Türkiye’nin en köklü siyasi partilerinden Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), son yıllarda iç çekişmeler, mahkeme kararları ve beklenmedik atamalarla sarsılıyor. İstanbul’un siyasi nabzının attığı CHP İl Başkanlığı’nda yaşananlar, sadece partilileri değil, tüm kamuoyunu şaşkına çevirmiş durumda. Gürsel Tekin’in mahkeme kararıyla kayyum olarak atanması, beraberinde getirdiği tartışmalar ve özellikle onun siyah minibüsünden çıkan bir ismin sosyal medya paylaşımlarıyla patlak veren skandal, CHP’nin iç dinamiklerini bir kez daha sorgulatıyor. Bu olay, sadece bir parti içi mesele değil, aynı zamanda Türkiye siyasetinde yargı ve demokrasi tartışmalarını yeniden alevlendiren bir dönüm noktası.
2025 yılının Eylül ayı, CHP için adeta bir deprem etkisi yarattı. İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 8 Ekim 2023’te gerçekleştirilen CHP İstanbul İl Kongresi’ni iptal ederek mevcut İl Başkanı Özgür Çelik ve yönetimini görevden alması, yerine Gürsel Tekin’in liderliğinde bir geçici yönetim atanması, parti tabanında büyük bir öfkeye yol açtı. Ancak asıl bomba, Tekin’in il binasına gelişinde yanında bulunan siyah minibüste ortaya çıkan bir ismin, CHP’ye karşı sert paylaşımlar yapan bir sosyal medya trolü olduğunun anlaşılmasıyla patladı. Bu isim, Yusuf Aydın. Aydın’ın, Tekin’in yanında yer alması ve daha önce CHP’ye yönelik hakaret dolu paylaşımlar yapması, partililer arasında “Kim bu isim ve neden burada?” sorularını gündeme getirdi.
Yusuf Aydın’ın sosyal medya geçmişi, adeta bir pandora kutusu gibi açıldı. Aydın, 7 Eylül 2025’te yaptığı bir paylaşımda, “Değerli arkadaşlar, yarın CHP İstanbul İl Başkanlığı’na gideceğiz! Mahkemenin verdiği karar gereği milletin emanetini geri alacağız…” ifadeleriyle, sanki bir zafer ilanı gibi konuşmuştu. Ancak bu paylaşım, onun daha önce CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e hakaret ettiği ve İl Başkanı Özgür Çelik’i “örgüt üyesi” olmakla suçladığı paylaşımlarıyla çelişkili bulundu. Bu durum, partililerin gözünde Aydın’ı bir “trol” olarak damgaladı ve Gürsel Tekin’in bu isimle bağlantısının ne olduğu sorusunu doğurdu. Tekin, bu skandal karşısında sessiz kalmayı tercih ederken, partililer sosyal medyada tepkilerini dile getirdi: “Kayyum ataması yetmezmiş gibi, bir de parti düşmanı bir trol mü taşınıyor?”
Son beş yılda CHP, iç dinamiklerinde ciddi bir dönüşüm yaşadı. 2020’lerden itibaren parti, genel başkan değişikliği, yerel seçim başarıları ve ardından gelen kongre süreçleriyle yeniden şekillenmeye başladı. 2023’te Özgür Özel’in genel başkan seçilmesi, partide genç ve dinamik bir liderlik arayışının sonucu olarak görüldü. Ancak bu süreç, eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun etkisi altındaki gruplarla yeni yönetim arasında bir gerilim yarattı. Gürsel Tekin’in 2024’te partisinden istifa ettiğini açıklaması, ancak resmi üyelik işlemlerini tamamlamaması, onun 2025’te kayyum olarak geri dönmesiyle yeni bir tartışma dalgası başlattı. Tekin’in aidatını mahkeme kararından bir gün önce, 26 Ağustos 2025’te yatırmış olması, “Planlı bir atama mı?” sorularını güçlendirdi.
