Ekonomi-Piyasalar

Times Square'de İmamoğlu-Özel Afişi, Trump'la Boeing Hamlesi ve Halkbank Şantajı!

New York'ta deprem! Erdoğan'ın ziyareti sırasında Times Square'de İmamoğlu ve Özel afişi, Trump'la gizli pazarlık ve S-400 yaptırımları... Halkbank davası hâlâ canlı, bu siyasi tiyatro nereye varacak? Detaylar yürek hoplatıyor!

New York'un ışıltılı caddeleri, her zamanki gibi turistlerle doluydu, ama bu sefer hava farklıydı. Times Square'in dev ekranlarında, beklenmedik bir görüntü belirdi: Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel'in fotoğrafları, belki de eşleriyle birlikte, kocaman bir afişte parlıyordu. Bu, sadece bir görsel şov değildi; bir protesto, bir mesaj, bir meydan okuma. Türk diasporasının sesi, Erdoğan'ın ABD ziyaretinin tam ortasında yükseliyordu. TELE1 TV'de yayınlanan programda, spikerin sesi heyecanla yankılanıyordu: "Önümdeki fotoğrafa bakın, sevgili Onur bana gösterdi. New York'ta ne oluyor?" Bu an, sadece bir haber değil; Türkiye'nin iç dinamiklerinin Atlantik ötesine sıçramasının habercisiydi. Peki, bu afişin arkasında kim var? Ve Erdoğan'ın Trump'la görüşme hayali, yaptırımlar ve Halkbank gölgesinde nasıl şekillenecek?

Program, tam da bu soruyla açılıyor. Spiker, ekranı işaret ederek anlatıyor: "Times Square'de, Erdoğan'ın rotası üzerinde bir afiş. İmamoğlu, Özel ve belki eşleri... Bu, TELE1'e özel bir görüntü." Afiş, March 19 platformu tarafından hazırlanmış – Atatürkçü ve laik Türklerden oluşan bir diaspora grubu. Onlar, insan hakları ihlalleri, yargı usulsüzlükleri ve Türkiye'nin seküler yapısını savunuyor. CHP'yle bağlantıları yok, ama mesaj net: "Türkiye'de adalet ve laiklik için buradayız." Aynı gün, Washington'daki Türk Büyükelçiliği önünde de protestolar patlak verdi. Spiker, "Bu, Erdoğan'ın ziyaretine denk geliyor. Tesadüf mü?" diye soruyor, izleyiciyi düşündürüyor. Diasporanın bu hamlesi, New York'un kalabalık sokaklarında yankılandı – turistler fotoğrafladı, sosyal medya alev aldı. X'te #TimesSquareProtest etiketiyle binlerce paylaşım: Bazıları "Destekliyoruz!" derken, diğerleri "Provokasyon!" diye haykırıyordu.

Bu protestolar, Erdoğan'ın New York ziyaretinin arka planında patlak verdi. Cumhurbaşkanı, BM Genel Kurulu için şehre gelmişti, ama asıl heyecan Trump'la görüşme ihtimaliydi. Spiker, bunu renkli bir dille aktarıyor: "Erdoğan, Trump'la görüşmek için uzun zamandır bekliyor. Trump'ın oğlu bile devreye girdi, AKP'nin Washington'daki adamı Gökhan önemli rol oynuyor." Görüşme, ekonomik bir pazarlık gibi kokuyor: Milyarlarca dolarlık Boeing uçak alımı. "Türkiye'nin bütçesi buna yeter mi?" diye soruyor spiker, alaycı bir tonla. Trump'ın iş adamı damarı burada devreye giriyor – emlak kralı, savunma sanayii anlaşmalarını seviyor. Ama bu görüşme, sadece ticaret mi? Yoksa yaptırımların masaya yatırılması mı? Erdoğan, Trump'ı "dost" diye anarken, arka planda S-400 gölgesi büyüyor.

İşte burası, hikayenin en karmaşık kısmı. Spiker, S-400 ve F-35 yaptırımlarını hatırlatıyor: "Trump, S-400 alımı yüzünden F-35'leri kesti, paraları confisk etti. CAATSA yaptırımları hâlâ geçerli." Türkiye, S-30 ve S-400 sistemlerini elinde tutuyor, ama bedeli ağır: F-35 programından atıldı, milyarlarca dolar uçtu gitti. "ABD Kongresi buna ne diyecek?" diye soruyor spiker, "Hiç konuşulmuyor. Sanki 'Trump dedi, oldu' gibi." Bu, sadece teknik bir mesele değil; jeopolitik bir satranç. Erdoğan, Trump'la görüşerek yaptırımları hafifletmeyi umuyor mu? Yoksa yeni anlaşmalarla Rusya'dan uzaklaşma sinyali mi veriyor? Programda, "Bu, kolay değil. Trump'ın sözü yetmez, Kongre var," deniyor. İzleyici, bu ikilemi düşünürken, Türkiye'nin savunma politikalarının ne kadar kırılgan olduğunu fark ediyor.

