Son dönemde Suriye'deki azınlık hakları tartışmaları, kıyı bölgelerinde büyük yankı uyandırıyor. Özellikle Humus'ta yaşanan trajik olaylar sonrası toplumun farklı kesimleri seslerini yükseltmeye başladı. Bu gelişmeler, ülke genelinde dikkatle izlenen bir süreç haline geldi.
Asıl olaylar burada başlıyor: 26 Aralık'ta Humus kentinde Alevilere ait bir camiye düzenlenen bombalı saldırı, 8 kişinin hayatını kaybetmesine ve 18 kişinin yaralanmasına yol açtı. Saldırıyı "Saraya Ensar el-Sünne" adlı grup üstlendi ve açıklamada Alevilere yönelik hakaretler yer aldı. Bu saldırı, Alevi toplumu arasında büyük öfke yarattı ve protesto çağrılarına zemin hazırladı.
Suriye ve Diaspora Yüksek Alevi İslam Konseyi Başkanı Şeyh Gazal Gazal'ın çağrısıyla 28 Aralık Pazar günü binlerce kişi sokaklara döküldü. Lazkiye, Tartus, Banyas, Ceble, Hama ve Humus gibi kentlerde toplanan kalabalıklar, federalizm, siyasi ademi merkeziyetçilik, kendi kaderini tayin hakkı ve uluslararası koruma taleplerini dile getirdi. Gösterilerde "Alevi, Sünni, Hristiyan, Dürzi, Kürt hepimiz kardeşiz", "Federalizm bölünme değildir", "Siyasi ademi merkeziyetçilik istiyoruz" ve "İç savaşa hayır" gibi sloganlar atıldı. Protestocular, azınlıklara yönelik şiddet olaylarını kınadı ve eski rejim döneminden kalan tutukluların serbest bırakılmasını istedi.
Ancak barışçıl başlayan gösteriler kısa sürede gerilime dönüştü. Lazkiye'de El-Ezher ve Ziraat kavşaklarında toplanan gruplara yönetim yanlısı karşı göstericiler taşlı saldırı düzenledi. Bazı bölgelerde satır, pala ve bıçaklarla müdahaleler oldu, araçlarla göstericilerin üzerine sürülmeye çalışıldı. Güvenlik güçleri tarafları ayırmaya çalışırken havaya ateş açtı, ancak olaylar çatışmaya evrildi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne göre, HTŞ'ye bağlı güçler ve "Sivil Barış Komiteleri" olarak bilinen gruplar protestoculara ateş açtı.
Çatışmalarda ölü ve yaralı sayıları kaynaklara göre değişiyor: Lazkiye Sağlık Müdürlüğü 3 ölü ve 55'ten fazla yaralı bildirdi, bazı raporlarda 4 ölü ve onlarca yaralıdan bahsedildi. Ölenler arasında siviller ve güvenlik görevlileri var. İçişleri Bakanlığı, ateşin "bilinmeyen yerden" açıldığını iddia ederken, takviye güçler bölgeye sevk edildi. Tartus'ta polis merkezine el bombası atıldı, araçlar ateşe verildi. Ceble'de ağır yaralanmalar yaşandı, bir kişinin hayatını kaybettiği belirtildi.
Karşı gösterilerde HTŞ yönetimini destekleyen gruplar da sokaklara çıktı, bu da mezhep gerilimini artırdı. Bazı yerlerde maskeli ve ağır silahlı güçler şehir giriş çıkışlarını kapattı, gözaltılar yapıldı. Olaylar, Beşar Esad'ın 2024'te devrilmesinden sonra HTŞ liderliğindeki geçiş hükümeti döneminde artan mezhep çatışmalarını bir kez daha gündeme getirdi. Alevi toplumu, sistematik şiddet ve dışlanma endişesi taşıyor.
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, saldırıları kınayarak barışçıl gösteri hakkının ihlal edildiğini vurguladı. Alevi Yüksek İslam Konseyi, geçiş hükümetinin devleti temsil etmediğini ve vatandaş haklarına saygı göstermediğini açıkladı. Uluslararası basında olaylar geniş yer buldu, Associated Press ve Reuters gibi ajanslar taşlı saldırıları ve havaya ateş açılmasını belgeledi.
Bu gelişmeler, Suriye'deki kırılgan dengeleri sınamaya devam ediyor. Humus cami saldırısının tetiklediği protestolar, federalizm taleplerini ön plana çıkarırken şiddet olayları endişeleri artırdı. Bölgeye gönderilen takviye güçler ve yol kapatmalar, gerginliğin kısa vadede süreceğini gösteriyor. Azınlık hakları ve siyasi çözüm arayışları, olayların merkezinde yer alıyor.
Olayların arka planında, Esad döneminden kalan gerilimler ve yeni yönetimdeki güvenlik zafiyetleri yatıyor. Protestocuların talepleri, demokratik ve kapsayıcı bir yapıya işaret ederken karşı grupların tepkileri çatışmayı körükledi. Yaralıların tedavisi devam ederken, ölü sayısının artma ihtimali de dile getiriliyor.
Suriye'deki bu olaylar, mezhep temelli gerilimlerin ne kadar derin olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Federalizm tartışmaları, ülke geleceğini şekillendirecek önemli bir konu haline geldi. Gösterilerin barışçıl kalma çabalarına rağmen yaşanan şiddet, tüm kesimleri düşündürmeli. Gelecek günlerde nasıl bir yol izleneceği, herkesin merak ettiği bir soru.
Detaylar, Humus saldırısından Lazkiye çatışmalarına kadar geniş bir yelpazede izleniyor. Alevi toplumu'nun sesi yükselirken, yönetimden gelen açıklamalar ve uluslararası tepkiler belirleyici olacak. Bu süreç, Suriye'nin yeniden inşasında kritik bir dönemeç olabilir.