ABD'de Jeffrey Epstein skandalı yeni bir boyut kazandı. Milyarder pedofilin ortaya çıkan 20 bin sayfalık belgeleri, siyasetin ve ünlüler dünyasının en karanlık köşelerini aydınlatıyor. Bu e-postalar, sadece bir kişinin değil, yıllardır gizlenen bir ağın sırlarını döküyor ortaya. Donald Trump, bu deprem etkisi yaratan iddialara Florida'ya giderken uçakta yanıt verdi ve "hiçbir şey bilmiyorum" diyerek topu Demokratlara attı. Peki, bu belgeler ne anlatıyor? Epstein'ın Ghislaine Maxwell'e, gazeteci Michael Wolff'a ve hatta Prens Andrew'a attığı mesajlar, Trump'ın eski danışmanı Steve Bannon'dan Bill Clinton'a kadar uzanan bağlantıları nasıl ortaya seriyor? Detaylara inelim, çünkü bu hikaye sadece bir skandal değil, Amerikan tarihinin en utanç verici sayfalarından biri.

Hafta sonu tatili için Washington'dan Florida'ya uçan Başkan Trump, Air Force One'da gazetecilerin sorularını yanıtladı. Epstein'ın 2019'da Wolff'a gönderdiği e-postada Trump için "kızlardan haberi vardı" ifadesi geçiyordu. Bu cümle, Epstein'ın neyi kastettiği sorulduğunda Trump'ı köşeye sıkıştırdı. Eski başkan, net bir şekilde Bu konuda hiç bir şey bilmiyorum. Asıl mesele, tüm zamanını Bill Clinton ve Larry Summers'la geçirmesinin ne anlama geldiği? diye yanıt verdi. Trump, Epstein ile ilişkilerinin "uzun yıllar boyunca çok kötü" olduğunu vurgulayarak, Fakat aynı zamanda başkan olmamın gücünü gördü. Bu yüzden kendine notlar yazdırdı. Hadi canım. Bill Clinton hakkında ne bildiğini öğrenmelisiniz. JP Morgan Chase de dahil tanıdığı tüm o insanlar hakkında. sözleriyle konuyu rakiplerine çevirdi. Bu açıklama, sadece bir savunma değil, aynı zamanda karşı atağı başlatan bir hamleydi. Trump, Epstein'ın notlarının siyasi bir tuzak olduğunu ima ederek, dikkatleri Clinton'ın Epstein'la olan yakınlığına çekti.

ABD Hükümet Kapanması 35. Günde
ABD Hükümet Kapanması 35. Günde
İçeriği Görüntüle

Beyaz Saray'dan da destek geldi. Sözcü Karoline Leavitt, 12 Kasım'daki basın toplantısında Demokratların bu iddiaları "siyasi puan toplamak" için uydurduğunu savundu. Leavitt, Demokratları sahte bir hikaye yaratmak için liberal medyayı kullanmakla suçladı ve Trump'ın Epstein kurbanlarından biri hakkında bilgi sahibi olduğu iddiasını yalanladı. Bu, skandalın sadece hukuki değil, aynı zamanda partiler arası bir savaş haline geldiğini gösteriyor. Trump, aynı gün Truth Social hesabından bir paylaşım yaparak, Epstein ile Clinton, Larry Summers ve diğer önemli figürler arasındaki ilişkilerin araştırılması için talimat verdiğini duyurdu. Bu adım, Epstein belgelerinin yarattığı deprem etkisini daha da büyütmekten başka bir şey değil; çünkü belgeler, Epstein'ın geniş bir ağa sahip olduğunu kanıtlıyor.

Temsilciler Meclisi Denetim Komitesi'nin kamuoyuna açıkladığı 20 bin sayfalık ek belgeler, Epstein'ın e-posta trafiğini gün yüzüne çıkarıyor. Bu belgeler, Epstein'ın kız arkadaşı Ghislaine Maxwell, gazeteci Michael Wolff, Prens Andrew ve Trump'ın eski danışmanı Steve Bannon'a gönderdiği mesajları içeriyor. Belgeler, komiteye adı gizli bir kaynak tarafından ulaştırıldı ve mağdurların isimleri sansürlendi. Epstein'ın 2011'de Maxwell'e attığı e-postada, Şunu fark etmeni istiyorum, hiç havlamayan o köpek Trump... (Mağdur) Onunla birlikte evimde saatler geçirdi. diye yazması, Trump'ın Epstein'la olan temaslarını tartışmaya açıyor. Wolff'a 2019 tarihli mesajında ise Epstein, Tabii ki kızlardan haberi vardı çünkü Ghislaine'den durmasını istemişti. ifadesini kullandı. Bu satırlar, Epstein'ın Trump'ı doğrudan suçladığı en çarpıcı kısımlar arasında.

