Hayat bazen tuhaf tesadüflerle dolu olur, değil mi? Bir kişinin iyi niyetle yaptığı buluşlar, zamanla insanlık tarihinin en büyük felaketlerine dönüşebilir. İşte böyle bir hikaye, 20. yüzyılın başlarında Amerika'da yaşayan bir mucidin etrafında dönüyor. O dönemde herkes onun dehasını alkışlıyordu, ama bugün geriye dönüp baktığımızda, onun yarattığı mirasın karanlık yüzüyle yüzleşiyoruz. Bu adamın hikayesi, bilim ve teknolojinin çift yönlü kılıcını hatırlatıyor bize; bir yandan ilerleme vaat ederken, diğer yandan sessiz bir tehlike barındırıyor.

Şimdi gelin, bu mucidin kim olduğuna ve neler yaptığna daha yakından bakalım. Thomas Midgley Jr., 1889'da Pennsylvania'da doğmuş bir mekanik ve kimya mühendisiydi. Ailesi de icatlarla uğraşıyordu; babası lastik sektöründe yenilikler yapmıştı, dedesi ise testere tasarımlarıyla tanınıyordu. Midgley, Cornell Üniversitesi'nde eğitim aldıktan sonra General Motors'ta çalışmaya başladı. Videoda anlatıcı Derek Muller, "Midgley'in hayatı, tesadüflerle dolu bir macera gibiydi" diyor ve onun gençliğinde beyzbol topuna kaygan kavak kabuğu sürerek topun daha kıvrımlı atılmasını sağladığını belirtiyor. Bu küçük numara, onun pratik zekasını erken yaşta gösteriyordu.

Midgley'in ilk büyük sorunu, motorların "knocking" yani vuruntu sorunuyla ilgiliydi. 1910'larda arabalar hızla yaygınlaşıyordu, ama düşük oktanlı benzinler motorları zorluyordu. Videoda Muller, "Motorlar yüksek sıkıştırmada patlıyordu, bu da verimi düşürüyordu" diye açıklıyor. Midgley ve ekibi, Dayton Araştırma Laboratuvarı'nda yüzlerce maddeyi test etti. Sonunda 1921'de tetraetil kurşun (TEL) buldular. Bu madde benzine eklendiğinde vuruntuyu önlüyordu ve motor performansını artırıyordu. Videoda ekranda çıkan yazıda, "TEL, otomobil endüstrisini kurtardı" deniyor. Midgley, bu icadını halka tanıtmak için bir basın toplantısında ellerini kurşunlu benzine batırıp kokluyor ve "Bakın, hiçbir zararı yok" diyor. Ama gerçek bambaşkaydı.

Kurşunlu benzin, kısa sürede "Ethyl" markasıyla piyasaya sürüldü. Videoda Muller, "1923'te ilk satışlar başladı, ama üretim tesislerinde işçiler zehirlenmeye başladı" diye anlatıyor. Dayton'daki tesiste beş işçi öldü, onlarcası delirdi. New Jersey'deki DuPont fabrikasında da benzer trajediler yaşandı; 1924'te 15 işçi öldü, 300'den fazlası etkilendi. Midgley, bu olaylar karşısında "Kurşun zehirlenmesi abartılıyor" diye savundu, ama kendisi de zehirlenip aylarca tatil yapmak zorunda kaldı. Videoda, ekranda "Kurşun, sinir sistemini yok eder" yazısı beliriyor ve Muller, "O dönemde kurşunun tehlikesi biliniyordu, ama kar marjı her şeyi unutturdu" diyor.

