İstanbul’un Çekmeköy ilçesi, bir akşamüstü sıradan bir restoran sahnesine ev sahipliği yaparken, kimsenin tahmin edemeyeceği bir vahşet yaşandı. Çağlayan Adliyesi’nde görev yapan Cumhuriyet Savcısı Ercan Kayhan, yemek yediği sırada korkunç bir saldırıya uğradı. Olay, sadece bir cinayetten ibaret değil; ardında yatan sırlar, geçmişteki husumetler ve bir restoran işletmesinin gölgesinde saklı hikayelerle dolu. İstanbul’un bu sakin ilçesi, bir anda Türkiye’nin gündemine oturdu.

Saatler 21:15’i gösterirken, Çekmeköy’ün Ömerli semtindeki Yeşiloba Et Mangal adlı restoranda her şey olağan seyrindeydi. Müşteriler yemeklerini yiyor, garsonlar siparişleri yetiştirmeye çalışıyor, mutfaktan gelen et kokuları havayı dolduruyordu. Ancak bu sıradan atmosfer, 19 yaşındaki bir gencin elinde bıçakla masaya yaklaşmasıyla bir anda cehenneme döndü. Savcı Ercan Kayhan, boğazından aldığı tek bir darbeyle kanlar içinde yere yığıldı. Restorandaki çığlıklar, olayın vahametini gözler önüne serdi. Peki, bu genç kimdi? Neden bir savcıyı hedef aldı? Ve bu cinayetin ardında yatan gerçekler nelerdi?

Ercan Kayhan, 58 yaşında, deneyimli bir hukuk adamıydı. Çağlayan Adliyesi’nde yıllardır görev yapan Kayhan, dürüstlüğü ve kararlılığı ile tanınıyordu. Ancak onun hayatı, sadece adliye koridorlarında geçen bir hikaye değildi. Yeşiloba Et Mangal adlı restoranın, Kayhan’ın ailesine ait olduğu biliniyordu. Bu restoran, sadece lezzetli yemekleriyle değil, aynı zamanda ailevi bağlarla da Savcı’nın hayatında önemli bir yer tutuyordu. Ancak bu mekan, aynı zamanda cinayetin fitilini ateşleyen bir geçmişin de merkeziydi.

Saldırgan, 19 yaşındaki Mustafa Can Gül’dü. Genç, iddialara göre daha önce bu restoranda çalışmış, ancak işten çıkarılmıştı. Bu ayrılık, onun içinde biriken öfkeyi ve kini tetiklemiş gibi görünüyordu. Restoranda çalışan bazı kişiler, Mustafa’nın işten çıkarılmasının ardından tehditler savurduğunu, hatta Savcı Kayhan ile tartışmalar yaşadığını iddia etti. Ancak bu tartışmaların bir cinayete dönüşeceğini kimse tahmin edemezdi. Mustafa, o akşam restorana geldiğinde, elinde bıçakla doğrudan Savcı’nın masasına yöneldi. Tek bir hamleyle, boğazını keserek Kayhan’ın hayatını sona erdirdi.

Olay yerinde bulunan görgü tanıkları, dehşet anlarını unutamıyor. Bir tanık, “Herkes yemek yiyordu, birden bir bağrışma duyduk. Savcı Bey masasında oturuyordu, genç bir çocuk hızla yanına geldi. Elinde bıçak vardı, bir anda her şey oldu. Kanlar içinde yere düştü, kimse ne yapacağını bilemedi,” diye anlattı. Restorandaki diğer müşteriler panik içinde kaçışırken, bazıları polisi aradı. Olay yerine hızla ulaşan polis ekipleri, Mustafa Can Gül’ü suç aletiyle birlikte yakaladı. Ancak Savcı Kayhan için artık çok geçti.

Tarihi Uzun Kemer ve Çevresinde İmar Planları Krizi: Tarihi Miras ve Doğal Alanlar Betonlaşmaya Açılıyor
Tarihi Uzun Kemer ve Çevresinde İmar Planları Krizi: Tarihi Miras ve Doğal Alanlar Betonlaşmaya Açılıyor
İçeriği Görüntüle

Cinayet, sadece bir anlık öfke patlaması mıydı, yoksa planlı bir saldırı mı? Bu soru, hem adli makamları hem de kamuoyunu meşgul ediyor. İstanbul Valiliği, olayla ilgili yaptığı açıklamada, saldırganın yakalandığını ve soruşturmanın çok yönlü olarak devam ettiğini belirtti. Valilik, “Çağlayan Adliyesi’nde görev yapan Cumhuriyet Savcımız Ercan Kayhan, Çekmeköy’de bir restoranda uğradığı bıçaklı saldırı sonucu hayatını kaybetmiştir. Saldırgan Mustafa Can Gül isimli şahıs olay yerinde yakalanmıştır. Olayla ilgili çok yönlü soruşturma başlatılmıştır,” ifadelerine yer verdi. Bu resmi açıklama, olayın ciddiyetini ve soruşturmanın geniş kapsamlı olacağını ortaya koydu.

