Dünya

Karadağ AB'ye Koşuyor: Türklerin Vizesiz Favorisi!

Balkanların gizli mücevheri Karadağ, AB kapılarını aralıyor – vizesiz kaçamaklar, masmavi koylar ve Avrupa rüyası bir arada, bu gelişme Türk yatırımcıları ve tatilcileri nasıl etkileyecek, sırlar açığa çıkıyor!

Balkanlar'ın o büyüleyici dağları, masmavi suları ve tarihi dokusuyla dolu bir ülke düşünün; her yaz binlerce Türk'ü kendine çeken, yazlık ev hayalleri kurduran, hatta yerleşme planları yaptıran bir cennet. Bu yer, sadece bir tatil durağı değil, adeta bir yaşam tarzı vaadi gibi. Yıllardır Avrupa'nın eşiğinde duran, ama her seferinde bir adım daha yaklaşan bu ülke, şimdi tüm gözleri üzerine çekmiş durumda. Ekonomik fırsatlar, doğal güzellikler ve kolay erişimle dolu bir hikaye bu; ama asıl heyecan, kapıların ardında yatıyor. Türkler için neden bu kadar cazip, neden bavulları toplayıp gitmek istiyoruz? Cevaplar, hem nostaljik hem de geleceğe dönük nedenlerde gizli.

Şimdi gelelim o büyük habere: Karadağ, Avrupa Birliği'nin (AB) 28. üyesi olma yolunda rekor hızda ilerliyor ve 2028'i hedef tahtasına koymuş. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Tivat kentinde Başbakan Milojko Spajic ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında bunu net bir şekilde ortaya koydu. Von der Leyen, "Buraya her gelişimde Avrupa’nın kalbinin Karadağ’da attığını hissediyorum. Karadağ sadece Avrupa geleceğine bağlı değil, bu konuda son derece tutkulu. Katılım sürecinde tartışmasız bir öncü konumdasınız," diyerek ülkeyi övdü. Geçen yılki ziyaretinden bu yana dört müzakere başlığını kapattıklarını hatırlatan von der Leyen, "Bu hız etkileyici. Bu yıl beş başlığı daha kapatma yolundasınız," diye ekledi. Hedef net: Tüm başlıkları gelecek yıl kapatmak ve 2028'de AB'ye tam üye olmak. Von der Leyen, bu iddialı hedefi destekleyerek, "Biz iddiayı severiz. Hedefe odaklanır ve birlik içinde kalırsanız Karadağ’ın bunu başarabileceğini biliyoruz," mesajını verdi.

Bu süreç, sadece diplomatik bir zafer değil; Karadağ'ın dış politika tutumunu da pekiştiriyor. Von der Leyen, Karadağ'ın AB’nin dış ve güvenlik politikasıyla tam uyum içinde olduğunu vurguladı ve Ukrayna’daki eğitim misyonuna asker gönderme kararını "derinden takdir ediyoruz" diye niteledi. AB’nin Batı Balkanlar için hazırladığı Büyüme Planı kapsamında 8 milyon avroluk bir ödeme yapılacağını açıklayan von der Leyen, bu desteğin reformları hızlandıracağını belirtti. Üstelik, Karadağ’ın Tek Avrupa Ödeme Alanı’na (SEPA) katılımı sayesinde para transferleri artık daha güvenli, hızlı ve sıfır ücretli hale geldi. Gelecek yıl ise dolaşım ücretleri tamamen kalkacak; bu, iş dünyası, turizm ve halklar arası bağları güçlendirecek bir adım olarak görülüyor. Von der Leyen'in sözleriyle, "Genişleme için en güçlü gerekçe sadece ekonomi, ticaret veya jeopolitik değil, her şeyden önce insanlar. Karadağ halkı Avrupa’yı istiyor."

Karadağ Başbakanı Milojko Spajic de bu heyecana ortak oldu. "AB katılım sürecinde öncü bir ülkeyiz. Hedefimiz 2028'e kadar AB üyesi olmak. Yeşil ve dijital dönüşüme katkıda bulunmaya hazırız. Modern bir ülke inşa ediyoruz," diyerek kararlılıklarını dile getirdi. Von der Leyen'in son iki yıldaki ilerlemelerden memnuniyetini aktaran Spajic, AB üyesi olana kadar reformlara devam edeceklerini vurguladı. Bu sözler, Karadağ'ın sadece bir turizm cenneti olmadığını, aynı zamanda yeşil enerji ve dijital altyapıda iddialı bir oyuncu olacağını gösteriyor. 2025 itibarıyla müzakerelerde son düzlüğe giren ülke, şirket kurarak oturum alan yatırımcılar için de büyük fırsatlar sunuyor; AB üyeliğiyle birlikte, bu oturumlar Avrupa pasaportu kapısını aralayabilir.

