Türkiye ekonomisi, politik entrikaların ve küresel baskıların ortasında bir fırtınanın eşiğinde duruyor. Resmi verilerin perde arkasında, sarayın gizli planları piyasaları zehirlerken, uzmanlar net bir uyarı yapıyor: Piyasalar çok çirkinleşecek. Bu çarpıcı tespit, ekonomi yorumcusu Murat Muratoğlu'nun sunduğu programda, piyasa istihbaratçısı Remzi Özdemir'in konuk olduğu derinlemesine sohbette dile getiriliyor.
Tartışma, AKP'nin Mansur Yavaş'a yönelik baskılarından Bilal Erdoğan'ın siyasi yükselişine, IMF ve Dünya Bankası'nın dolaylı müdahalelerinden elektrik faturalarındaki astronomik zamlara, konut sektöründeki vergi tuzaklarından özel sektörün rekor borç yüküne uzanıyor. Piyasa manipülasyonları, hedge fon skandalları ve yatırım tavsiyeleriyle dolu bu oturum, Türkiye'nin ekonomik geleceğini aydınlatıyor. Resmi enflasyon hedefleri ile sokaktaki gerçeklik arasındaki uçurum, tasarruf sahiplerini ezerken, politik tiyatro ekonomiyi bir satranç tahtasına çevirmiş durumda. Bu makalede, bu karmaşık dinamiklerin her bir katmanını, hiçbir detayı atlamadan, uzman öngörüleri ve somut verilerle ele alacağız – geleceğin risklerini ve nadir fırsatlarını masaya yatırarak.
Programın açılışında, Murat Muratoğlu ve Remzi Özdemir, hafif esprili bir sohbetle seyirciyi yakalıyor. Türk televizyonlarının efsane dizileri Kara Murat ve Tarkan'a atıfla başlayan banter, çocukluk anılarına ve hatta Murat'ın bu serilerin haklarını sahiplendiği iddiasına uzanıyor. Remzi, Murat'ı "mükemmel bir şovmen" diye övüyor, ancak sohbet hızla ekonomiye kayıyor. Piyasaların bugün "nispi stabil" görünmesinin nedeni, kamuoyunun Mansur Yavaş'ın sorunlarının uzayacağını beklemesi olarak açıklanıyor. Muratoğlu, piyasaları "kanatları kırık kuşlar" diye nitelendiriyor ve bunların AKP'nin algı yönetimindeki rolünü vurguluyor. AKP'nin ustalıkla sorunları önce inkar edip sonra yavaş yavaş soktuğunu, örneğin yurtdışı çıkış harcı olarak 700 lira gibi vergileri adım adım artırdığını anlatıyorlar.
Bu strateji, halkın direncini eritiyor ve piyasalardaki dalgalanmaları öngörülebilir kılıyor. Mansur Yavaş'ın durumu ise kritik: Anketlerde Erdoğan'ın 20 puan önünde olmasına rağmen, AKP ondan korkmuyor. İmamoğlu'nun skandallarla "oyundan çıkarıldığı" söyleniyor, Yavaş ise milliyetçi tabana hitap ediyor. Abdullah Öcalan davasının Kürt seçmeni etkilemesiyle, Yavaş Ankara'da bile AKP kalesini sarsmış. Bu gelişme, piyasaları bugün %4'lük bir çöküşten kurtarmış – şehit ailelerinin X'teki protestoları, algıyı dengelemiş. Muratoğlu, bu tür olayların "demokrasinin kılıcı" gibi korku salmak için kullanıldığını belirtiyor: "Yavaş avukat, hukuki mücadele veriyor ama sonucu biliyor." Savcı çağrısı ve olası dava gündemde, ancak tutuklama beklenmiyor. Bu, Türkiye için "yeni bir başlangıç" olarak görülüyor; Bahçeli'nin AKP'yi zayıflatma planı, erken seçimleri tetikleyebilir.
Piyasa manipülasyonları, borsanın en karanlık yüzünü aydınlatıyor ve yatırımcıları tedirgin ediyor. Özdemir, bankaların satın alındığını ama geleneksel borsaların yok olduğunu söylüyor: "Piyasayı 1-2 grup veya fon kontrol ediyor, Bank of America tarzı anlaşmalarla." İşlemler karşılıklı ve manipüle edilmiş; yabancı para girmiyor, sadece belirli fonlara ve aracı kurumlara kayıyor. Halka arzlar tavan yapıyor – örneğin 20 gün üst üste tavan fiyatlarla – kurumsal varlıkları fonlar alıp halka satılıyor. Bu, "tam bir Titan şeması" olarak tanımlanıyor; Kenan Şardan'ın binlerce kişiyi dolandırdığı skandalı hatırlatıyor. Muratoğlu, hedge fonların %400 kârla kendi hisselerini şişirdiğini, Şimşek'in manipülasyonu itiraf ettiğini ama harekete geçmediğini eleştiriyor.