Ama asıl bomba, Halkbank davası. Spiker, bunu "siyasi şantaj" diye nitelendiriyor: "Hâlâ bitmedi, Türkiye'ye karşı bir sopa." Reza Zarrab'ın adı geçiyor – İran yaptırımlarını delme skandalının kilit ismi. "Rıza Sarraf burada, orada Gold Smith mi? Netflix'e sattılar hikayesini," diyor spiker, kahkahayla karışık bir öfkeyle. Zarrab, 2017'de tutuklanmış, Halkbank'ı suçlamıştı. Dava, 2025'te hâlâ canlı – ABD Savcıları, Halkbank'ı milyarlarca dolarlık dolandırıcılıkla itham ediyor. Spiker, "Bu, Erdoğan'ın Trump'la görüşmesini gölgeliyor. Para aklamadan nükleer anlaşmalara, her şey masada." Halkbank'ın New York'taki davası, diplomatik gerilimi tırmandırıyor. "Siyasi mi, ekonomik mi? İkisi birden," diyor spiker. İzleyici, bu davanın Türkiye'nin küresel imajını nasıl zedelediğini sorguluyor.

Program, TRÇ İttifakı'na da değiniyor – muhalefetin olası birliği. Spiker, "İmamoğlu ve Özel'in afişi, ittifakın simgesi mi?" diye soruyor. March 19 platformu, bu fotoğrafla Türkiye'ye "Birlik olalım" mesajı veriyor. Ama Erdoğan cephesi sessiz – ziyaret sırasında bu afişi gördüğünde ne düşündü? Spiker, "Erdoğan, Trump'la Boeing konuşurken, diasporanın sesi yükseliyor. Bu, iç ve dış siyasetin kesişimi." Protestolar, sadece görsel değil; sembolik bir darbe. Washington'daki elçilik önü eylemleri, insan hakları raporlarını tetikleyebilir.

Bu New York ziyareti, Erdoğan için bir fırsat mı, yoksa tuzak mı? Trump'la görüşme, ekonomik rahatlama getirebilir – Boeing anlaşması, havayollarını canlandırır. Ama S-400 ve Halkbank, kapıyı aralık bırakmıyor. Spiker, "Trump 'dediği dedik' ama Kongre var. Yaptırımlar kalkar mı?" diye bitiriyor. Zarrab'ın Netflix hikayesi, davanın popüler kültürdeki yansıması – "Rıza" figürü, Türkiye'yi uluslararası mahkemelerde yalnız bırakıyor.

TELE1'in bu programı, sadece haber değil; bir ayna. Times Square afişi, diaspora sesini yükseltiyor; Trump görüşmesi, umut vaat ediyor; yaptırımlar, gerçekleri hatırlatıyor. Erdoğan, New York sokaklarında yürürken, bu fırtınayı hissetti mi? Program, "Abone olun, katılın" diye çağırırken, izleyiciyi düşündürüyor: Türkiye'nin geleceği, bu denizin ötesinde mi şekilleniyor?

Bu olaylar, zincirleme reaksiyon yaratıyor. İmamoğlu ve Özel'in afişi, muhalefeti güçlendiriyor – TRÇ İttifakı, erken seçim sinyali mi? Halkbank davası, ekonomik baskıyı artırıyor; S-400, savunma stratejisini sorgulatıyor. Spiker'in sözleri akıllarda: "Bu, kolay değil. Siyasi şantaj bitmedi." New York'un ışıkları altında, Türkiye'nin hikayesi devam ediyor – protestolarla, görüşmelerle, yaptırımlarla dolu bir hikaye.

Erdoğan'ın ziyareti, sadece diplomatik bir tur değil; bir hesaplaşma. Trump'la Boeing masası, yaptırımların gölgesinde sallanıyor. Diaspora, Times Square'den sesleniyor: "Adalet!" Halkbank, Zarrab'la anılıyor – dava, 2025'te hâlâ sıcak. Bu, Türkiye'nin küresel sınavı. TELE1, bu karmaşayı aydınlatırken, izleyiciyi umutla bırakıyor: "Değişim, protestolardan doğar."