Son dönemde Türk siyasetinin en önemli aktörlerinden birinden gelen cesur bir çıkış, tüm dengeleri sarsmaya yetti. "Korkmuyoruz, teslim olmuyoruz" sözleri, sadece bir siyasetçinin ağzından çıkan basit bir cümle olmaktan öte, Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı politik fırtınanın ve muhalefetin duruşundaki köklü değişimin bir özeti gibiydi. Bu cümle, bir liderin sadece hitap ettiği kitleye değil, aynı zamanda tüm ülkeye meydan okumasının bir sembolü haline geldi. Siyasetin en gerilimli anında söylenen bu sözler, yaklaşan yeni dönemde nelerin yaşanacağına dair güçlü sinyaller veriyor.
Bu sarsıcı açıklamanın sahibi, Cumhuriyet Halk Partisi'nin çiçeği burnunda lideri Özgür Özel oldu. Parti genel merkezinin "baba evi" olarak nitelendirdiği ve tarihi önemine vurgu yaptığı bir ortamda sarf ettiği bu sözler, sadece bir meydan okuma değil, aynı zamanda 102 yıllık bir partinin köklü mirasına sahip çıkışın da bir göstergesiydi. Özel, konuşmasında partinin tarihi misyonuna atıfta bulunarak, bu binanın Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nden bugüne uzanan kurtuluş mücadelesinin sembolü olduğunu belirtti. Bu sembolik duruş, siyasi rakiplerine karşı sergilenen bir duruş olmaktan çok, tüm topluma verilen bir mesajdı: "Demokrasiyi savunmaktan ve halkın iradesine sahip çıkmaktan geri durmayacağız."
Özgür Özel'in bu çıkışı, son beş yılda Türk siyasetinin geçirdiği büyük dönüşümden bağımsız düşünülemez. Bu süreç, muhalefet partilerinin, özellikle de Cumhuriyet Halk Partisi'nin, hem içeride hem de dışarıda köklü bir değişim yaşadığına tanıklık etti. Beş yıl önce, Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanlık koltuğu, uzun yıllar Kemal Kılıçdaroğlu tarafından korunuyordu. Parti, yerel seçimlerdeki başarılı çıkışlarına rağmen, genel seçimlerde beklenen başarıyı elde edemiyor, siyasi söylemleri ve duruşu sorgulanıyordu. İşte tam bu noktada, partinin içinde bir "değişim" rüzgarı esmeye başladı ve bu rüzgar, sonunda Özgür Özel'i genel başkanlık koltuğuna taşıdı. Bu, partinin tarihinde ilk kez, mevcut genel başkanın aday olduğu bir kurultayda koltuğu kaybetmesiyle sonuçlanan tarihi bir olaydı. Bu değişim, sadece bir lider değişikliği değil, aynı zamanda partinin strateji ve söyleminde de yeni bir sayfa açtı.
Özel liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi, bu yeni sayfayı 2024 yerel seçimlerindeki tarihi zaferle süsledi. Tam 46 yıl sonra ilk kez Türkiye'de en çok oy alan parti olmayı başardı. İstanbul ve Ankara gibi mega kentlerdeki zaferlerini korurken, Bursa, Balıkesir, Manisa ve Denizli gibi iktidar partisi için kale sayılan şehirleri de kazanarak siyasi haritayı yeniden çizdi. Bu başarı, partinin sadece söylemini değil, aynı zamanda halkla kurduğu bağı da güçlendirdi.
Özgür Özel'in "korkmuyoruz, teslim olmuyoruz" sözleri, işte bu köklü dönüşümün bir yansıması olarak okunmalı. Artık ana muhalefet partisi, sadece eleştiren değil, aynı zamanda güçlü ve cesur bir şekilde duruş sergileyen bir yapıya büründü. Bu yeni duruş, partinin tabanında büyük bir heyecan yaratırken, siyasi gerilimin de artmasına neden oldu. Önümüzdeki dönemde, muhalefetin bu yeni stratejisi ve iktidarla olan ilişkileri, Türkiye siyasetini şekillendirmeye devam edecek. Bu sözler, sadece bir anlık parıltı değil, aynı zamanda gelecekte yaşanacak büyük hesaplaşmaların da habercisi niteliğinde. Türkiye, siyaset sahnesinde yeni bir dönemin eşiğinde ve bu yeni dönemin en önemli mottosu "teslim olmuyoruz" gibi görünüyor.