Dünyanın En Radyoaktif Yerleri ve Günlük Maruziyet Gerçekleri
Dünyanın En Radyoaktif Yerleri ve Günlük Maruziyet Gerçekleri
İçeriği Görüntüle

Yıllar geçtikçe kurşunlu benzinin etkileri ortaya çıktı. Videoda Muller, "Kurşun egzoz dumanıyla atmosfere yayıldı, toprağa, suya karıştı" diye belirtiyor. Araştırmalar, çocuklarda IQ düşüşüne, yetişkinlerde kalp hastalıklarına, kansere ve erken ölümlere neden olduğunu gösterdi. Ekonomik Times'tan bir alıntıda, "Midgley'in icadı, milyonlarca ölümü tetikledi" deniyor. Çevre tarihçisi J.R. McNeill, videoda aktarıldığı üzere, "Midgley, atmosfere en büyük zararı veren tek organizma" diyor. 1970'lerde Clair Patterson'ın çalışmalarıyla kurşunun kan seviyelerindeki artışı kanıtlandı; antik Roma'dan beri bilinen zehir, modern çağda salgın haline geldi. Videoda Muller, "Kurşunlu benzin, suç oranlarını bile artırdı, çünkü beyin hasarı agresyonu tetikliyor" diye ekliyor. Nihayet 1986'da ABD'de, 2021'de dünya çapında yasaklandı, ama hasar kalıcı.

Midgley'in ikinci icadı ise daha da küresel bir felaketti. 1920'lerin sonunda buzdolapları tehlikeli gazlar kullanıyordu; amonyak, kükürt dioksit sızıntıları ölümlere yol açıyordu. Videoda Muller, "General Motors, güvenli bir soğutucu arıyordu" diyor. Midgley, üç günde kloroflorokarbonları (CFC'ler) buldu; Freon-12 olarak bilinen bu gaz, zehirsiz, yanıcı olmayan ve kararlıydı. Videoda bir demo gösteriliyor: Midgley, Freon'u soluyor ve mum söndürüyor, "Bakın, tamamen güvenli" diyor. Ekranda "Freon, evleri serinletti" yazısı çıkıyor. Kısa sürede buzdolapları, klimalar ve spreylerde kullanıldı.

Ama 1970'lerde gerçek ortaya çıktı. Videoda Muller, "CFC'ler atmosfere yükselip ozon tabakasını yok ediyor" diye anlatıyor. Sherwood Rowland ve Mario Molina'nın araştırmaları, ozon deliğini kanıtladı. Antarktika üzerinde dev bir delik oluştu, UV ışınları arttı, cilt kanseri, körlük ve ekosistem çöküşü riski doğdu. Videoda ekranda "Ozon deliği, Midgley'in mirası" yazısı beliriyor. Muller, "Eğer durdurulmasaydı, dünya yaşanmaz hale gelebilirdi" diyor. 1987 Montreal Protokolü ile CFC'ler yasaklandı, ama etkileri hala sürüyor. 2025'te EIA raporuna göre, ozon tabakası iyileşiyor, ama tam toparlanma 2060'ı bulacak.

Midgley'in hayatı da trajik bitti. 1940'ta polio'ya yakalandı, bacaklarını kaybetti. Videoda Muller, "Kendi icadı bir mekanizmayla yataktan kalkıyordu" diyor. Ama 1944'te, 55 yaşında bu cihazın ipleri boynuna dolandı ve boğularak öldü. Ekranda "Kendi buluşu tarafından öldürüldü" yazısı çıkıyor. Muller, "Ironik bir son" diye yorumluyor.

Bugün Midgley'in mirası tartışmalı. Videoda Muller, "İyi niyetliydi, ama sonuçları felaket" diyor. New York Times'tan bir makalede, "Tarihin en büyük hataları" olarak anılıyor. 2025 araştırmaları, kurşunun hala topraklarda biriktiğini, CFC'lerin sera gazı etkisini gösteriyor. Ekonomik Times, "Midgley, çevre felaketlerinin babası" diyor. Ama dersler çıkarıldı; Montreal Protokolü, iklim anlaşmalarının öncüsü oldu.

Bu hikaye, inovasyonun sorumluluğunu hatırlatıyor. Midgley gibi dahiler, dünyayı değiştirebilir, ama uzun vadeli etkileri düşünmek şart. Videoda Muller son sözü söylüyor: "Bilim, etikle birleşmeli, yoksa felaket kaçınılmaz." Bu adamın hikayesi, hepimize bir uyarı; parlak fikirler, karanlık gölgeler yaratabilir.