Yerlikaya'dan İBB Veri Sızıntısı Dosyasında Şok Karar
Yerlikaya'dan İBB Veri Sızıntısı Dosyasında Şok Karar
İçeriği Görüntüle

Ankara'nın tozlu koridorlarında, meclis kürsülerinin gölgesinde, stratejik sırlar birer birer dökülürken, bir ülkenin geleceği masaya yatırılıyor gibi hissediyoruz. Madenlerin derinliklerinden çıkan servetler, teknolojinin kalbine dokunurken, politik arenada yankılanan iddialar kulakları tırmalıyor. Bu, sadece bir ekonomik tartışma değil; yılların birikmiş sessizliğinin, milli kaynakların kaderini belirleyen bir hesaplaşmanın ta kendisi. Herkes bir işaret bekliyor – bir rapor, bir açıklama, bir itiraf... Ve o işaret nihayet parladı; ama altında yatan gerçek, bir fırtınanın habercisi.

Asıl bomba, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in TBMM grup toplantısındaki o ateşli konuşmasında patladı. Sesini yükselterek haykırdı: "Gitmiş nadir elementlerin pazarlığını etmiş. Bunların en çok olduğu yer Eskişehir’de ve batarya üretimi, akıllı telefon, lazer türbini gibi teknolojiler için çok önemli olan Eskişehir Beylikova‘daki bu madenleri Trump’a veriyor, karşısında meşruiyet alıyor. Bakın bu elementleri toprağın içinde, karışım halinde, başka cevherin içinde alacaklar. Bu altın yumurtlayacak tavuğu çıkarır Trump’a verirsen; işleyecek, seneye sana satacak. Eldeki bitecek, 30 yıl sonra bizim torunlar ağzını açıp bakacak. Altın yumurtlayan tavuğu Trump’a verip iki yumurtasına razı olmak olmaz. Buradan yalvarıyorum. Bu ülkenin geleceğini kendi geleceği ile Trump’a trampa yapan Erdoğan’a mani olun. Türkiye nadir elementlerle ilgili ayağa kalkmalıdır. Erdoğan kendi geleceği için bu ülkenin nadir elementlerini satamaz. Sattırmayız." Bu sözler, salonu ayağa kaldırdı; Erdoğan'ın ABD Başkanı Donald Trump'la yaptığı varsayılan pazarlığı ifşa eden bir ok gibi saplandı. Nadir toprak elementleri – havacılık, savunma, uzay sanayi, biyomedikal alanlar, batarya üretimi, akıllı telefonlar ve lazer türbinleri gibi yüksek teknolojinin vazgeçilmezi – Eskişehir Beylikova'da yatıyor, ama işlenmeden cevher halinde ucuza elden çıkarılma riski taşıyor.

Ve işte o rapor, iddiaların somut kanıtı gibi ortaya çıktı: CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, sosyal medyada fırtına kopararak Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nün 2023 yılı Sayıştay Denetim Raporu'nu masaya yatırdı. Sesinde bir öfke kabarıyor: "Eti Maden İşletmeleri Sayıştay Denetim Raporuna göre AKP’nin, Eskişehir Beylikova’daki Nadir Toprak Elementlerinin dışa bağımlı olunmadan üretilmesini sağlayacak endüstriyel tesisleri kurma sürecini savsakladığını tespit ettik. Bulguda; Havacılık, savunma, uzay sanayi, biyomedikal alanlarında kullanılan nadir toprak elementlerinin bölgedeki keşfinin yıllar öncesine dayanmasına rağmen, Endüstriyel tesis kurulumuna dair hiç bir gelişmenin olmadığı belirtiliyor! Anlaşılıyor ki AKP’nin amacı, milli servetimiz olan nadir toprak elementlerini ülkemizde zengileştirmek değil, bu paha biçilmez madenleri cevher halinde ucuz fiyattan ABD’ye peşkeş çekmek. Zira 2025 itibariyle, hala endüstriyel tesis kurulumu konusunda bir ilerleme yok! Bunun adı, vatanın altını üstüne getirip talan ettirirmektir!" Bu paylaşım, raporun satır aralarındaki skandalı gün yüzüne çıkardı – keşif yıllar öncesine dayanıyor, ama tesis kurulumunda sıfır ilerleme; dışa bağımlılık sürüyor, stratejik servet ham cevher olarak satılma tehlikesiyle karşı karşıya.