Peki, Türkler neden Karadağ'a bu kadar bayılıyor? Cevap basit: Vizesiz erişim ve büyüleyici coğrafya. Türkiye ve Karadağ vatandaşı olan diplomatik, hususi, hizmet ve umuma mahsus pasaport hamilleri, birbirlerinin ülkesine her altı ay içinde ilk giriş tarihinden itibaren 90 günü aşmayan süre için veya transit geçiş maksadıyla vize almadan girebiliyor. Bu kolaylık, yaz tatillerini adeta bir hafta sonu kaçamağına dönüştürüyor. Karadağ'ın Adriyatik kıyıları, Budva'nın plajları, Kotor'un dar sokakları ve dağlık Podgorica'sı, Türk turistleri yıllardır büyülüyor. Üstelik, emlak fiyatları hâlâ makul seviyelerde; birçok Türk, burada yazlık ev alıp yerleşme hayali kuruyor. 2025'in ilk altı ayında ülkeyi 940 bini aşkın turist ziyaret etti – bu, geçen yılın aynı dönemine göre 55 bin 500 daha fazla. Turist sayısı yüzde 2 artarken, gecelemeler yüzde 4 gerilese de, sezonun zirvesinde Budva'da 30 bin turist arasından 15 bini özel konaklamalarda kalıyor. Haziran 2025'te ise aylık turist gelişleri yüzde 3,3 artarak 195 bin 642'ye ulaştı; toplam ziyaretlerin yüzde 89'u Avrupa'dan, ama Türkler arasında da payı hızla büyüyor.

Bu ilgi, sadece tatilcilerle sınırlı değil; yatırımcılar da Karadağ'ı radarına almış. AB üyeliğiyle birlikte, ülke emlak ve turizm sektöründe patlama yaşayabilir. Türk girişimciler, burada şirket kurarak oturum alanlar arasında öncü; 2025 güncel rehberlere göre, vatandaşlık süreci de hızlanıyor ve ileride AB vatandaşı olma ihtimali cabası. Düşünün, bir Balkan kasabasında kahvenizi yudumlarken Avrupa Birliği pasaportu elinizde – bu rüya, 2028'de gerçeğe dönüşebilir. Von der Leyen'in Tivat Yatırım Konferansı'ndaki sözleri de bunu destekliyor: Karadağ, Batı Balkanlar'ın büyüme motoru olacak. Hükümet, merkez bankası üzerindeki etkisini artırarak Trumpvari adımlar atsa da, reformlar hız kesmiyor.

Karadağ'ın hikâyesi, Osmanlı'dan kalma izlerle dolu; Podgorica'daki camiler, eski kervansaray kalıntıları Türkleri evinde hissettiriyor. Ama asıl cazibe, geleceğin vaatinde: AB üyeliğiyle Schengen'e vizesiz giriş, euro kullanımı ve ekonomik istikrar. Türk turistler için bu, ucuz uçak biletiyle Avrupa turuna dönüşecek. 2025 sezonunda gerileme sinyalleri verse de (gecelik düşüşler), ilk yarıdaki 940 bin ziyaretçi rekoru, potansiyeli gösteriyor. Eğer siz de o masmavi koylarda yüzmek, dağlarda trekking yapmak istiyorsanız, tam zamanı; zira AB kapısı açıldıkça fiyatlar da uçabilir.

Sonuçta, Karadağ'ın AB yolculuğu, Türkler için bir fırsat fırtınası gibi. Von der Leyen ve Spajic'in el sıkışması, sadece bir protokol değil; yeni bir çağın müjdesi. Vizesiz bavulunuzu hazırlayın, çünkü bu Balkan incisi, Avrupa'nın yeni yıldızı olmaya aday. Kim bilir, belki bir sonraki tatiliniz, kalıcı bir eve dönüş olur.