CHP kulisleri son günlerde adeta bir fırtına yaşıyor. Parti içindeki gerilim, kritik davalar ve olağanüstü kongre çağrılarıyla doruk noktasına ulaşırken, tüm gözler partinin iki kilit ismi, Genel Başkan Özgür Özel ve eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun üzerinde. Partinin geleceğine yön verecek bu çalkantılı süreçte, Özel'den gelen açıklamalar siyaset arenasında geniş yankı uyandırdı ve birçok ezberi bozacak nitelikte önemli detayları gün yüzüne çıkardı. Partililerin ve kamuoyunun merakla beklediği kritik görüşmenin perde arkası, "eski" ve "yeni" ayrımının ötesinde, yeni bir birliktelik ruhunun sinyallerini veriyor.

Gündemdeki en sıcak başlık, 15 Eylül'de görülecek "Mutlak Butlan" davası ve buna karşı atılan olağanüstü kurultay çağrısıydı. Genel Başkan Özgür Özel, partisi üzerindeki "kıskaç harekatını" bertaraf etmek için nasıl bir mesai harcadığını, kelimelerin ötesinde bir adanmışlıkla anlattı. Özel, durumun ciddiyetini vurgularken, arkadaşlarının hapiste, tehdit altında olduğunu, hatta İstanbul İl Binası'nın bile mahkemelik olduğunu ifade etti. İl başkanının 23 yılla yargılandığı, kurultayın ilk kongresinin bile yargıya taşındığı bu ortamda, partinin kapısındaki "Şanslı" adlı kedinin bile veterinerlik olduğunu esprili bir dille aktardı. Bu tablo, partinin ne denli ağır bir baskı altında olduğunu gözler önüne seriyor.

Özel, bu süreçte adeta uykuyu unuttuğunu dile getiriyor. Ailesine saldırılan bir babanın veya evin büyük oğlunun uykuyu düşünememesi gibi, bu adrenalin, öfke ve koruma hissiyle uykunun aklına gelmediğini belirtiyor. Günde maksimum altı, genelde ise dört saat uykuyla ayakta kaldığını, buna rağmen her sabah yedi-sekiz kilometre koşarak spordan taviz vermediğini söylemesi, içinde bulunduğu mücadelenin şiddetini ve kişisel fedakarlığını açıkça ortaya koyuyor.

15 Eylül Davası ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun Sessiz Tuzağı – Parti Geleceği Bıçak Sırtında!
15 Eylül Davası ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun Sessiz Tuzağı – Parti Geleceği Bıçak Sırtında!
İçeriği Görüntüle

Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) aldığı son kararlar ise parti için önemli bir nefes alma alanı yarattı. Özel, bu kararları "çeşitli ihtimalleri bertaraf etmeye yönelik olumlu bir adım" olarak değerlendirdi. YSK'nın "Kayyum da gelse, mahkeme kararı da olsa kongre süreçleri kesilemez" yönündeki tespiti, parti için bir güvence niteliğinde. Bu sayede, normal sürecin kasım sonu veya aralık başında kongre yapılarak tamamlanacağı belirtildi. Özellikle 21 Eylül'deki olağanüstü kurultayın, İstanbul İl Kongre delegeleri veya doğal delegeler dışında, süreci delegelerin başlattığı bilgisi oldukça kritik. Bu durum, 15 Eylül'de İstanbul'daki davanın olumsuz sonuçlanması ve partiye kayyum atanması ihtimaline karşı bir sigorta işlevi görüyor. Çünkü toplanan imzalarda tartışmalı hiçbir delege bulunmadığı, bu sürecin durdurulamayacağı ifade edildi. Olağanüstü kurultay çağrısının, seçim hukukunu iyi bilen isimlerin önerdiği teknik bir tedbir olduğu da bu bağlamda büyük önem taşıyor.

Tüm bu gelişmeler yaşanırken, gözler CHP'nin kurucu haftası etkinliklerine ve bu etkinliklerde yaşanacak potansiyel buluşmalara çevrilmiş durumda. Özellikle butlan davasından bir gün önce, 14 Eylül'de Ankara'da yapılacak miting, partinin birlik ve beraberlik mesajını güçlü bir şekilde iletme amacı taşıyor. Ancak asıl merak edilen, parti içindeki bu çalkantılı süreçte Kemal Kılıçdaroğlu'nun nasıl bir strateji izleyeceğiydi. Kamuoyunda dolaşan yaygın kanının aksine, Kılıçdaroğlu'nun beklenmedik bir adım atabileceği ihtimali, tüm siyasi çevrelerde büyük bir heyecan ve merak uyandırdı.

Ve işte o beklenen açıklama geldi! Genel Başkan Özgür Özel, SÖZCÜ Medya Grubu Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk'e yaptığı en kritik açıklamada, Kemal Kılıçdaroğlu ile gerçekleştirdiği görüşmenin detaylarını ve eski Genel Başkan'ın olası tutumunu gün yüzüne çıkardı. Özel, görüşmenin "gayet samimi" geçtiğini belirterek, Kılıçdaroğlu'nun İstanbul'a atanacak bir kayyuma randevu vermediğini aktardı. Bu bilgi, kamuoyundaki "eski genel başkanın kayyumu kabul edebileceği" yönündeki beklentileri tamamen boşa çıkarıyor. Özel, "Bundan sonra ben kendisinin kayyumluğu kabul etmesine ihtimal vermem. Parti kamuoyu bu konularda çok hassas. Bu yüzden dikkatli konuşulması lazım. Kimseyi hedef göstermek istemem, çünkü boşu boşuna öfke patlaması oluyor. Partinin birliğe bütünlüğe ihtiyacı var" sözleriyle, partinin kritik süreçte nasıl birleşmesi gerektiğine vurgu yaptı. Dahası, Özel'in bizzat Kemal Kılıçdaroğlu'nu partinin kuruluş haftası etkinliğine davet ettiğini açıklaması, bu tartışmaların birkaç gün içinde söneceğine dair güçlü bir işaret olarak yorumlandı. Bu davet ve sonrasında yaşanan "samimi görüşme", partide uzun süredir beklenen birliğin ve bütünlüğün yeniden tesis edilme yolunda atılmış en önemli adım olarak değerlendiriliyor. Özgür Özel'in "Eskiler yeniler hep beraber partimize sahip çıkacağız" sözleri ise, CHP'nin geleceğinin, geçmişle barışarak ve güçlü bir şekilde kenetlenerek inşa edileceği mesajını net bir şekilde veriyor. Bu tarihi uzlaşma, sadece parti tabanında değil, Türk siyasetinde de yeni bir dönemin kapılarını aralayabilir.