tarihinde Londra'da, NHS ve şirket yöneticilerinin katılımıyla imzalandı. Bu imza, sadece bir sözleşme değil, Türk teknolojisinin dünya standartlarını aştığının kanıtı.
Anlaşmanın mali boyutu ise dudak uçuklatıcı. Toplam ihale bütçesi 115 milyon sterlin, yani yaklaşık 6.4 milyar TL olarak belirlendi. Süre ise 2+2 yıl, yani başlangıçta iki yıl, opsiyonel olarak iki yıl daha uzatılabilecek. NHS ağına bağlı tam 704 hastanenin ihtiyaçlarını karşılayacak bu çerçeve sözleşme, İngiltere'nin sağlık altyapısını güçlendirecek. Özellikle ilk yıl için planlanan alım miktarı yaklaşık 25 milyon sterlin, yani 1.4 milyar TL civarında. Bu rakamlar, Oncosem'in üretim kapasitesini ve lojistik gücünü test edecek, ama aynı zamanda şirketin büyümesine ivme katacak. Hastaneler, bu ürünler sayesinde daha güvenli prosedürler uygulayabilecek; iğnesiz sistemler, hemşire ve doktorların işini kolaylaştırırken, hastaların konforunu artıracak.
Oncosem'in bu başarıdaki kilit ürünü ise IVEIN markası. Yüzde 95 yerlilik oranıyla Türkiye'de üretilen bu venous valfler,国内 pazarın yüzde 70'ini domine ediyor. IVEIN, kemoterapi ilaçları gibi hassas tedavilerde kullanılmak üzere tasarlanmış; lateks ve DEHP içermeyen medikal sınıf malzemelerden yapılmış. Bu ürünler, NHS'in katı kalite standartlarını karşılayarak seçildi. Şirketin yönetim kurulu, bu zaferi şöyle yorumladı: "NHS gibi dünyanın en saygın sağlık kurumlarından biriyle tedarik anlaşması imzalamak, yalnızca Oncosem için değil, Türkiye’nin medikal teknolojilerde geldiği seviyenin göstergesidir. NHS’ten ihale kazanan ilk Türk şirket olmanın gururunu yaşıyoruz. Bu başarı, yerli üretim gücümüzün dünya standartlarını yakaladığının en somut kanıtıdır." Bu sözler, ekibin emeğini ve vizyonunu yansıtıyor; yılların Ar-Ge yatırımı, nihayet uluslararası meyvelerini veriyor.
Bu anlaşma, sadece Oncosem için değil, tüm Türk sağlık sektörü için bir milat. İngiltere'nin NHS'i, dünyanın en büyük ve en organize sağlık sistemlerinden biri; yılda milyarlarca sterlinlik bütçeyle yönetiliyor ve 1.5 milyondan fazla çalışanı var. Böylesine bir ağa girmek, tedarikçiler için prestij demek. Oncosem'in başarısı, diğer Türk firmalarına da kapı açabilir; medikal ihracatımızı artırarak ekonomiye katkı sağlayabilir. Düşünün, 704 hastanenin günlük operasyonlarında Türk teknolojisi kullanılacak – bu, enfeksiyon kontrolünden kemoterapi uygulamalarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Şirketin ürünleri, hastaların acı çekmeden tedavi olmasını sağlarken, sağlık çalışanlarının risklerini minimize edecek.
İhalenin detaylarına inelim: "Needle-Free Connection Systems" başlığı altında, bağlantı parçaları, uzatma setleri ve ilgili aksesuarlar yer alıyor. Oncosem, 97 kalemin tamamında rekabeti geride bırakarak seçildi; bu, ürün çeşitliliği ve fiyat-kalite dengesinin mükemmelliğini gösteriyor. Anlaşma kapsamında, ürünler NHS'in tedarik zincirine entegre edilecek; düzenli sevkiyatlar ve kalite kontrolleri yapılacak. İlk yılın 25 milyon sterlinlik alımı, şirketin üretim hatlarını tam kapasite çalıştıracak. Uzun vadede, 4 yıla uzayabilecek sözleşme, Oncosem'in İngiltere pazarındaki konumunu sağlamlaştıracak. Bu, Brexit sonrası dönemde Avrupa dışı tedarikçilere açılan fırsatları da değerlendiriyor.
Oncosem'in yolculuğu, yerli girişimciliğin gücünü hatırlatıyor. Şirket, onkolojik sistemler üzerine odaklanmış; kemoterapi hazırlığı ve uygulaması için çözümler sunuyor. IVEIN gibi ürünler, kapalı sistem çözümleriyle NIOSH gibi uluslararası standartlara uyumlu. Bu ihale zaferi, Ar-Ge yatırımlarının meyvesi; yüzde 95 yerli üretim, ithalat bağımlılığını azaltıyor. Türkiye'de venous valf pazarının yüzde 70'ini elinde tutan Oncosem, şimdi gözünü globale dikmiş. Bu başarı, genç girişimcilere ilham olabilir: Yerli teknolojiyle dünya devlerini yenmek mümkün.
Anlaşmanın imzalanması, Londra'daki törende büyük ilgi gördü. NHS yöneticileri, Oncosem'in yenilikçi yaklaşımını övdü; Türk tarafı ise gururla temsil etti. Bu tür işbirlikleri, diplomatik ilişkileri de güçlendiriyor; sağlık alanında Türkiye-İngiltere bağları derinleşiyor. Gelecekte, benzer ihalelerde daha fazla Türk firma görebiliriz. Oncosem'in hikayesi, sadece bir sözleşme değil; bir vizyonun gerçekleşmesi.
Bu gelişme, sağlık teknolojilerindeki trendleri de yansıtıyor. İğnesiz sistemler, enfeksiyon oranlarını yüzde 50'ye varan oranda düşürebiliyor; bu, NHS gibi büyük sistemler için hayati. Oncosem'in ürünleri, bu trendin öncüsü; kemoterapi gibi riskli tedavilerde güvenlik sağlıyor. Şirketin yönetim kurulunun vurguladığı gibi, bu başarı yerli üretimin zaferi. Türkiye'nin medikal ihracatı, bu anlaşmayla yeni bir seviyeye çıkacak.
Sonuçta, Oncosem'in NHS zaferi, hepimizi heyecanlandıran bir adım. 6.4 milyar TL'lik bu dev sözleşme, Türk teknolojisinin gücünü dünyaya gösteriyor. 704 hastanede kullanılacak ürünler, milyonlarca hayatı etkileyecek. Bu hikaye, daha başlangıç; gelecekteki başarılar için motivasyon kaynağı.