Türkiye siyasetinin kalbi, son dönemde Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) iç dinamiklerinde atıyor. Partinin "Değişim Kurultayı" olarak adlandırılan 38. Olağan Kurultayı'na yönelik açılan iptal davasının gölgesi, siyasi kulislerdeki tansiyonu zirveye taşımışken, ana muhalefet cephesinden gelen bir haber tüm dikkatleri bir anda üzerine çekti. Yargının kapısında partinin geleceğinin tartışılacağı kritik duruşmadan sadece 24 saat önce, CHP lideri Özgür Özel ve kurmayları, adeta bir siyasi satranç hamlesiyle yeni bir dönemin işaretini verdi. Bu hamlenin zamanlaması ve içeriği, sadece parti içi muhaliflere değil, Türkiye'deki tüm siyasi aktörlere net bir mesaj niteliği taşıyor; CHP, hukuki süreç ne olursa olsun, yol haritasını çizmekte kararlı.
Parti Genel Merkezi'nde, CHP Lideri Özgür Özel'in başkanlığında toplanan Parti Meclisi (PM), son derece önemli bir gündem maddesiyle masadaydı. Toplantının atmosferi, 38. Olağan Kurultay'ın iptali istemiyle açılan ve bir gün sonra görülecek olan davanın gerilimi altındaydı. Ancak Parti Meclisi, bu hukuki belirsizliğe rağmen, partinin geleceğine dair somut bir adım atmayı tercih etti. PM'nin bu toplantıdan çıkardığı karar, partinin iç işleyişinde bir dönüm noktası olarak tarihe geçecek nitelikte: 39. Olağan Kurultay'ın takvimi belirlendi. Bu karar, "Değişim" sürecinin hukuki engellere takılması riskine karşı alınmış, parti iradesini pekiştiren stratejik bir cevaptır.
CHP, 38. Olağan Kurultay'dan sonra dördüncü kez Kurultay kararını resmi olarak almış oldu. Parti Meclisi’nin belirlediği bu yeni takvim ile birlikte, partinin en üst karar organının toplanma tarihi kesinleşti. Yargı sürecinin yaratabileceği herhangi bir boşluğa mahal vermemek adına atılan bu cesur adımın sonucunda, CHP'nin 39. Olağan Kurultayı'nın tarihleri netleşti: Cumhuriyet Halk Partisi, 28-30 Kasım 2025 tarihlerinde 39. Olağan Kurultayını gerçekleştirecek. Bu üç günlük takvim, partinin hem hukuki hem de siyasi cephedeki duruşunu güçlendiriyor.
Bu kararın zamanlaması ve içeriği, mevcut Genel Başkan Özgür Özel'in liderliğindeki yönetimin parti içi iktidarını sağlamlaştırma hamlesi olarak yorumlanıyor. Bir yanda partinin önceki kurultayının iptali için süren dava, diğer yanda ise yönetimin bir sonraki kurultayın tarihini ilan etmesi, parti tabanına ve kamuoyuna güçlü bir devamlılık sinyali veriyor. 38. Kurultay'ın bir "Değişim Kurultayı" olarak anılmasının ardından, yeni kurultayın hızla belirlenen takvimi, partinin "değişim" rüzgarını sürekli kılma ve iç çekişmeleri bir an önce geride bırakma niyeti taşıdığını gösteriyor. Parti Meclisi’nden çıkan bu kesin tarih, CHP’deki yönetim kademelerinin bir sonraki döneme hazırlıklarını hızlandıracağı anlamına gelirken, aynı zamanda olası hukuki gelişmelere karşı da önleyici bir hamle olarak değerlendiriliyor. Bu tarih hamlesi ile CHP, içerideki ajandasını dış dinamiklere teslim etmeyeceğini net bir şekilde kanıtladı.
