Finansal piyasalar, yeni bir haftaya girerken büyük bir belirsizliğin eşiğinde duruyor. Yatırımcıların ve ekonomi dünyasının gözleri, özellikle hafta içinde açıklanacak olan kritik enflasyon verilerine kilitlenmiş durumda. Önemli bir ekonomist, bu verilerin hem Borsa İstanbul’un (BIST) yönü hem de değerli metallerdeki hareketlilik açısından belirleyici olacağını ifade ediyor. Özellikle Borsa İstanbul'un uzun süredir dar bir aralıkta sıkışması ve 11.000 seviyesinin üzerinde kalıcı olamaması, yatırımcıların kafasında büyük soru işaretleri yaratıyordu. Herkes, küresel piyasalarda yaşanan hareketlilikle birlikte altın fiyatlarının yeni bir tırmanışa geçmesini beklerken, piyasaların yönünü değiştirecek sürpriz bir enstrüman işaret edildi.
Uzman ismin değerlendirmelerine göre, önümüzdeki döneme damgasını vuracak olan asıl belirleyici faktör, yurt içi taraftan gelecek olan enflasyon rakamı olacak. Piyasa beklentisinin %1,25 olduğu hatırlatılırken, enflasyonun bu seviyede veya altında gelmesi durumunda Borsa İstanbul’un bu tabloyu pozitif bir şekilde fiyatlayacağı öngörülüyor. Özellikle rakamın %1,2 seviyesinde ya da bunun altında, hatta %1’in altına inmesi durumunda endeksin 11.000 üzerinde kalıcılık sağlayacağı ve 11.150 direncini yeniden test edeceği belirtiliyor. Eğer bu 11.150 eşiği aşılabilirse, Borsa İstanbul’un 11.500 seviyesine kadar güçlü bir hareket başlatması bekleniyor. Bu iyimser senaryoda, özellikle bankacılık ve holding hisseleri gibi büyük sektör hisselerinin öne çıkacağı tahmin ediliyor.
Ancak dikkat edilmesi gereken bir diğer senaryo da mevcut. Uzmanlar, enflasyonun piyasa beklentisinin üzerine çıkarak %1,25'in üzerinde, hatta %1,5 seviyelerine yaklaşması durumunda riskli bir tablonun oluşabileceği uyarısında bulunuyor. Böyle bir durumda Borsa İstanbul’un 11.000 üzerindeki kalıcılığının zorlaşacağı ve endeksin 10.800’ün altına inerek 10.670–10.550 bandına doğru sert geri çekilmeler yaşayabileceği ifade ediliyor. Genel beklentinin enflasyonun "daha iyi" geleceği yönünde olması, hafta başındaki hareketliliğin önemini bir kat daha artırıyor.
Değerli metaller cephesinde ise, herkesin gözü geleneksel olarak güvenli liman kabul edilen altında olsa da, asıl çarpıcı hareketin farklı bir yatırım aracında yaşandığı vurgulanıyor. Altın, zirve noktalarına biraz daha uzak bir konumda bulunuyor. Son kapanışını 4.230 dolar seviyesinden yapan altının, 4.280 dolar seviyesini aşması durumunda çok kısa sürede yeni bir zirve denemesi yapma potansiyeli taşıdığı ifade ediliyor. Fakat bu yükselişin yalnızca bir tepki hareketi mi, yoksa yeni bir tarihi zirve sürecinin başlangıcı mı olacağı, yine hafta başındaki piyasa tepkileriyle netleşecek.
Tüm bu beklentilere rağmen, ünlü ekonomist yatırımcıların dikkatini altından çok daha güçlü bir ivme yakalayan gümüşe çevirdi. Son dönemde gümüşte %12,5'lik dikkat çekici bir yükseliş yaşanırken, altında bu oran sadece %4 seviyesinde kaldı. Bu güçlü hareketin temelinde ise küresel para politikalarındaki değişim, özellikle de önemli bir merkez bankasının faiz indirecek olması beklentisi yatıyor. Teknik göstergeler açısından, altın-gümüş rasyosunun 77’nin altına inmesiyle başlayan bu ciddi hareketin, rasyonun 72’nin altına düşmesi durumunda etkisinin daha da artabileceği belirtiliyor. Mevcut teknik görünümün, net bir şekilde gümüş lehine güçlü olduğu vurgulanıyor.
Uzman isim, gümüş için kritik eşiğin 57,5 dolar seviyesi olduğunu açıkladı. Eğer gümüş, bu seviyeyi aşmayı başarırsa, fiyatların çok kısa bir süre içerisinde 62,5 dolarlara doğru hızla tırmanabileceği tahmin ediliyor. 62,5 dolar seviyesinin ise teknik açıdan güçlü bir direnç noktası oluşturduğu ekleniyor. Bu gelişmeler ışığında, hem Borsa İstanbul’un 11.000 üzerindeki mücadelesi hem de altın-gümüş piyasasındaki mevcut ivmenin seyri açısından önümüzdeki günlerin ve açıklanacak enflasyon verisinin yatırım kararları için kritik öneme sahip olacağı kesinleşmiş durumda.