Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) staj yapan meslek lisesi öğrencilerine yönelik cinsel taciz iddiaları, soruşturmanın genişlemesiyle birlikte daha da büyüyen bir skandala dönüştü. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, Meclis lokantasında görevli dört şüpheli daha gözaltına alındı.
Olayın başlangıcı, stajyer öğrenci D.K.'nin 4 Aralık tarihinde Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü'ne başvurmasıyla oldu. D.K., Meclis lokantasında görevli H.İ.G.'nin kendisine cinsel tacizde bulunduğunu iddia etti. Bu şikayet üzerine hemen soruşturma başlatıldı ve D.K.'nin ifadesi Çocuk İzlem Merkezi'nde uzmanlar eşliğinde alındı.
Soruşturma kapsamında şüpheli H.İ.G., 10 Aralık'ta gözaltına alındı. Ankara 5'inci Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edilen H.İ.G., "çocuğa karşı cinsel taciz" suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bu tutuklama, skandalın ilk somut adımı olarak kayıtlara geçti.
TBMM Genel Sekreterliği'nin idari soruşturma evraklarının incelenmesiyle olay derinleşti. Mağdur D.K.'nin ifadesinde belirtilen ve evraklarda benzer mağduriyetler yaşayan diğer üç öğrencinin de varlığı ortaya çıktı. Bu öğrenciler, 12 Aralık tarihinde Çocuk İzlem Merkezi'nde beyanlarını verdi. Alınan ek ifadeler, taciz iddialarının birden fazla mağduru kapsadığını gösterdi.
Bu gelişmelerin ardından, mağdurlara cinsel tacizde bulunduğu iddia edilen diğer dört şüpheli derhal gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüpheliler D.U., R.Ç., R.S. ve İ.B. olarak belirlendi. Bu kişiler de Meclis lokantasında görev yapan personel arasında yer alıyor. Şüphelilerin kollukta savunmalarının alınması ve mevcutlu olarak adliyeye sevk edilmeleri bekleniyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan resmi açıklamada, soruşturmanın tüm yönleriyle titizlikle sürdürüldüğü vurgulandı. Açıklamada, _“TBMM Genel Sekreterliği tarafından gönderilen idari soruşturma evraklarının incelenmesi ile soruşturmanın derinleştirildiği, mağdur D.K.'nin ifadesinde yer alan ve idari soruşturma evraklarında benzer olayların mağduru oldukları anlaşılan diğer üç öğrencinin de bugün Çocuk İzlem Merkezi'nde beyanlarının alındığı”_ ifadelerine yer verildi.
Aynı açıklamada, ek ifadeler sonrası _“mağdurlara cinsel tacizde bulunduğu iddia edilen diğer dört şüpheli D.U., R.Ç., R.S. ve İ.B.'nin de bugün gözaltına alındığı”_ belirtildi. Bu adım, iddiaların sistematik bir yapıya işaret edebileceği şüphelerini artırdı.
TBMM lokantasında staj yapan öğrencilerin, özellikle lise çağındaki çocukların bu tür olaylara maruz kalması, toplumda büyük bir infial yarattı. Staj programlarının güvenli ortamlar olması gerekirken, Meclis gibi devletin en üst kurumunda yaşanan bu iddialar, denetim mekanizmalarının yetersizliğini gündeme getirdi.
Soruşturmanın genişlemesi, ilk mağdurun cesur adımının diğer mağdurları da cesaretlendirdiğini gösteriyor. Çocuk İzlem Merkezi'nde alınan ifadeler, mağdurların psikolojik destek altında korunmasını sağlarken, delillerin sağlam bir şekilde toplanmasına katkı sağladı.
Gözaltına alınan şüphelilerin sayısı beşe ulaşırken, tutuklu olan H.İ.G. ile birlikte toplamda birden fazla personelin karıştığı bir tablo ortaya çıktı. Bu durum, taciz olaylarının münferit değil, potansiyel olarak organize bir şekilde gerçekleşmiş olabileceği endişesini doğurdu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, cinsel suçlar bürosu üzerinden soruşturmayı hassasiyetle yürütüyor. Mağdurların kimliklerinin korunması ve ifadelerin gizliliği ön planda tutulurken, şüphelilerin adli süreçleri yakından izleniyor.
Bu skandal, TBMM'nin prestiji açısından da ciddi bir yara açtı. Devletin yasama organında çocukların güvenliğinin tehlikeye atılması, benzer staj programlarının gözden geçirilmesini zorunlu kılıyor.
Soruşturmanın devam ettiği belirtilirken, yeni mağdur ifadeleriyle daha fazla şüphelinin ortaya çıkabileceği ihtimali de masada. Yetkililer, olayın tüm boyutlarının aydınlatılacağını ve sorumluların en ağır şekilde cezalandırılacağını ima ediyor.
Toplumda çocuk istismarı ve tacizine karşı sıfır tolerans beklentisi varken, bu olay bir kez daha koruma mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiğini hatırlattı. Mağdur çocukların ve ailelerinin yaşadığı travma, olayın en acı yönü olarak öne çıkıyor.
Sonuç olarak, TBMM'deki cinsel taciz soruşturması hızla büyüyor. Dört yeni gözaltıyla birlikte skandalın boyutları genişlerken, adaletin tecelli etmesi için gözler savcılık ve mahkemelere çevrildi. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için sistematik önlemler alınması şart görünüyor.
Çocukların güvenli ortamlarda eğitim ve staj yapma hakkı, devletin en temel sorumluluklarından biri. Bu skandal, bu sorumluluğun ne kadar kritik olduğunu acı bir şekilde ortaya koydu. Soruşturmanın selameti ve mağdurların korunması, herkesin ortak temennisi haline geldi.