Peki, Yusuf Aydın’ın minibüste ne işi vardı? Bu soru, CHP tabanını derinden sarsarken, parti içindeki güven krizini de derinleştirdi. Aydın’ın sosyal medya paylaşımlarında CHP’yi hedef alan söylemleri, onun Tekin’in ekibinde yer almasını daha da tartışmalı hale getirdi. Partililer, bu durumun sadece bir tesadüf olamayacağını, aksine CHP’nin iç dinamiklerini karıştırmak için dışarıdan bir müdahale olabileceğini düşünüyor. Gürsel Tekin’in il binasına polis eşliğinde girmesi, partililerin protestoları ve biber gazlı müdahaleler, bu skandalın sadece bir başlangıç olduğunu gösteriyor. Tekin’in “Biz kayyum değil, çağrı heyetiyiz” savunması, öfkeli kalabalıklar karşısında yetersiz kalırken, minibüsteki trol skandalı, onun liderlik iddiasını gölgede bıraktı.
CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın Sarıyer’deki binası, adeta bir savaş alanına döndü. 8 Eylül 2025’te Tekin’in binaya girişi sırasında çevik kuvvet polislerinin biber gazı kullanması, milletvekillerinin ve partililerin nöbet tutması, olayların ciddiyetini gözler önüne serdi. CHP yönetimi, bu krizi aşmak için Sarıyer binasını kapatarak Bahçelievler’e taşınma kararı aldı. Bu hamle, hem pratik bir çözüm hem de sembolik bir direniş olarak yorumlandı. Ancak Yusuf Aydın’ın varlığı, bu taşınma kararını bile gölgede bıraktı. Partililer, “Gürsel Tekin, bu trolü neden yanında taşıdı?” sorusuna yanıt ararken, sosyal medyada #CHPHalktır etiketiyle tepkilerini dile getirdi.
Son beş yılda CHP’nin yaşadığı değişim, sadece liderlik ya da yönetimle sınırlı kalmadı. Parti, 2019 yerel seçimlerinde İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde kazandığı zaferlerle moral bulsa da, iç çekişmeler ve yargı müdahaleleriyle sarsıldı. 2023’teki genel seçimlerde yaşanan hayal kırıklığı, parti içinde değişim taleplerini güçlendirdi. Özgür Çelik gibi genç isimlerin ön plana çıkması, partiye yeni bir soluk getirse de, Gürsel Tekin gibi eski kadroların yeniden sahneye çıkması, bu değişim sürecini sekteye uğrattı. Yusuf Aydın skandalı ise, bu gerilimin yalnızca bir yüzü. Partililer, bu olayın ardında daha büyük bir siyasi mühendislik olabileceğinden şüpheleniyor.
Gürsel Tekin’in il binası önünde yaptığı açıklamalar, tansiyonu düşürmek yerine daha da yükseltti. “Şu bağıranların hiçbiri CHP’li değil” diyerek protestocuları suçlaması, partililerden büyük tepki çekti. Tekin’in, minibüsündeki Yusuf Aydın’la ilgili sessiz kalması, onun liderlik iddiasını daha da zayıflattı. Öte yandan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in İstanbul’a gelerek partililere destek vermesi, krizin çözümüne yönelik umutları artırdı. Ancak bu süreç, CHP’nin yalnızca bir iç meseleyle değil, aynı zamanda Türkiye’nin genel siyasi atmosferiyle de mücadele ettiğini gösteriyor.
Sonuç olarak, Gürsel Tekin’in minibüsünden çıkan trol skandalı, CHP’nin tarihindeki en tartışmalı dönemlerden birine damga vurdu. Yusuf Aydın’ın kimliği, onun sosyal medya paylaşımları ve Tekin’le bağlantısı, partililerin güvenini sarsarken, yargının siyasete müdahalesi tartışmalarını alevlendirdi. CHP, bu krizi nasıl aşacak? Özgür Çelik’in görevden alınması, Tekin’in kayyum atanması ve minibüsteki gizemli isim, Türkiye siyasetinde yeni bir sayfa mı açıyor, yoksa kapanan bir sayfanın son çırpınışları mı? Bu sorular, sadece CHP’lileri değil, tüm Türkiye’yi meşgul etmeye devam edecek. Baba ocağında başlayan bu yangın, kimin elleriyle sönecek, ya da daha da mı harlanacak? Zaman, bu soruların cevabını gösterecek.