Doğan Holding'in 2001 krizi öncesi rapor manipülasyonu gibi, bugünkü durum güç savaşlarını yansıtıyor: Berat Albayrak, Bilal Erdoğan ve drone damadı arasındaki çekişme, Soylu'nun tasfiyesiyle sonuçlanmış. Özdemir, "Saray planları biliyor, Erdoğan'ın sağlık sorunları sonun sinyali" diyor. Bilal Erdoğan'ın 10-15 gün içinde siyasete ağırlık vereceği, Hagia Sophia etkinliğindeki hitabetiyle hazırlık yaptığı belirtiliyor. Rus gazeteleri 6 aday listeliyor: Bilal, Bayraktar, eski İçişleri Bakanı dahil. CHP'nin Erdoğan sonrası iktidarda kalacağı öngörüsüyle, AKP'nin bir dönem daha uzatma tasarımı tartışılıyor. Bu entrikalar, borsayı bir mayın tarlasına çeviriyor; yatırımcılar için güven erozyonu kaçınılmaz.
Küresel riskler ve jeopolitik gerilimler, Türkiye'nin ekonomik rotasını sarsıyor. Dünya ikiye bölünmüş: Amerika-İngiltere cephesi ile Rusya-Çin ekseni; Avrupa önemsiz. İngiltere İmamoğlu'nu desteklerken, Trump Erdoğan'ı sıkıştırıyor; Bahçeli Rusya-Çin'le, Erdoğan ise Amerika (ve İsrail) yönünde. İsrail uçaklarının sınır ihlali, AKP tabanını konsolide etmek için yapılmış; "one minute" olayının bir kurgu olduğu ima ediliyor. Dünya Bankası'ndan 6 milyar dolarlık elektrik altyapısı kredisi geliyor, ancak bu IMF'nin gölgesinde. IMF ve Dünya Bankası'nın 1944'te kurulduğunu, bitişik binalarda olduklarını hatırlatıyorlar: IMF "polis", Dünya Bankası "müfettiş". Marrakech'teki (Ekim 2023) toplantılarda Şimşek, 35 milyardan 55 milyara çıkan anlaşma yapmış – deprem ve elektrik projeleri için. IMF'nin 22 Kasım Madde 4 raporu 6 milyar doları serbest bırakmış; geçen yılki rapor elektrik sübvansiyonlarının kaldırılmasını istemiş.
1 Ocak'tan itibaren sübvansiyonlar kalkıyor: Faturalar %160 artacak, 100 liradan 100 bine, 1000 liradan 2600 liraya çıkacak. 4000 kW sayaç sınırı var; 45 milyon hane aşıyor. Bu, IMF terimiyle "yapılandırılmış ve yönlendirilmiş fiyatlar" – Türkiye fiilen IMF programında. ABD'nin veto gücü her şeyi denetliyor. Putin-Erdoğan görüşmesi bugün gerçekleşmiş; Rusya-Türkiye ilişkileri düşük – uçak düşürme, Suriye sorunları turizmi vuracak. Dizel fiyatları %27 artmış, Avrupa'nın en yükseği; küresel petrol yükselmeden. BDDK kredileri sıkılaştırıyor: Araba kredisi yok, konut faizleri düşük görünse de nominal, ilk ev şartı, sınıf zorunlu, 750 bin liraya kadar ikinci ev. Erdoğan, borsa ve konut piyasalarını terk etmiş; varlık fonu harekete geçmemiş.
Konut sektörü, yeni vergi düzenlemeleriyle bir dönüm noktasında ve spekülatörleri korkutuyor. Vergi uzmanı Mahmut'un açıklamasıyla, Resmi Gazete'de yayınlanan yönetmelik detaylandırılıyor: İmar değişikliklerinden kaynaklı değer artışı için %90 vergi (eskiden %100, Anayasa Mahkemesi iptal etmiş). Değerleme Komisyonu iki SPK lisanslı rapor istiyor; öncesi-sonrası farkın %90'ı hazineye, örneğin 5 milyondan 15 milyona çıkan arazi için 9 milyon lira bir ayda ödenecek. Kentsel dönüşümde etkili: 5 katlı bina 9 kata çıkarsa ekstra kat kârı vergilendiriliyor. Arazi çevirme ve rantiye zihniyeti bitiyor; 20 yıl bekleyip satma dönemi kapandı. Muratoğlu, "Konut artık yatırım aracı değil" diyor; ABD'de yeni evler eskilerden ucuz, nüfus artışı yavaşladı. Orta sınıf için fırsat: İstikrar olursa mortgage açılır. Ancak NAS dönemi ucuz kredilerle enflasyonu körüklemiş. Tartışma, yasanın kentsel dönüşümü bozacağı yönünde: Ekstra kat kârı yok, devlet Dünya Bankası kredisiyle destekliyor – İmamoğlu'nun çalıştığı proje. Güngören'de bahçeli projeler öncelikli, acil bölgeler ihmal edilmiş. Özdemir, "Bu yasa haksız zenginleşmeyi önler ama inşaatı yavaşlatır" diye ekliyor. Piyasalar çirkinleşirken, konut balonu sönüyor; tasarrufçular için uyarı net: Spekülasyondan uzak durun.
