Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, Cumhur İttifakı ortağı olmasına rağmen eleştirel duruşunu sürdürüyor. Parti, merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun kurduğu sağlam temeller üzerinde varlığını devam ettiriyor ve Sivas dahil 20 belediye başkanlığına sahip.
Destici, il ve ilçelerde esnaf ziyaretleri yaparak halkın nabzını tutuyor. Bu ziyaretlerde ekonomi, aile yapısı, ahlak ve maneviyat konuları ön plana çıkıyor. Özellikle demografik sorunlara dikkat çeken Destici, son 7 yılda nüfusu en çok azalan ilk 7 ülke arasında yer aldığımızı belirtiyor. Doğum hızının yüzde 2.8'den 1.4'e düştüğünü vurgulayarak acil önlem alınması gerektiğini söylüyor.
Kadın istihdamını artırmak için somut önerilerde bulunan Destici, "*Ehliyeti, liyakati eşit olmak koşuluyla kamuda bir pozisyona başvuran iki kişiden evli olan, hatta mümkünse çocuğu olan öncelikle alınmalı. Çünkü aile geçindirecek. Bütün kadınlarımıza destek olmalıyız. Özellikle çalışan kadınların hayatını kolaylaştırmalıyız. Mutlaka kreş sorununun çözülmesi lazım. Kreş ücretsiz olmalı. Kadınların çalışma saatleri yeniden düzenlenmeli. İşe bir saat geç gitsin, çocuğunu okula gönderecek, okula bırakacak icabında*" diyor.
Emekli ve asgari ücretlilere yönelik adaletsizlikleri de dile getiren Destici, emekli maaşlarının eridiğini ifade ediyor. "*Emekliye adaletsizlik yapıldı. 2023 Ocak ayında en düşük emekli maaşı 7500 liraydı. Bugün 16 bin 800 lira oldu ama bir maaşı buharlaştı gitti*" diyerek vatandaşın haklı taleplerini aktarıyor.
Destici, maliye yetkililerinin bütçe dengesi argümanlarını eleştirerek, diğer kesimlere bonkör davranılırken emeklilerden kesinti yapılmasının adaletsizlik olduğunu belirtiyor. Asgari ücret için de enflasyon oranında zam talep eden lider, yüzde 50 artışla 33 bin 52 lira olması gerektiğini savunuyor.
Önerdiği çözüm ise "*Hane geçim komisyonu*" kurulması. Bu komisyon, illere ve bölgelere göre 3-4 kişilik bir ailenin asgari geçim rakamını tespit edecek ve devlet üstünü tamamlayacak.
Terörle mücadele konusunda ilkesel duruş sergileyen Destici, şu anda Türkiye'de terör olmadığını ancak kesin çözüm için örgütün tamamen silah bırakması ve kendini feshetmesi gerektiğini vurguluyor. Şartsız, pazarlıksız ve müzakeresiz bir süreç istediğini belirten Destici, Suriye'de de merkezi hükümete entegrasyon sağlanmasını şart koşuyor.
Ancak asıl çarpıcı açıklaması güven eksikliği üzerine. Destici, "*Devletimizin niyetinden şüphem yok. Cumhur İttifakı’nın iyi niyetli olduğunu biliyorum, inanıyorum. Abdestlerinden şüphem yok. Ama ben muhatap alınanlara güvenmiyorum. Yani İmralı canisine de, Kandil’deki üst düzey yöneticilerine de, Suriye, SDG, YPG yöneticilerine de güvenmiyorum. Daha da önemlisi Amerika’ya güvenmiyorum. Yani neticede bunların ipi Amerika’dır*" diyor.
Amerika ve İsrail'in emperyal emellerini öne çıkaran Destici, sürecin şartsız biteceğine inanmadığını ifade ediyor. Abdullah Öcalan'ın etkisi konusunda da şüpheli: "*Öcalan’ın artık sözünün geçtiğine de inanmıyorum. Yani Abdullah Öcalan ‘silah bırakın, kendinizi feshedin’ diyecek de silah bırakılacağına, feshedeceğine de inanmıyorum. Özellikle Suriye’nin kuzeyinde iş geldiği zaman orada hiç sözünün geçmediğini söylüyor. Daha önceki çağrılarında da sözünün geçmediğini gördük*".
Destici, uyarılarda bulunmaya devam edeceklerini ve vatandaşın büyük çoğunluğunun kendileri gibi düşündüğünü belirtiyor. Terörsüz Türkiye isteyen halkın sürece şüpheyle yaklaştığını ekliyor.
Bu açıklamalar, Destici'nin ittifak ortağı olsa da ortaklarının canını sıkma pahasına doğruları söyleme cesaretini gösteriyor. Hem ekonomi hem terör politikalarında somut öneriler sunan BBP lideri, halkın sesi olmaya devam ediyor.
Emekli ve asgari ücretlilerin mağduriyetleri, kadınlara yönelik destekler ve terör sürecindeki güvensizlik gibi konular, Destici'nin gündeminde üst sıralarda yer alıyor. Kreşlerin ücretsiz olması, esnek çalışma saatleri ve hane geçim standardı gibi fikirler, sosyal politikaların yeniden şekillenmesine katkı sağlayabilir.
Terörsüz bir Türkiye için şartsız silah bırakma ve fesih şartını tekrarlayan Destici, muhataplara olan güvensizliğini net bir şekilde ortaya koyuyor. İmralı, Kandil, Suriye'deki unsurlar ve Amerika'nın rolü konusundaki şüpheler, sürecin kırılganlığını gözler önüne seriyor.
Genel olarak, Mustafa Destici'nin bu çıkışları, hem ittifak içindeki dengeleri hem de kamuoyu tartışmalarını etkileyecek nitelikte. Vatandaşın ekonomik sıkıntıları ve güvenlik kaygılarını doğrudan yansıtan açıklamalar, geniş yankı uyandırıyor.
BBP'nin halk odaklı yaklaşımı, Destici'nin saha çalışmalarında kendini gösteriyor. Esnaf ziyaretlerinden alınan geri bildirimler, politikaların temelini oluşturuyor.
Sonuçta, İmralı'ya, Kandil'e, Suriye'ye ve Amerika'ya güven olmadığını vurgulayan Destici, devletinin iyi niyetine inanırken muhatapların samimiyetinden şüphe duyuyor. Bu duruş, terörle mücadelede kalıcı çözüm arayışlarında önemli bir ses olarak öne çıkıyor.
Ekonomi ve demografi politikalarından terör sürecine kadar geniş bir yelpazede görüş bildiren Destici, adalet ve sürdürülebilirlik vurgusu yapıyor. Emeklilerin kaybettikleri maaşı geri istemesi, asgari ücretin enflasyona ezdirilmemesi gibi talepler, milyonları ilgilendiriyor.
Destici'nin önerdiği komisyonlar ve destek mekanizmaları, aile yapısını korumayı ve kadın istihdamını artırmayı hedefliyor. Terör konusunda ise kesin ve şartsız çözümden taviz vermiyor.
Bu detaylı açıklamalar, Türkiye'nin gündemindeki sıcak konuları bir kez daha masaya yatırıyor. Güven eksikliğinin altı çizilirken, halkın terörsüz bir ülke özlemi ön plana çıkıyor.





