Türkiye'de milli yas ilanı tartışması yeni bir boyut kazandı. Hükümetin farklı olaylara yönelik tutumu arasındaki çelişki kamuoyunda büyük bir infiale yol açtı. 2015 yılında 90 yaşında hayatını kaybeden Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdülaziz El Suud için 24 Ocak'ta bir günlük resmi milli yas ilan edilmişti. Başbakanlık Merkez Bina başta olmak üzere tüm resmi kurumlarda bayraklar yarıya indirilmiş, dış temsilciliklerde de yas uygulaması hayata geçirilmişti. Ancak benzer bir uluslararası saygı gösterisi ülkemizin kendi evlatları için yapılmadığında tabir yerindeyse top yekûn bir isyan baş gösterdi.

Casusluk bahanesiyle siyasi rakipler hedef alındı, sırada kim var?
Casusluk bahanesiyle siyasi rakipler hedef alındı, sırada kim var?
İçeriği Görüntüle

Güncel olay ise yürekleri dağladı. Gürcistan sınırında Türk Silahlı Kuvvetleri'ne aithava aracının düşmesi sonucu 20 askerimiz şehit oldu. Evlerine bayrak asılan, ocaklarına ateş düşen şehit ailelerinin yasını tüm millet paylaştı. Ancak beklenen oldu: Resmi makamlardan milli yas ilanı gelmedi. Bu durum 2015'te Suudi Kralı için yapılan uygulamayla karşılaştırılınca hazin bir tablo ortaya çıktı. Sosyal medya platformlarında, vatandaşlar "Dışarıdaki bir lider için yas, kendi şehitlerimiz için neden yok?" sorusunu gündeme getirdi.

Siyasi kulislerde ve belediye meclislerinde de bu konuşuluyor. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, şehitlerimizin acısını yürekten hissettiklerini belirterek, "Suudi Kralı Abdullah 90 yaşında doğal yollarla vefat etti, ona milli yas ilan edenler, 20 şehidimiz için sessiz kaldı. Bu tutarlılık değil, milli vicdansızlıktır" dedi. Başkan Özcan, Bolu'da üç günlük milli yas ilan ederek bu çelişkiye dikkat çekti. Benzer şekilde Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Demir de, "20 vatan evladı toprağa düşerken milli yas ilan etmeyeceksek, bir Arap şeyhi için neden ilan ettik?" sorusunu yöneltti.

Muhalefet cephesinden de sert eleştiriler geldi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, geçmişte Suudi Kralı için ilan edilen milli yas hatırlatarak, "2015'te 24 saat milli yas ilan edenlerin aklına bugün 20 şehidimiz için aynı adımı atmak gelmiyor. Bu neyin ayrımcılığı?" ifadelerini kullandı. Muhalefet liderleri, hükümetin milli yas kriterlerinin manipüle edildiğini, dış politikadaki çıkar ilişkilerinin iç politikadaki acılarımızın önüne geçtiğini savunuyor.

Millî yas uygulamaları Türkiye'de net kurallara bağlı değil. Genellikle cumhurbaşkanları, başbakanlar veya önemli devlet adamlarının vefatında ilan ediliyor. Ancak son yıllarda yurt dışındaki liderler için de benzer adımlar atılıyor. 2015'teki Suudi Kralı kararı gibi, 2020'de Kuveyt Emiri Sabah el-Ahmed el-Cabir es-Sabah için Türkiye'de 40 gün, 2022'de Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Halife bin Zayid en-Nehyan için de milli yas ilan edilmişti. Bu durum vatandaşta "Acaba milli yas dış politikada nezaket için mi kullanılıyor?" sorusunu uyandırıyor.

Askeri uçak kazaları ve terör saldırılarında şehit sayısı ne olursa olsun milli yas ilan edilmemesi, ailelerin tepkisini çekiyor. 2021'de 11 askerin şehit olduğu kazada da milli yas ilan edilmemiş, aileler "Devlet büyüklerine saygıda kusur etmiyor ama evlatlarımıza değer vermiyor" demişti. Millî yas kararlarının hangi kriterlere göre alındığına dair net bir yönetmelik olmaması, her olayda bu tartışmayı beraberinde getiriyor.

