Türk siyasetinde yaşanan son gelişmeler, sosyal medya platformlarını adeta savaş alanına çevirdi. 20 Ekim 2025 Pazartesi akşamı yaşanan olaylar, siyasi gerilimin ne boyutlara ulaştığını gözler önüne serdi.

Gaziantep eski milletvekili Şamil Tayyar, CHP Grup Başkanvekili ve Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın Bursa İl Kongresi'nde yaptığı konuşmaya sosyal medyadan sert tepki gösterdi. Tayyar'ın "Artık eylem vakti" ifadesi kullanarak yaptığı çağrı, siyasi çevrelerde büyük yankı uyandırdı.
Bursa'da Yaşanan Kritik Anlar
Olayların başlangıç noktası Bursa İl Kongresi'nde yaşandı. Ali Mahir Başarır'ın burada yaptığı konuşmada kullandığı ifadeler, siyasi arenada büyük bir fırtına kopmasına neden oldu. Başarır'ın "İlk seçimlerde Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı Silivri'de" sözleri, tartışmanın fitilini ateşledi.
Başarır konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "Tutuklansak da yargılansak da gaz yesek de cop yesek de tehdit edilsek de çatlasa da patlasa da, beyefendi çıldırsa da beyefendi kudursa da ilk seçimlerde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Silivri'de. Biz kazanacağız hep beraber kazanacağız. Yeni bir sistem yeni bir düzen kuracağız. Bu siyasi mücadele namuslular ile namussuzların mücadelesi."
Bu sözler, kısa sürede sosyal medyada viral hale geldi ve siyasi tartışmaların odağına yerleşti. Özellikle "Silivri" referansı, büyük tepkilere yol açtı.
Şamil Tayyar'ın Sert Tepkisi
Şamil Tayyar, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Başarır'a karşı oldukça sert bir dil kullandı. Tayyar'ın açıklamaları dikkat çekti: "Ali Mahir Başarır isimli müptezelin, kifayetsiz muhterisin cumhurbaşkanımıza yönelik hakaretleri, bir değil, iki değil. Sürekli hakaret ediyor. Sadece cumhurbaşkanımıza değil, amok koşucusu gibi sağa sola herkese saldırıyor. Cinnet halinde. Söylenecek söz çok ama israf olur."
Tayyar'ın açıklamalarının devamında ise asıl bomba ifadeler yer aldı. "Ayrıca, asıl suç AK Partinin. Onca hakaretine rağmen dokunulmazlığını kaldırıp yargıya teslim etmiyor. Kusura bakmayın, yargı yolunu açmazsanız, dokunulmazlığı hakaret kalkanı gibi kullanır, siz de laf yetiştirirsiniz. Artık eylem vakti" sözleri, siyasi gündemde deprem etkisi yarattı.
"Artık Eylem Vakti" Çağrısının Analizi
Şamil Tayyar'ın kullandığı "Artık eylem vakti" ifadesi, siyasi çevrelerde farklı şekillerde yorumlandı. Bu ifade, Tayyar'ın kendi partisine yönelik eleştirilerini de içeriyor. Eski milletvekili, AKP yönetiminin Başarır'ın dokunulmazlığını kaldırma konusunda yeterince kararlı davranmadığını düşünüyor.
Tayyar'ın bu çağrısı, sadece muhalefete değil, aynı zamanda kendi partisine de yönelik bir uyarı niteliği taşıyor. "Söz değil, eylem zamanı" mesajı veren Tayyar, somut adımlar atılması gerektiğini vurguluyor.
Bu durum, AKP içindeki farklı görüşlerin ve yaklaşımların da ortaya çıkmasına neden oluyor. Tayyar'ın eleştirel tutumu, parti içi dinamikleri de etkileyebilecek nitelikte.
Ali Mahir Başarır'ın Karşı Atağı
Şamil Tayyar'ın sert çıkışından sonra Ali Mahir Başarır, sosyal medyadan verdiği yanıtla karşı atağa geçti. Başarır'ın yanıtı oldukça net ve sert oldu: "Utanmaz adam! Olmayan hakareti eleştirirken bile hakaret ediyorsun; şu kullandığın cümlelerin, kelimelerin yarısını bile cumhurbaşkanına söylemeyen milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırıyorsun! Beni Mersin halkı seçti, o yüzden benim hesabım halka; senin hesabın tek adama!"