Faiz oranları, enflasyon beklentileri ve Merkez Bankası politikaları, ekonomik belirsizliği derinleştiriyor. Düşük NAS dönemine dönüş yok; mevduat faizleri %45-46'da sabit, bankalar talepten döviz tutuyor. Merkez Bankası yıl sonu hedefi %32 faiz, önümüzdeki yıl %24'e iniş; enflasyon tahmini %16 ama patlayacak. Bu ay 150 baz puan indirim beklenmiyor – IMF raporu sıkı politika istiyor. Yeniden yapılandırma ertelenmiş; %3,5 krediler ödenemez hale gelmiş.
Özdemir, "Enflasyon beklentisi exploding" diyor; Ocak zammı elektrikle tetiklenecek. Muratoğlu, tasarrufçuların negatif reel getiriye mahkum olduğunu örnekliyor: Reel maaşlar eriyor, aileler özel okullardan çekiliyor. Kişi başına gelir resmi 17 bin 900 dolar ama sıcak para etkisiyle 5 bin gibi hissediliyor. Bu ortamda, şirketler yurtdışından borçlanıyor; Vestel gibi firmaların %12-15 kâr marjı %55 faizle eriyor. Özel sektör dış borcu Salı günü rekor 206 milyar dolara ulaşmış; net rezervler 50 milyar – krizde ödenemez. Ancak Yunanistan tipi banka koşusu yok; sisteme güven var. Altın "yağmurlu gün parası" olarak saklanıyor. Özdemir, "Dolar patlarsa altın sigorta" diye uyarıyor.
Yatırım tavsiyeleri, belirsizlikte bir fener gibi parlıyor ama riskleri göz ardı etmiyor. Altın 4000 dolarda "çivilenmiş"; küresel 1850'ye düşse bile çok inmeyecek – merkez bankaları Gold Council sitesinden takip edilebilir şekilde alıyor. Sahte gram altın söylentisi kasıtlı yayılıyor ki halk almasın; devletler vatandaşın altın tutmasını istemiyor. Dolar riski için dolar endeksli varlıklar öneriliyor: Yurtdışı emlak, hisse. Bitcoin'e temkinli yaklaşım: 80 bin altından alın, 100 bine çıkmasın; kuantum bilgisayarlar (yeni qubit çipleri) kodları saniyede kırar, fork şart. Satoshi'nin 1 milyon BTC'si hareketsiz – satabilir veya gömebilir. Altcoin yok, belki Solana; fiziksel al, azar azar. Muratoğlu, "Araştırın, acele etmeyin" diyor. Genel tavsiye: Piyasaların scripted manipülasyonundan kaçın, mevduat veya para piyasası fonları %40-45 getiriyle güvenli. Tahvil piyasası kayıplı; 2026 düşük beklentili, swap kapalı, yabancı giriş bloke. Bu dinamikler, güvensizliği katmerleştiriyor; resmi verilerle gerçeklik uçurumu, alternatiflere itiyor.
Politik güç savaşları ve tarihi paralellikler, ekonomik kaosu tamamlıyor. Titan davası gibi fon skandalları, bugünkü hedge manipülasyonlarını andırıyor; Şimşek'in itirafı aksiyonsuz kalmış. 2001 krizi öncesi Doğan Holding rapor şişirmesi gibi, bugünkü raporlar krediye zorluyor. Güç mücadelesi: Berat vs. Bilal vs. drone damadı; Soylu dışlanmış. Özdemir, "Sarayın gizli planı AKP'yi uzatmak" diyor; Yavaş baskısı demokrasi korkusu. Medya operasyonları da devrede: Habertürk jandarma korumalı yayınlar, Sözcü'de gizli anlaşmalar. Bu tiyatro, tarımı eziyor; %12 küçülme, çiftçi borçları katliam. Kuraklık Türkiye'ye özgü, komşular etkilenmemiş – yönetim zaafı. Hayvancılıkta lider fiyaskosu sürü kayıpları yaratmış.
Sonuçta, bu panorama dikkatli bir yol haritası çiziyor. Ocak enflasyonunu, kredi yapılandırmasını izleyin; mortgage öncesi bekleyin. Dolar devalüasyonu, elektrik zammı, konut vergisi ufukta. Piyasaların çirkinleşmesi scripted modelden gerçekliğe geçiş: Kaybedenler spekülatörler, kazananlar temkinliler. Uzmanlar, güvensizliğin anahtar olduğunu vurguluyor – siz de pozisyonunuzu belirleyin. Gelecek raporlar bu öngörüleri sınayacak, ama net olan: Körü körüne güvenenler, sahneden inecek.




