Çocuklar Duymasın’ın Havuç’u Ticarete Atıldı
Çocuklar Duymasın’ın Havuç’u Ticarete Atıldı
İçeriği Görüntüle

Kamuoyunun tanıdığı isimlerin sahnedeki veya ekranlardaki ani çıkışları, çoğu zaman beklenmedik tartışmaları beraberinde getirir. Sanat dünyasının ve popüler kültürün önde gelen figürleri, verdikleri konserlerde veya katıldıkları etkinliklerde sadece performanslarıyla değil, aynı zamanda sarf ettikleri sözlerle de gündem olabiliyor. Bu tür durumlar, özellikle sosyal medyanın hızla yayılan etkisiyle birleştiğinde, kısa sürede büyük bir yankı uyandırarak haftalarca konuşulacak konuların başında yer alabiliyor. Son dönemde ise Türk pop müziğinin dev isimlerinden biri, İzmir'de verdiği konserle adeta bir fırtına etkisi yarattı ve şimdi o fırtınanın ardından gelen çarpıcı gelişmeyle bir kez daha tüm dikkatleri üzerine çekiyor.

Geçtiğimiz günlerde, takvimler 5 Eylül'ü gösterdiğinde, İzmir Enternasyonal Fuarı'nın 94. yılında sahne alan ünlü şarkıcı Mustafa Sandal, binlerce hayranının karşısına çıkmıştı. Ancak o gecenin unutulmaz performanslarından çok, yaşanan gergin bir an akıllara kazındı. Konser sırasında, sahnedeki büyük ekranda sürekli kendisini gösteren reji görevlisine dönen Sandal, beklenmedik ve sert bir tepki gösterdi. Görüntülerde, genç görevliye hitaben, "Oğlum, biraz takip. Gerizekalı mısın? Sürekli bendesin" dediği anlar, salondakiler ve kameralar tarafından kaydedildi. Bu sözler, kısa sürede sosyal medyada çığ gibi büyüyerek Türkiye'nin gündemine oturdu ve büyük bir tartışmanın fitilini ateşledi.

Mustafa Sandal'ın bu sözleri, başta sahne arkası emekçileri olmak üzere, geniş bir kesimden sert tepkilerle karşılandı. Özellikle Tüm Etkinlik Teknolojileri Sektörü Derneği, yaşanan bu duruma ilişkin resmi bir açıklama yayımladı. Dernek, Sandal'ın "görevini layıkıyla yerine getiren emekçisine hakaret etmesini üzüntü ve şaşkınlıkla öğrendiklerini" belirtti. Açıklamada, sanatçıyı takip etmekle yükümlü olan spot ışığını "Seyirciye çevir" şeklinde yönlendirmeye çalışmanın, bu emeği hiçe saymakla kalmayıp, temel bir teknik bilgiden dahi uzak olduğunu gösterdiği vurgulandı. Dernek, sahne görevlisine yapılan bu hakaretin "asla kabul edilemez" olduğunu ve "büyük bir saygısızlık" teşkil ettiğini net bir dille ifade etti. Bu tepkiler, sanatçıların sahne üzerindeki tutumlarının ve çalışanlara karşı sorumluluklarının ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Ancak olaydan birkaç gün sonra, 11 Eylül'de, Mustafa Sandal bu kez Bursa'da sevenleriyle buluştu. Hayranlarının karşısına çıkan Sandal, sahneden İzmir'deki olaylı konsere değinerek beklenen açıklamayı ve özrü dile getirdi. Konuşmasında, kariyeri boyunca 3 binden fazla konser verdiğini ve orkestrasına, ekibine, teknik ekibine karşı her zaman bir ağabey gibi davrandığını, herkesin bunu çok iyi bildiğini ifade etti. Sandal, "Biz de insanız... Bazen bir şeye canımız sıkılabiliyor, tadımız kaçabiliyor" diyerek o anki ruh halini açıklamaya çalıştı. Ardından, İzmir'de genç teknik ekipten Batuhan isimli arkadaşının kalbini kırdığını kabul etti. "Ben yakışmayacak bir şey söyledim ve onun gönlünü, kalbini kırdım" diyen Sandal, Batuhan'ın işinin kendi ışıklarını yüceltmek olduğunu belirterek motivasyonunun kırılmış olmasından dolayı üzüntü duyduğunu dile getirdi. Konuşmasının sonunda ise, "Ben hepinizin huzurunda Batuhan kardeşimden özür diliyorum" diyerek kamuoyu önünde bu hareketinden dolayı pişmanlığını dile getirdi.

Bu özür, sadece bir sanatçının hatasını telafi etme çabası olmanın ötesinde, toplumsal bir vicdanın ve empati çağrısının da bir göstergesi olarak yorumlandı. Kamusal alanda görev yapan herkesin, özellikle de binlerce kişiye hitap eden ünlülerin, kullandıkları dile ve davranışlarına azami özeni göstermeleri gerektiği, bu tür olaylarla bir kez daha net bir şekilde ortaya çıktı. Bir anlık öfke veya dikkatsizliğin, hem bireylerin hem de kurumların itibarını nasıl zedeleyebileceği, Mustafa Sandal örneği üzerinden çarpıcı bir şekilde anlaşıldı. Batuhan'a yönelik bu açık özür, sahne arkası görünmez kahramanların emeğine ve saygınlığına verilen önemin altını çizerken, gelecekte benzer olayların yaşanmaması adına önemli bir ders niteliği taşıyor. Bu gelişme, ünlülerin insan ilişkilerindeki hassasiyetlerinin ve sorumluluklarının, sanatsal yetenekleri kadar değerli olduğunun bir kanıtı olarak tarihe geçti.