Daha da çarpıcı detaylar var. Epstein'ın eski New York Times muhabiri Landon Thomas Jr. ile 2015'teki yazışmasında, Thomas'ın "insanların Epstein ile Trump hakkında çarpıcı bilgilere sahip olduğunu sandıklarını" söylemesi üzerine Epstein, Genç kadınlar havuzda yüzdüğü esnada Donald'ın kapıdan geçerken burnunu cama çarparak nasıl iz bıraktığını evdeki hizmetçilere sorsunlar. O kadar dalgındı ki doğrudan kapıya çarptı. diye yanıt verdi. Bu anekdot, Epstein'ın Trump'ı dalgın ve meraklı bir figür olarak tasvir etmesiyle dikkat çekiyor. Belgeler ayrıca, Epstein'ın başkanlık dönemindeki Trump politikaları hakkında konuştuğunu ve yabancılardan oluşan bir ağa sahip olduğunu gösteriyor. Örneğin, 2017'de ölen Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vitaly Churkin ile Trump üzerine sohbet ettiği e-postalarda, Churkin harikaydı. Trump'ı, yaptığımız konuşmalardan sonra anladı. yazıyor. Bu, Epstein'ın uluslararası bağlantılarının ne kadar derin olduğunu ortaya koyuyor.

Skandalın uluslararası boyutu da göz ardı edilemez. Prens Andrew'un, yani Andrew Mountbatten-Windsor'un ismi belgelerde sıkça geçiyor. Pedofili suçlamaları nedeniyle kraliyet unvanlarını kaybeden prens, Mart 2011'de Epstein ve Maxwell'e Artık buna daha fazla dayanamayacağım. diye mesaj atmış. Başka bir e-postada ise Lütfen her açıklamada veya yasal mektupta bu iddialarla hiçbir bağlantım olmadığının ve hem geçmişte hem de şimdi bu iddialar hakkında hiçbir şey bilmediğimin açıkça belirtilmesini sağlayın. talebinde bulunmuş. 2011 tarihli bir başka mesajda, Epstein mağdurlarından Virginia Giuffre ile prensin beline sarılmış fotoğrafı doğrulanmış: Epstein, Evet, Giuffre uçağıma bindi ve evet, Andrew ile fotoğrafı çekildi, tıpkı birçok çalışanımın yaptığı gibi. diye yazmış. Bu detaylar, Prens Andrew'un Epstein ağıyla olan bağını somutlaştırıyor ve İngiltere'de bile yankı uyandırıyor.

Belgelerin en ürkütücü kısımlarından biri, Birleşik Arap Emirlikleri'nin önde gelen iş insanı Sultan Ahmed bin Sulayem'in 2011'de Epstein'a gönderdiği e-posta. Sulayem, çocukların ayakkabılarına gizlenebilecek GPS takip cihazının yerleştirilebileceğini önerirken, Epstein Teşekkürler, harika fikir, arkadaşını çok beğendim. diye yanıt vermiş. Bu değiş tokuş, Epstein'ın fuhuş ağının ne kadar sistematik ve teknolojik olarak desteklendiğini gösteriyor. En küçüğü 14 yaşında olan onlarca kız çocuğuna cinsel istismar ve fuhuş ağı kurma suçlamasıyla yargılanan Epstein, 10 Ağustos 2019'da New York Manhattan Metropolitan Merkez Hapishanesi'ndeki hücresinde ölü bulunmuştu. FBI ve Adalet Bakanlığı'nın incelemesi, Epstein'ın intihar ettiği sonucuna vardı ve ünlü bir "müşteri listesi"ne dair kanıt bulunamadı. Ancak belgeler, hükümet yetkilileri, ünlüler ve iş insanları arasında örtbas iddialarını güçlendiriyor.

Epstein dava dosyalarında adı geçen diğer isimler de cabası: Eski Başkan Bill Clinton, eski İsrail Başbakanı Ehud Barak, eski Başkan Yardımcısı Al Gore, aktör Kevin Spacey, şarkıcı Michael Jackson, illüzyonist David Copperfield, avukat Alan Dershowitz ve eski New Mexico Valisi Bill Richardson. Bu liste, Epstein'ın gücünün sınırlarını zorladığını kanıtlıyor. Gazeteci Tucker Carlson, Epstein'ın İsrail için çalıştığını, başkent Washington'da herkesin aynı şekilde düşündüğünü ancak açıkça söylenemediğini iddia etti. Wall Street Journal ise Ghislaine Maxwell'in Epstein'ın 50'nci doğum günü için tanıdıklardan mektup topladığını ve bunlardan birinin Trump'a ait olduğunu yazdı. Trump, bu iddialara rağmen ilişkilerini "kötü" olarak nitelendirerek kendini savunuyor.

Bu belgelerin ortaya çıkışı, ABD siyasetinde bir deprem etkisi yaratıyor. Trump'ın açıklaması, sadece kişisel bir savunma değil; Clinton ve diğerlerini hedef alarak yeni bir soruşturma dalgasını tetikleyebilir. Epstein skandalı, yıllar sonra bile tüyler ürpertiyor ve adaletin gecikmesinin bedelini soruyor. Peki, bu e-postalar daha neler gizliyor? Belgelerin tamamı incelendiğinde, belki de daha büyük sırlar dökülecek. Amerikan kamuoyu, bu karanlık ağı aydınlatmak için baskı yapıyor ve Trump'ın talimatı, bu baskıya yanıt niteliğinde. Skandalın yankıları, sadece Washington'la sınırlı kalmayacak; uluslararası arenada da tartışmaları alevlendirecek. Epstein'ın ölümüyle bitmeyen bu hikaye, güç ve suistimalin en çıplak haliyle yüzleşmemizi sağlıyor.