Bu yanıt, tartışmayı yeni bir boyuta taşıdı. Başarır, Tayyar'ın kendisine yönelik ithamlarını reddederken, aynı zamanda onun siyasi duruşunu eleştirdi. "Hesap verme" konusuna vurgu yapan Başarır, seçmen iradesine dayandığını belirtti.
Sosyal Medyada Yaşanan Polarizasyon
Bu tartışma, sosyal medya platformlarında büyük bir polarizasyona yol açtı. Her iki ismin destekçileri, kendi argümanlarını savunurken, karşı tarafı eleştirdi. Hashtag'ler oluşturuldu, paylaşımlar viral hale geldi.
Tayyar'ın destekçileri, onun "cesur" duruşunu överken, Başarır'ın sözlerini "sınır tanımaz" olarak nitelendirdi. Öte yandan Başarır'ın destekçileri ise, onun demokratik haklar çerçevesinde konuştuğunu, Tayyar'ın ise çifte standart uyguladığını savundu.
Bu durum, Türk siyasetindeki kutuplaşmanın sosyal medyaya nasıl yansıdığının da açık bir göstergesi oldu. Taraflar arasındaki diyalog eksikliği, yapıcı tartışma ortamının oluşmasını engelliyor.
Dokunulmazlık Tartışmasının Boyutları
Tartışmanın odağında yer alan milletvekilliği dokunulmazlığı konusu, Türk siyasetinde sıkça gündeme gelen bir mesele. Tayyar'ın Başarır'ın dokunulmazlığının kaldırılması çağrısı, bu konudaki farklı yaklaşımları ortaya çıkardı.
Dokunulmazlık, milletvekillerinin görevlerini bağımsız bir şekilde yürütebilmeleri için tanınan bir güvence. Ancak bu konuda toplumda farklı görüşler bulunuyor. Bazıları dokunulmazlığın kötüye kullanıldığını düşünürken, bazıları da demokratik sistemin vazgeçilmez bir unsuru olduğunu savunuyor.
Bu tartışma, dokunulmazlık kurumunun sınırları ve kullanım alanları konusunda yeniden değerlendirme yapılması gerektiğini gündeme getirdi.
Siyasi Partilerin Tutumu
Bu gelişmeler karşısında siyasi partilerin tutumları da merakla bekleniyor. AKP yönetimi, Tayyar'ın çağrısına nasıl yanıt vereceği konusunda henüz net bir açıklama yapmadı. Partinin resmi tutumu, bu tartışmanın geleceğini belirleyecek.
CHP ise, Başarır'ın arkasında durduğunu ve onun ifade özgürlüğü çerçevesinde konuştuğunu belirtiyor. Parti yönetimi, Başarır'ın sözlerinin hukuki çerçevede olduğunu savunuyor.
Bu durum, iki ana siyasi parti arasındaki gerginliği de artırıyor. Seçim öncesi dönemde yaşanan bu tür tartışmaların siyasi iklimi nasıl etkileyeceği önemli bir soru işareti.
Medyada Yaşanan Yansımalar
Bu olay, medya kuruluşlarında da geniş yer buldu. Farklı ideolojik çizgilerdeki medya organları, olayı kendi bakış açılarından değerlendirdi. Bu durum, medyada da polarizasyona yol açtı.
Bazı medya kuruluşları Tayyar'ın tutumunu desteklerken, bazıları Başarır'ın ifade özgürlüğünü savundu. Bu durum, medyanın tarafsızlık ilkesi konusunda da tartışmaları gündeme getirdi.
Sosyal medyanın haber kaynağı olarak kullanılması, geleneksel medya ile yeni medya arasındaki ilişkiyi de sorgulatıyor.
Hukuki Boyutun Değerlendirilmesi
Bu tartışmanın hukuki boyutu da dikkat çekiyor. Başarır'ın sözlerinin hukuki açıdan nasıl değerlendirileceği, Tayyar'ın çağrısının hukuki dayanağı olup olmadığı gibi sorular gündeme geliyor.
