Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın yerli madenlerde üretilen altınların alımını geçici olarak durdurma kararı, finansal piyasalarda önemli dalgalanmalara neden oldu. Bu tarihi karar, 2017 yılından bu yana sürdürülen öncelikli altın satın alma politikasında köklü bir değişiklik olarak değerlendiriliyor.
Merkez Bankası'nın 198,4 milyar dolarlık toplam rezervinin 111,2 milyar dolarını oluşturan altın rezervleriyle dünya sıralamasında önemli bir konuma sahip olan Türkiye'nin bu hamlesi, uzmanlar tarafından stratejik bir adım olarak yorumlanıyor. Dünya Altın Konseyi'nin 2025 üçüncü çeyrek raporuna göre Türkiye, bu dönemde dünyada en fazla altın alan üçüncü ülke konumuna yükselmişti.
Kararın Arkasındaki Gerekçeler
TCMB'nin aldığı bu kararın arkasında birden fazla kritik faktör bulunuyor. Uzmanlar, uluslararası altın piyasası ile yerel piyasalar arasında 12 bin dolara kadar çıkan fiyat farkının giderilmesinin öncelikli hedeflerden biri olduğunu belirtiyor. Bu makasın açılmasının, Türkiye'deki altın ticaretinde ciddi dengesizliklere yol açtığı ve sektörün sağlıklı gelişimini engellediği ifade ediliyor.
Türkiye Madenciler Derneği Başkanı Mehmet Yılmaz, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede Merkez Bankası'nın sürekli altın alımının piyasadaki fiyat farkının derinleşmesine yol açtığını vurguladı. Yılmaz, geçici durdurmanın fiyat makasını azaltmak ve ithalat baskısını rahatlatmak için stratejik bir hamle olduğunu dile getirdi.
Altın İthalat Kota Uygulamasının Etkisi
Kararın alınmasında etkili olan faktörlerden biri de 2023 Ağustos ayından bu yana uygulanmakta olan altın ithalat kota sistemi. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından getirilen bu uygulama kapsamında, işlenmemiş altın ithalatı için aylık 12 tonluk kota sınırlaması bulunuyor. Bu kota miktarının yüzde 25'i mücevher sektörüne, kalan kısmı ise diğer sektörlere ayrılıyor.
TCMB'nin yerli altın alımını durdurmasıyla birlikte, yerel madenlerden çıkarılan altınların doğrudan piyasaya yönlendirilmesi hedefleniyor. Bu durumun, altın ithalatından kaynaklanan cari açığın azaltılmasına önemli katkı sağlayacağı öngörülüyor.
Piyasalara Beklenen Etkiler
Uzmanlar, Merkez Bankası'nın bu kararının kısa vadede yerel altın fiyatlarında düşüşe neden olacağını öngörüyor. Türkiye ile uluslararası piyasalar arasındaki fiyat farkının önemli ölçüde azalması bekleniyor. Bu durumun, yatırımcılar için yeni fırsatlar yaratabileceği değerlendiriliyor.
Altın Madencileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Yücel, TCMB'nin hamlesinin rezerv çeşitlendirmesi ya da küresel piyasalardaki oynaklık nedeniyle bir pozisyon alımı anlamına gelebileceğini ifade etti. Yücel, bu stratejinin Merkez Bankası'nın portföy yönetimi açısından değerlendirilmesi gereken bir hamle olduğunu belirtti.
Zamanlaması ve Beklentiler
TCMB'nin altın alımlarına geçmişte de kısa süreli ara verildiği biliniyor. Uzmanlar, bu sürecin büyük olasılıkla 2 ila 3 ay gibi geçici bir dönemi kapsayacağını ve ardından alımların yeniden başlayabileceğini öngörüyor. Bu süre zarfında piyasaların yeni denge noktasını bulması bekleniyor.
Güncel Piyasa Verileri
Kararın alındığı dönemde altın fiyatları uluslararası piyasalarda ons başına 2.700 dolar seviyelerinde işlem görürken, Türkiye'deki gram altın fiyatları 5.405 TL civarında seyrediyordu. Dolar kurunun 42,06 TL, Euro kurunun 48,55 TL seviyelerinde olması da piyasa dengelerini etkileyen önemli faktörler arasında yer alıyor.
Borsa İstanbul 100 endeksi ise 10.972 puan seviyesinde bulunurken, bu dönemde altın yatırımlarının alternatif yatırım araçlarına göre performansı yakından takip ediliyor.
Sektörel Değerlendirme ve Gelecek Beklentileri
Altın madenciliği sektöründe faaliyet gösteren şirketler için bu karar, kısa vadede belirsizlik yaratmakla birlikte, uzun vadede daha sağlıklı fiyatlandırma mekanizmalarının oluşmasına katkı sağlayabilir. Yerel üretimin doğrudan piyasaya yönlendirilmesi, sektörün rekabet gücünü artırabilecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Uzmanlar, TCMB'nin bu kararının Türkiye'nin altın stratejisinde yeni bir dönem başlattığını ve gelecek dönemde daha dengeli bir altın piyasası oluşmasına katkı sağlayacağını öngörüyor. Ancak, bu geçiş sürecinin yakından izlenmesi ve olası ayarlamaların zamanında yapılmasının önem taşıdığı vurgulanıyor.
Finansal analistler, bu gelişmenin Türkiye'nin altın rezerv stratejisinde bir değişim değil, mevcut stratejinin geçici bir uyarlaması olduğunu düşünüyor. Kısa vadede piyasalarda yaşanacak dalgalanmaların ardından, yeni dengelerin oluşması bekleniyor.