Sosyal medyada da olay yankı uyandırdı. Bir X kullanıcısı, “İstanbul’da savcıyı bıçaklayarak öldürmüşler! Bu nasıl bir cesaret, nasıl bir kin? Adaletin temsilcisine bu yapılır mı?” diye yazarken, bir başkası, “Savcı Ercan Kayhan’ın ailesine ait restoranda çalışmış bir çocukmuş katil. İşten çıkarılma meselesi mi bu cinayeti tetikledi? Daha neler çıkacak bakalım,” yorumunu yaptı. Sosyal medya, hem öfke hem de merak dolu paylaşımlarla çalkalandı. Ancak bu paylaşımlar arasında, olayın perde arkasına dair spekülasyonlar da hızla yayılmaya başladı.

Soruşturma derinleştikçe, cinayetin ardındaki motivasyon daha net bir şekilde ortaya çıkmaya başladı. İstanbul Başsavcılığı, Savcı Kayhan’ın, Mustafa Can Gül hakkında daha önce herhangi bir soruşturma yürütmediğini açıkladı. Bu, cinayetin adli bir meseleden değil, kişisel bir husumetten kaynaklandığını gösteriyordu. Başsavcılık, “Olay, tartışma sonucu gelişmiş olup, şüphelinin savcı ile daha önce çalıştığı restoranda yaşadığı anlaşmazlık nedeniyle gerçekleştiği değerlendirilmektedir,” dedi. Bu açıklama, cinayetin bir anda patlak veren bir öfke nöbetinden çok, uzun süredir biriken bir kinin sonucu olduğunu düşündürdü.

Peki, Mustafa Can Gül’ü bu noktaya getiren neydi? 19 yaşındaki bir gencin, bir savcıyı öldürecek kadar ileri gitmesi, sadece işten çıkarılma ile açıklanabilir miydi? Görgü tanıklarının ifadelerine göre, Mustafa’nın restoranda çalıştığı dönemde Savcı Kayhan ile sık sık tartıştığı biliniyordu. Bazı çalışanlar, Mustafa’nın iş disiplini konusunda uyarılardan hoşlanmadığını ve bu uyarıların genellikle Kayhan’dan geldiğini söylüyordu. Ancak bu tartışmaların bir cinayete dönüşeceği, kimsenin aklının ucundan geçmemişti.

Olayın yaşandığı Yeşiloba Et Mangal, Çekmeköy’ün sakin bir bölgesinde, mütevazı ama popüler bir mekan olarak biliniyordu. Savcı Kayhan’ın ailesine ait olan bu restoran, onun adliyedeki yoğun hayatından uzaklaştığı, ailesiyle vakit geçirdiği bir sığınak gibiydi. Ancak bu sakin mekan, bir anda kanlı bir cinayetin sahnesi oldu. Restoranın müdavimleri, “Ercan Bey çok kibar, beyefendi bir insandı. Kimseye zarar verecek biri değildi. Bu nasıl oldu, aklımız almıyor,” diyerek şaşkınlıklarını dile getirdi.

Cinayetin ardından, adli makamlar olayın tüm boyutlarını aydınlatmak için yoğun bir çalışma başlattı. Mustafa Can Gül’ün geçmişi, psikolojik durumu ve cinayet anındaki ruh hali mercek altına alındı. Aynı zamanda, Savcı Kayhan’ın hayatında başka bir düşman ya da husumet olup olmadığı da araştırılıyor. Ancak şu an için tüm işaretler, cinayetin kişisel bir meseleden kaynaklandığını gösteriyor. Yine de, bu vahşetin ardında başka sırlar yatıyor olabilir mi? Soruşturma, bu sorunun cevabını arıyor.

Ercan Kayhan’ın ölümü, sadece ailesini ve yakınlarını değil, tüm adliye camiasını yasa boğdu. Meslektaşları, “Ercan Bey, adaletin temsilcisi olarak her zaman dimdik dururdu. Onun kaybı, hepimiz için büyük bir yara,” diyerek duygularını ifade etti. İstanbul’un göbeğinde, bir savcının böylesine vahşice öldürülmesi, adalet sistemine ve güvenliğe dair soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Toplum, bu cinayetin sadece bir öfke patlaması mı, yoksa daha derin bir hikayenin parçası mı olduğunu merak ediyor.

Bu trajedi, İstanbul’un sokaklarında yankılanmaya devam ederken, geride bıraktığı sorular hala cevapsız. Mustafa Can Gül’ün, Savcı Ercan Kayhan’ı öldürmesinin ardındaki gerçek motivasyon neydi? Bu cinayet, sadece bir işten çıkarılma meselesi mi, yoksa daha karanlık bir planın parçası mı? Soruşturma ilerledikçe, bu soruların cevapları belki de ortaya çıkacak. Ancak şimdilik, İstanbul’un Çekmeköy ilçesi, bir savcının kanla yazılmış hikayesine tanıklık ediyor. Bu hikaye, hem yürekleri dağlıyor hem de adaletin peşinde koşanları derinden sarsıyor.