Hükümet kanadından ise resmi açıklama gelmedi. Ancak kaynaklar, milli yasın sadece "devlet protokolü gerektiren durumlarda" uygulandığını, askeri kazaların ise "görev başında vefat" olarak değerlendirildiğini belirtiyor. Bu açıklama tatmin etmiyor. Zira 2015'te Suudi Kralı Abdullah'ın vefatı da doğal sebeplerden olmuştu ve bu "devlet protokolü" kapsamında değerlendirilmişti. Vatandaş, "Peki bizim 20 şehidimiz devlet protokolünden sayılmıyor mu?" diye soruyor.

Sosyal medyada hashtag'lerle başlatılan kampanyalarda, "20 şehit için yas ilan et", "Milli yas adalet istiyor" gibi talepler dile getiriliyor. Instagram, Twitter ve Facebook'ta binlerce paylaşım yapılıyor. Kullanıcılar, 2015'teki Suudi Kralı kararının ekran görüntülerini paylaşarak bu çelişkiyi gözler önüne seriyor. Video platformlarında da konuyla ilgili analizler yayınlanıyor. "Erdoğan rejimine basit bir sorum var! Neden Milli Yas ilan edilmedi?" başlıklı videolar milyonlarca izleniyor.

Belediyeler de harekete geçti. Bolu, Adana, Antalya ve İzmir'deki bazı ilçe belediyeleri kendi bölgelerinde milli yas ilan etti. Başkanlar, "Biz kendi evlatlarımıza sahip çıkıyoruz. Ankara'nın kararını beklemeyeceğiz" açıklamasında bulundu. Bu eylemler hem yerel düzeyde saygı göstermek hem de merkezi idareye mesaj vermek amacı taşıyor.

Yaşanan bu gelişmeler, milli yas kararlarının şeffaf bir sisteme bağlanması gerektiğini gösteriyor. Vatandaşlar, "Kaç şehit olduğunda milli yas ilan ediliyor? Dış ülkelerden hangi liderler için yas tutuluyor?" sorularının cevabını merak ediyor. Şu anki sistemde kararlar Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile alınıyor ve tamamen takdir yetkisine bırakılıyor. Bu da istikrarsızlığa ve tartışmaya yol açıyor.

2015'te Suudi Arabistan Kralı Abdullah için yapılan bir günlük milli yas, bugün 20 şehidimiz için yapılmayınca acılarımızın ölçüsünün neye göre belirlendiği sorgulanıyor. Hükümetin bu konuda net bir açıklama yapması ve milli yas kriterlerini kamuoyuyla paylaşması bekleniyor. Aksi takdirde bu tartışma her yeni acıda yeniden alevlenecek ve vatandaşta "Bizim evlatlarımız değersiz mi?" hissiyatı güçlenecek.

Kamu diplomasisi uzmanları, dış liderler için milli yasın ülkeler arası ilişkilerde önemli bir jest olduğunu ancak bunun iç kamuoyunda karşılık bulması gerektiğini belirtiyor. "Eğer kendi halkınızı ikna edemezseniz, dışarıya gösterdiğiniz saygının anlamı kalmaz" yorumları yapılıyor.

Sonuç olarak, 2015'te 90 yaşında doğal sebeplerden vefat eden bir kral için milli yas ilan eden Türkiye, 2025'te Gürcistan'da düşen uçaktaki 20 askeri evladı için aynı adımı atmamasıyla büyük bir toplumsal kırılma yaşıyor. Bu tutarsızlığın giderilmesi ve milli yas kriterlerinin netleştirilmesi artık kaçınılmaz hale geldi. Aileler, siyasi partiler ve belediyeler bu konuda ısrarcı olmaya devam edecek gibi görünüyor. Hükümetin bu seslere kulak vermesi ve adil bir sistem kurması bekleniyor.