Raporun detayları, bir utanç abidesi gibi dikiliyor karşımıza: Nadir toprak elementleri, Türkiye'nin elindeki en değerli hammaddelerden biri; Eskişehir Beylikova'daki rezervler, küresel talebin %17'sini karşılayabilecek potansiyelde. Ama Sayıştay, AKP'nin bu fırsatı teperek endüstriyel tesis kurulumunu ertelediğini, dışa bağımlılığı kronikleştirdiğini vurguluyor. Yavuzyılmaz'ın ifşası, Özel'in iddiasını somutlaştırıyor: Erdoğan-Trump pazarlığı, meşruiyet karşılığı bu madenleri peşkeş çekmek – işlenmemiş halde ucuza sat, sonra ithal et, torunlarımıza borç bırak. Bu, sadece ekonomik bir kayıp değil; savunma sanayinden uzay teknolojisine uzanan bir zincirleme felaket. Havacılıkta motorlar, savunma sanayinde füzeler, biyomedikalde implantlar – hepsi bu elementlere muhtaç, ama biz cevher olarak ihraç ediyoruz.

Geçmişe dönelim: Nadir toprak elementlerinin keşfi, 2000'lerin başına uzanıyor; Eti Maden, rezervleri belirlemiş, ama AKP iktidarında stratejik yatırım yapılmamış. 2010'larda Çin'in küresel hakimiyeti tartışılırken, Türkiye sessiz kalmış; şimdi, ABD'nin baskısıyla Trump'a "hediye" mi ediliyor? Özel'in "altın yumurtlayan tavuk" metaforu, tam buraya oturuyor – 30 yıl sonra torunlarımız, işlenmiş ürün ithal etmek için kasalarını boşaltacak. Yavuzyılmaz'ın raporu, bu ihmali belgeleyen bir ihbar mektubu: 2023 denetiminde tesis yok, 2025'te hâlâ sıfır – peşkeş planı mı, yoksa kasıtlı ihmal mi? CHP'li vekil, "vatanın talan ettirilmesi" diye nitelendirerek, AKP'yi milli serveti ABD'ye satmakla suçluyor; bu, meclis kürsülerinden sosyal medyaya sıçrayan bir savaş ilanı.

Güncel gelişmeler, fırtınayı büyütüyor: Özel'in konuşması sonrası meclis koridorlarında fısıltılar çoğaldı, muhalefet partileri rapor talebiyle harekete geçti; İYİ Parti ve DEVA, konuyu komisyonlara taşıdı. ABD'nin nadir toprak ambargosu tartışmalarında Türkiye'nin konumu hassaslaşırken, bu iddialar uluslararası basına yansıdı – BBC ve DW, "Türkiye'nin stratejik madenleri Trump'a mı?" diye manşet attı. Yavuzyılmaz, raporun ek belgelerini paylaşarak baskıyı artırdı; Eti Maden'in sessizliği, şüpheleri körüklüyor. Gelecek? Eğer tesis kurulmazsa, 2026'da ihracat anlaşmaları imzalanır ve rezervler erir – CHP, meclis grubuyla "sattırmayız" diye yemin ediyor, ama AKP'nin yanıtı gecikiyor. Bu, bir ekonomik savaş; Erdoğan'ın meşruiyet arayışı, Türkiye'nin geleceğini rehin mi alıyor?

Bu skandal, sadece bir rapor değil; bir uyanış çağrısı – nadir elementler, Türkiye'yi süper güç yapabilir, ama peşkeşle kaybedilir. Özel ve Yavuzyılmaz'ın sesi, milyonları ayağa kaldırıyor; yarın, meclis kürsüleri mi yoksa maden ocakları mı alev alacak? Öfke birikiyor, gerçekler dökülüyor – dinleyin o fısıltıları, çünkü milli servet, sessizce elden kayıyor.