Enerji kaynaklarının sınırlı olduğu ülkelerde nükleer güç, hem fırsat hem de risk olarak yıllardır tartışılıyor. Özellikle büyük felaketlerin ardından alınan kararlar, toplumda derin yankı uyandırırken, enerji güvenliği ihtiyacını da ön plana çıkarıyor. Son dönemde alınan bir karar, bu tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Japonya'da Fukuşima felaketinden tam 15 yıl sonra, dünyanın en büyük nükleer santrali olan Kashiwazaki-Kariwa'nın yeniden faaliyete geçirilmesi yönünde önemli bir adım atıldı. Niigata Eyalet Meclisi, Aralık 2025'te yapılan oylamada, Vali Hideyo Hanazumi'nin Kasım ayında verdiği izni onayladı. Bu karar, santralin işletmecisi Tokyo Electric Power Company (TEPCO) için son büyük engelin kalkması anlamına geliyor.
Kashiwazaki-Kariwa Nükleer Santrali, 7 reaktörüyle toplam 8.212 MW kapasiteye sahip ve bu özelliğiyle dünyanın en büyüğü unvanını taşıyor. Tokyo'nun yaklaşık 220-320 kilometre kuzeybatısında, Niigata kıyı bölgesinde yer alan tesis, milyonlarca evin elektrik ihtiyacını karşılayabilecek potansiyele sahip. Santral, 400 hektarlık geniş bir alanda konumlanıyor ve tsunamiye karşı 15 metre yüksekliğinde koruyucu duvarla güçlendirilmiş durumda.
2011'de meydana gelen 9.0 büyüklüğündeki deprem ve ardından gelen tsunami, Fukuşima Daiichi Santrali'nde çekirdek erimesine yol açarak Çernobil'den sonraki en büyük nükleer felaketi yaratmıştı. Bu olay üzerine Japonya'daki tüm 54 nükleer reaktör, Kashiwazaki-Kariwa dahil olmak üzere kapatıldı. Felaket, binlerce kişinin tahliyesine ve uzun süreli çevresel etkilere neden olurken, nükleer enerjiye karşı toplumsal güveni ciddi şekilde sarstı.
Yıllar içinde Japonya, ithal fosil yakıtlara bağımlılığı azaltmak ve karbonsuzlaşma hedeflerini gerçekleştirmek için nükleer enerjiye kontrollü dönüş yaptı. Şu ana kadar çalışabilir durumdaki 33 reaktörden 14'ü sıkı güvenlik denetimleri sonrası yeniden devreye alındı. Kashiwazaki-Kariwa ise TEPCO'nun Fukuşima'dan sonra yeniden başlatacağı ilk santral olacak ve bu, şirket için sembolik bir dönüm noktası niteliğinde.
TEPCO, santraldeki 6 veya 7 numaralı reaktörlerden birini 20 Ocak 2026 civarında devreye almayı planlıyor. Şirket, yıl sonuna kadar Nükleer Düzenleme Kurumu'na resmi başvuru yapacak. Santral, Fukuşima'dan çıkarılan dersler doğrultusunda kapsamlı güvenlik güncellemelerinden geçtiği belirtiliyor. Ancak bu süreç, yerel halk arasında ciddi endişelere yol açıyor.
Oylama günü Niigata Eyalet Meclisi önünde yaklaşık 300 protestocu toplandı. Çoğunluğu ileri yaştaki demonstratörler, "Nükleere hayır", "Kashiwazaki-Kariwa yeniden başlatılmasına karşıyız" ve "Fukuşima'yı unutma" yazılı pankartlar taşıdı. Ekim 2025'te yapılan bir ankete göre, bölge halkının yüzde 60'ı yeniden başlatma koşullarının yeterli olmadığını düşünüyor, yüzde 70'i ise TEPCO'nun işletmeciliğine güven duymuyor.
Fukuşima mağdurlarından biri olan ve Niigata'ya yerleşen aktivist Ayako Oga gibi isimler, benzer bir felaketin tekrarlanmaması için seslerini yükseltiyor. Protestocular, dondurucu soğuğa rağmen kararlılıklarını gösterdi. Bu tepkiler, kararın toplumda ne kadar bölücü olduğunu ortaya koyuyor.
Hükümet cephesinde ise Başbakan Sanae Takaichi, nükleer enerjinin maliyetleri düşürmek, enflasyonla mücadele etmek ve enerji güvenliğini sağlamak için gerekli olduğunu savunuyor. Vali Hanazumi, Sanayi Bakanı ile görüşerek santralin yeniden devreye girmesine destek verecek. Japonya, 2040'a kadar nükleer enerjinin elektrik üretimindeki payını yüzde 20'ye çıkarmayı hedefliyor.
Kashiwazaki-Kariwa nükleer santral yeniden başlatma kararı, enerji politikalarında stratejik bir değişimi işaret ediyor. Fosil yakıt ithalatını azaltma çabası, iklim hedefleriyle birleşince nükleer seçenek ön plana çıkıyor. Ancak güvenlik standartlarının ne kadar sıkı uygulandığı, kritik soru olarak kalmaya devam ediyor.
Santralin devreye girmesiyle birlikte ekonomik faydalar bekleniyor: Daha düşük elektrik faturaları ve yeni iş fırsatları. TEPCO, bölge sakinlerini ikna etmek için yoğun çaba sarf ediyor. Yeniden başlatma, halk kabulü açısından da test niteliğinde olacak.
Japonya nükleer santral yeniden başlatma haberleri, son dönemde en çok araştırılan konular arasında. Kashiwazaki-Kariwa'nın kapasitesi ve konumu, stratejik önemini artırıyor. Fukuşima sonrası alınan önlemler, tsunamiye karşı duvar gibi yatırımlar güven vermeye çalışıyor.
Bu gelişme, nükleer enerji tartışmalarını küresel boyuta taşıyor. Japonya'nın kararı, benzer enerji sorunları yaşayan ülkeler için örnek teşkil edebilir. Ancak halkın endişeleri, sürecin ne kadar dikkatli yönetilmesi gerektiğini hatırlatıyor.
Kashiwazaki-Kariwa nükleer santral 2026 planları, Nükleer Düzenleme Kurumu'nun son onayıyla netleşecek. İlk reaktörün devreye alınması, milyonlarca kişinin enerji ihtiyacını karşılayacak. TEPCO'nun bu adımı, şirketin itibarını da etkileyecek.
Protestolar ve anketler, toplumun bölünmüşlüğünü gösteriyor. Fukuşima'nın yaraları hala taze iken, yeniden başlatma kararı cesur bir hamle olarak görülüyor. Enerji bağımsızlığı için atılan bu adım, uzun vadeli etkileriyle takip edilecek.
Japonya dünyanın en büyük nükleer santrali Kashiwazaki-Kariwa olayı, güvenlik ve sürdürülebilirlik dengesini sorgulatıyor. Yeniden devreye alma süreci, şeffaf ve titiz yürütüldüğü takdirde güven inşa edebilir. Bu tarihi karar, enerji geleceğimizi şekillendirecek unsurlardan biri olmaya aday.