Milletvekili Ümit Özdağ, HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile ilgili dikkat çeken bir iddiada bulundu. Özdağ, Demirtaş’ın uluslararası terör örgütü PKK’nın finansörlerinden biriyle gizli bir görüşme gerçekleştirdiğini öne sürdü. Bu açıklama, siyasi çevrelerde ve kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
Özdağ, yaptığı açıklamada, Demirtaş’ın Avrupa merkezli bir PKK destekçisiyle bir araya geldiğini iddia etti. İddiaya göre, bu görüşme sırasında terör örgütünün bölgedeki faaliyetlerinin finansmanı ve siyasi stratejileri ele alınmış. Özdağ, bu bilgilerin istihbari kaynaklardan elde edildiğini belirtti ve “Selahattin Demirtaş, PKK’nın finansman ayağıyla doğrudan bağlantı içinde” ifadelerini kullandı.
Demirtaş’ın uzun süredir tutuklu bulunması ve uluslararası arenada HDP’nin temsilciliğini üstlenen bazı isimlerin terör örgütüyle bağları konusunda yürütülen soruşturmalar, bu iddianın önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Özdağ, “PKK terör örgütünün Avrupa’daki finansör ağları, Türkiye’ye yönelik operasyonlarını doğrudan besliyor. Bu görüşmelerin ortaya çıkarılması, terörle mücadelede kritik bir adım olabilir” dedi.
İddialar, mevcut yasal süreçler ve uluslararası terörle mücadele mekanizmaları çerçevesinde değerlendirilmeye alındı. Uzmanlar, bu tür gizli görüşmelerin, özellikle yurtdışında yürütülen PKK/YPG faaliyetlerini finanse eden yapılarla doğrudan ilişkili olabileceğini belirtiyor. Ayrıca, Demirtaş’ın cezaevi koşullarında bile bu tür görüşmeleri nasıl sağlayabildiği sorusu da gündemde yer alıyor.
Özdağ’ın açıklamaları, terörle mücadele politikalarına yönelik tartışmaları yeniden alevlendirdi. Siyasi partilerden bazıları, bu iddiaların derinlemesine araştırılmasını ve gerekirse uluslararası iş birliğiyle terör finansmanı ağına yönelik operasyonların hızlandırılmasını talep etti.
Ortaya atılan bu iddialar, Türkiye’nin hem iç hem de dış güvenlik politikaları açısından kritik bir döneme denk geldi. PKK’nın bölgedeki faaliyetlerinin arttığı bir dönemde, örgütün finans kaynaklarına yönelik bilgiler, güvenlik güçleri için yeni bir operasyon dönemi başlatabilir.
Demirtaş tarafı ise henüz bu iddialara resmi bir açıklama getirmedi. Ancak geçmişte benzer suçlamalara karşı “siyasi baskı” ve “hukuka aykırı iddialar” şeklinde tepkiler göstermişti. Bu kez iddiaların somut delillere dayanıp dayanmadığı, kamuoyunun merakla beklediği konu olmaya devam ediyor.
Türkiye’nin terörle mücadele stratejileri kapsamında bu tür iddiaların takibi ve değerlendirilmesi, hem iç güvenliğin sağlanması hem de uluslararası itibar açısından büyük önem taşıyor. Özdağ’ın açıklamaları, bu süreçte yeni bir başlangıç noktası olabilir.





