Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde tansiyon yükselmeye devam ediyor. TELE1 TV’nin 14 Ekim 2025 tarihli canlı yayınında, Meclis’te yaşanan “ulaklık” tartışması, Garo Paylan’ın yokluğunda CHP, HDP ve İyi Parti milletvekilleri arasında uzlaşmaz bir üslup ve karşılıklı ithamlar zinciriyle dikkat çekti.
Oturum başında söz alan İyi Parti temsilcisi, “50.000 kişinin katili bir terör örgütünün elebaşının mesajları Türkiye’ye taşınamaz” diyerek tartışmanın fitilini ateşledi. Medyada bazı yorumcuların terör örgütü liderine yönelik haber ve yorumlarını eleştirerek, “Barış elçisi çıkaramazsınız, diktatoryal bir karakter, faşist ruhlu olduğu kanıtlandı” ifadelerine vurgu yaptı. Terörist başının cezaevinden verdiği mesajlara şiddetle karşı çıktıklarını ve her platformda buna “hayır” diyeceklerini kaydetti.
Söz konusu konuşmada, özgürlük ve basın özgürlüğü üzerinden de tartışma alevlendi. “Basın özgürlüğü diyenler, terör örgütü başına TV izleme fırsatı verildiğinden bahsediyor, oradan aydınlandığını iddia ediyor. O zaman sürece itiraz edenler susturulsun istiyorlar” denildi. Millet iradesinin temsil edildiği Meclis’te her türlü dayatmaya karşı olduklarını ve bundan sonra da karşı olmaya devam edeceklerini söyleyen vekil, “Terörle arasına mesafe koyamayanlarla, teröristlerle pazarlık yapanlarla, onların talimatı ile hareket edenlerle asla aynı masada bulunmayacağız” diyerek sözlerine netlik kazandırdı.
Tartışma ilerledikçe, “İstiklal Marşı okunurken utananlarla, Türk bayrağını eline alamayanlarla, ahlaken ve siyasi olarak mesafe koymayanlarla aynı safta olmayacağız” çıkışı da dikkati çekti. Türkiye’nin güvenliği için hayatını kaybeden asker ve polislerin ailelerinin yaşadığı travmalar üzerinden toplumsal hassasiyetler de gündeme taşındı.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ise polemiğe sert yanıt verdi: “Biz, bu ülkenin geleceği için konuşuyoruz. Anneler ağlamasın, çocuklarımız ölmesin diye mücadele ediyoruz. Barış ve kardeşlik için buradayız… Sizin hamasetten, savaştan, kandan beslendiğinizi biliyoruz. Sözlerinizin bizde hiçbir hükmü yoktur.” Buldan, ülkedeki barış ortamını savunmaya ve terörün çözümünde barışçıl yolları desteklemeye devam edeceklerini ısrarla vurguladı.
Canlı yayında ayrıca kimi vekillerin sosyal medyadaki cinsiyetçi mesajları teşhir etmesiyle tartışma daha da büyüdü. Parlamentodaki diğer grup başkanvekillerinin ve Meclis Başkanının araya girmesine rağmen, karşılıklı sert suçlamalar devam etti. “Cevap hakkımı kullanacağım, bana sataşılırsa kürsüde geri cevap veririm” repliğiyle Meclis’teki canlı dinamizmin bir örneği sergilendi.
Sonuç olarak, TELE1 TV ekranlarına da yansıyan bu “ulaklık” tartışması, barış, terör ve demokrasi kavramının mecliste dahi ortak bir zeminde buluşturulamadığını bir kez daha gösterdi. Milletvekillerinin gerek ülkenin bekası gerek insan hakları ve demokrasi konularındaki birbirinden taban tabana zıt yaklaşımları, kamuoyunda yankı bulmaya ve tartışılmaya devam ediyor. Bu tartışmanın önümüzdeki günlerde de gündemdeki sıcaklığını koruyacağına hiç şüphe yok.