Hukuk uzmanları, bu konuda farklı görüşler öne sürüyor. Bazıları Başarır'ın sözlerinin suç unsuru taşıdığını düşünürken, bazıları da ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu savunuyor.
Bu durum, Türk hukuk sisteminin siyasi ifadeler konusundaki yaklaşımını da sorgulatıyor.
Kamuoyunun Tepkisi
Kamuoyunun bu gelişmelere tepkisi karışık. Bazı kesimler Tayyar'ın "cesur" duruşunu desteklerken, bazı kesimler de Başarır'ın demokratik hakkını kullandığını düşünüyor.
Anketlerde de bu bölünmüş yapı görülüyor. Toplumun farklı kesimleri, bu olayı farklı şekillerde değerlendiriyor. Bu durum, Türk toplumundaki siyasi kutuplaşmanın derinliğini de gösteriyor.
Gençler arasında yapılan araştırmalar, bu konuda daha pragmatik yaklaşımlar olduğunu gösteriyor. Genç seçmenler, siyasetçilerden daha yapıcı bir dil bekliyor.
Siyasi İletişim Stratejilerinin Analizi
Bu olay, modern siyasi iletişim stratejilerinin nasıl uygulandığının da iyi bir örneği. Sosyal medyanın anlık tepki verme imkanı sağlaması, siyasetçilerin daha spontan davranmasına yol açıyor.
Tayyar'ın ve Başarır'ın sosyal medyayı aktif kullanması, geleneksel siyasi iletişim yöntemlerinin değiştiğini gösteriyor. Artık basın açıklamaları veya röportajlar yerine, doğrudan sosyal medyadan mesaj verilmesi tercih ediliyor.
Bu durum, siyasi söylemin şekillenmesinde sosyal medyanın rolünü artırıyor.
Gelecek Seçimlere Etkisi
Bu tartışmanın gelecek seçimlere nasıl etki edeceği de merak konusu. Seçmen davranışlarını etkileyebilecek bu tür olaylar, parti stratejilerini de değiştirebiliyor.
Özellikle kararsız seçmenlerin bu gelişmeleri nasıl değerlendireceği kritik. Bu kesimin oy tercihleri, seçim sonuçlarını belirleyebilir.
Siyasi partiler, bu durumu fırsata çevirme veya zarar kontrol etme konusunda stratejiler geliştiriyor.
Demokratik Değerlerin Sınanması
Bu olay, demokratik değerlerin nasıl yorumlandığı konusunda da önemli ipuçları veriyor. İfade özgürlüğü, parlamenter dokunulmazlık, eleştiri hakkı gibi konular yeniden tartışılıyor.
Demokrasinin işleyişi açısından bu tür tartışmalar faydalı olabilir. Ancak, bu tartışmaların yapıcı bir zemine oturtulması gerekiyor.
Demokratik kültürün gelişmesi için, farklı görüşlere saygı ve diyalog kültürünün güçlendirilmesi şart.
Sonuç ve Değerlendirme
20 Ekim 2025 Pazartesi akşamı yaşanan bu gelişmeler, Türk siyasetindeki gerginliğin boyutlarını açık bir şekilde ortaya koydu. Şamil Tayyar'ın "Artık eylem vakti" çağrısı ve Ali Mahir Başarır'ın sert yanıtı, sosyal medyayı kasıp kavururken, siyasi arenada yeni tartışmaları da başlattı.
Bu olay, bir yandan dokunulmazlık kurumunun tartışılmasına yol açarken, diğer yandan da siyasi iletişim biçimlerinin değişimini gözler önüne serdi. Sosyal medyanın siyasi söylemi şekillendirmedeki rolü, bu örnek üzerinden net bir şekilde görüldü.
Gelecek dönemde bu tartışmanın nasıl gelişeceği, hem siyasi partilerin tutumuna hem de kamuoyunun tepkisine bağlı. Türk demokrasisinin olgunlaşması için, bu tür tartışmaların yapıcı bir zeminde sürdürülmesi kritik önem taşıyor. Siyasetçilerin daha sorumlu bir dil kullanması ve toplumsal barışa katkı sağlaması, demokratik sistemin güçlenmesi açısından kaçınılmaz görünüyor.




