Topkapı Kozlu Mezarlığı, bir sabah hüznün ve saygının buluştuğu bir yer oldu. Türk futbolunun efsane ismi, milyonların gönlünde taht kurmuş bir kral, sevenleriyle yeniden kucaklaştı. Sessiz bir anma, sadece bir tören değil; bir neslin hatıralarını, bir kulübün ruhunu ve bir ülkenin futbol tutkusunu yeniden alevlendirdi. Bu anlar, geçmişin zaferlerini hatırlatırken, geleceğe dair umutları da yeşertti. Peki, bu duygusal buluşmanın ardında neler yatıyor ve Türk futbolu için ne anlama geliyor?
13 Eylül 2025 sabahı, Galatasaray Kulübü, efsane futbolcusu Metin Oktay’ı anmak için Topkapı Kozlu Mezarlığı’nda bir araya geldi. Törene, Kulüp Başkanı Dursun Özbek, İkinci Başkan Metin Öztürk, Genel Sekreter Eray Yazgan, Sportif AŞ Başkan Vekili İbrahim Hatipoğlu, Metin Oktay’ın ailesi ve yüzlerce seveni katıldı. Mezar başında okunan dualar, kalpleri ısıtırken, sarı-kırmızılı bayraklarla süslenen alan, Oktay’ın mirasını yaşatan bir tablo sundu. Çiçeklerin bırakıldığı, gözlerin nemlendiği bu anlar, “Taçsız Kral”ın Türk futbolundaki yerini bir kez daha hatırlattı. Tören, sade ama derin bir maneviyatla geçti; katılımcılar, Oktay’ın anısına saygı duruşunda bulundu.
Dursun Özbek, tören sonrası basın mensuplarına yaptığı açıklamada, duygularını içtenlikle paylaştı: “Metin Oktay, bir nesli Galatasaraylı yapan önemli bir futbolcumuz. Ben, çocukluğumda Metin Oktay’ı izleme fırsatı buldum. Beni Galatasaraylı yapan da kendisidir. Kendisi de büyük bir Galatasaraylı. Mekanı cennet olsun. Örnek bir futbolcuydu. Galatasaray’ın başkanı olarak herkesin Metin Oktay’ı örnek almasını istiyorum. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Değerli ailesine de sabır diliyorum. Galatasaray taraftarı, kendisini hep sevmiştir ve sevecektir. Metin Oktay, bizim kralımızdır.” Özbek’in bu sözleri, sadece bir anma değil, bir manifestoydu; Oktay’ın centilmenliği, tutkusu ve sadakati, genç futbolculara yol göstermeliydi. Kalabalık, bu sözleri alkışlarla karşıladı; sosyal medyada, Özbek’in konuşması binlerce kez paylaşıldı.
Metin Oktay, Türk futbolunun unutulmaz bir simgesi. 1937’de İzmir’de doğan Oktay, 1954’te Galatasaray’a transfer olmuş, 17 yıl boyunca sarı-kırmızılı formayla 217 gol atarak rekor kırmıştı. “Taçsız Kral” lakabı, onun alçakgönüllülüğünü ve sahadaki ustalığını yansıtıyordu. 1969’da attığı 38 golle gol kralı olan Oktay, sadece bir sporcu değil, bir kültür ikonu oldu. 13 Eylül 1991’de geçirdiği trafik kazasında, henüz 54 yaşında hayata veda etti; bu kayıp, milyonları yasa boğdu. Oktay’ın vefatından bu yana her yıl düzenlenen anma törenleri, onun mirasını canlı tutuyor. Galatasaray’ın Florya’daki tesislerine onun adı verilmiş, statta heykeli dikilmiş; her maçta taraftarlar, “Metin Oktay” tezahüratıyla ruhunu çağırıyor.
Özbek, konuşmasında yeni sezona dair mesajlar da verdi: “Ben, güzel ve futbol seyri yüksek bir sezon diliyorum. Bazı kısır tartışmaları bir tarafa bırakıp, futbolun güzelliklerini ortaya koymakta fayda var. Herkese buradan çağrı yapıyorum. Futbolu sahaya indirilelim, sahada oynayalım ve saha dışında da dost olalım. Umarım bu çağrı yerini bulur. Türk futbolu için başarı dolu bir sezon diliyorum. Avrupa’da oynayan kulüplerimize de başarılar diliyorum. Bu konu ülke futbolu için önemli.” Bu sözler, Türk futbolundaki gerilimlere bir zeytin dalıydı. Son yıllarda hakem tartışmaları, saha kavgaları ve sosyal medyadaki kutuplaşma, futbolun ruhunu gölgelemişti. Özbek’in “dostluk” çağrısı, Fenerbahçe ve Beşiktaş gibi rakiplere de uzanan bir mesaj olarak yankılandı.
Sosyal medyada, anma töreni büyük yankı uyandırdı. X platformunda, #MetinOktay ve #TaçsızKral etiketleri trend oldu. Bir kullanıcı, “Metin Oktay’ın ruhu hâlâ aramızda, Dursun Özbek’in sözleri hepimizi duygulandırdı” diye yazdı, 5 bin görüntülenme aldı. Başka bir paylaşım, “Taçsız Kral’ı anarken dostluk çağrısı yapan Özbek’e helal olsun” diyerek 3 bin etkileşim topladı. Ancak bazıları, “Futbolda dostluk güzel, ama önce adalet” diyerek Özbek’in çağrısını sorguladı. Galatasaray taraftarları, “Kralımız her zaman kalbimizde” paylaşımlarıyla Oktay’a sevgilerini sundu; eski maç görüntüleri, sosyal medyayı doldurdu. Törenin fotoğrafları, özellikle Oktay’ın ailesinin katılımıyla duygusal bir hava yarattı.
Geçmişte, Oktay’ın centilmenliği dillere destandı. 1960’larda, bir maçta rakip takımın kalecisine gol atmak yerine topu dışarı atması, onun ahlakını özetliyordu. Bugün, Türk futbolu o ruhu özlüyor; saha dışı polemikler, Oktay’ın mirasına gölge düşürüyor. Özbek’in çağrısı, bu ruhu canlandırma çabası; ama hakem kararları ve federasyon tartışmaları, dostluğu zorlaştırıyor. Gelecekte, Oktay’ın mirası, genç oyunculara ilham olabilir; Galatasaray’ın 2025-2026 sezonu, Avrupa’da başarıyla bu anmayı taçlandırabilir. Ancak, Özbek’in dostluk mesajı, rakiplerden karşılık bulmazsa, sadece bir temenni kalır. Topkapı’daki dualar, Türk futbolunun barış umudunu taşıyor; bu anlar, bir kralın hatırasını ve bir kulübün tutkusunu yaşatıyor.