Üç Canlı Bir Gecede Yok Oldu, Aileler Gözyaşına Boğuldu!
Üç Canlı Bir Gecede Yok Oldu, Aileler Gözyaşına Boğuldu!
İçeriği Görüntüle

İzmir'in sakin bir sabahında, Ege'nin mavi sularına nazır tepelerde, beklenmedik bir gök gürültüsü koptu. Balçova'nın dar sokakları, aniden silah sesleriyle dolarken, bir polis karakolunun önü kan gölüne döndü. Bu, sadece bir saldırı değil; genç bir ruhun karanlık bir girdabın içine çekildiği, aile bağlarının sorgulandığı ve devletin güvenlik kalkanının delindiği bir trajedinin başlangıcı. Ülke, iki polisin şehit düşmesiyle yas tutarken, soruşturmanın derinleşmesiyle nefesler tutuluyor. Peki, bu olay bir lise öğrencisinin öfkesinin patlaması mı, yoksa daha büyük bir ağın parçası mı? Ege'nin huzurunda gizlenen fırtına, Türkiye'yi nasıl etkileyecek?

Olay, 8 Eylül 2025 sabahı, İzmir'in Balçova ilçesindeki Salih İşgören Polis Merkezi'nde patlak verdi. Saatler henüz 09:00'u gösterirken, 16 yaşındaki lise öğrencisi E.B., pompalı tüfekle karakola doğru yürüdü. Nöbet kulübesindeki ilk atış, Polis Memuru Hasan Akın'ı hedef aldı; genç polis, anında yere yığıldı. Çatışma sesleri yükselirken, olay yerine koşan 1. Sınıf Emniyet Müdürü Polis Başmüfettişi Muhsin Aydemir de kurşunların hedefi oldu. Aydemir, meslektaşını kurtarmak için canını ortaya koydu ama o da şehit düştü. Kaos içinde, Polis Memurları Ömer Amilağ ve Murat Dağlı ile bir vatandaş yaralandı; Amilağ'ın durumu ağırdı. Saldırgan E.B., polislerin karşılık ateşiyle yaralı olarak etkisiz hale getirildi. Balçova'nın Çetin Emeç Mahallesi, aniden bir savaş alanına döndü; çevredekiler panikle kaçışırken, güvenlik güçleri alanı çembere aldı. Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi, yaralıları kabul ederken, şehirde siren sesleri yankılandı.

Bu korkunç anlar, güvenlik kamerası görüntüleriyle ölümsüzleşti: E.B.'nin karakola yaklaşması, tüfeği omzuna dayayıp ateş açması, polislerin panikle karşılık vermesi... Görüntüler, izleyenleri dehşete düşürdü; bir vatandaşın elindeki telefon kaydı, sosyal medyada milyonlarca kez paylaşıldı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, hemen açıklama yaptı: "Milletimizin başı sağ olsun. İki kahramanımız şehit düştü, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum." Yerlikaya, E.B.'nin yakalandığını ve soruşturmanın başlatıldığını duyurdu. İzmir Valisi Süleyman Elban, basın mensuplarına "16 yaşındaki lise öğrencisi pompalı tüfekle saldırdı, nöbet kulübesindeki polis ilk atışta şehit oldu" dedi. Olayın hemen ardından, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmayı devraldı; 2 başsavcıvekili ve 6 savcı görevlendirildi. İzmir 5. Sulh Ceza Hakimliği, görsel, yazılı ve internet medyasında yayın yasağı getirdi – zira detaylar, kamuoyunda infiale yol açabilirdi.

Şehitlerin acısı, Türkiye'yi sardı. Muhsin Aydemir, 45 yaşında, evli ve iki çocuk babasıydı; Emniyet'te 20 yılı aşkın hizmeti vardı, Başmüfettiş olarak terörle mücadelede ön saflardaydı. Hasan Akın ise 28 yaşında, yeni evli bir memurdu; ailesine bakan, sakin bir gençti. Cenazeleri, 9 Eylül'de Balçova'da defnedildi; binlerce kişi gözyaşları içinde yürüdü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Failin bağlantıları araştırılıyor" derken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel "Kahraman polislerimize Allah'tan rahmet, bu menfur saldırıyı lanetliyorum" mesajı yayınladı. MHP Lideri Devlet Bahçeli, "Hain saldırı huzur ve güven ortamına suikast" diye kınadı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da başsağlığı diledi. İzmir Büyükşehir Belediyesi, 94. İzmir Enternasyonal Fuarı'ndaki Duman ve Mor ve Ötesi konserlerini iptal etti; şehir, yas havasına büründü.

Soruşturma, hızla derinleşti. E.B.'nin yakalanmasından saatler sonra, ailesi ve çevresi mercek altına alındı. Gözaltı sayısı 27'ye yükseldi; saldırganın annesi A.B., babası N.B., iki arkadaşı ve İran uyruklu bir şüpheli dahil. 18 yaş altı 16 şüpheli, Çocuk Şube'de sorgulandıktan sonra savcılığa sevk edildi ve serbest bırakıldı – zira ifadeleri, olayın planlı bir ağa işaret etmiyordu. Ancak asıl ağırlık, yetişkin şüphelilerdeydi. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde tamamlanan işlemler sonrası, E.B., annesi, babası ve diğer 8 şüpheli adliyeye çıkarıldı. Savcılık sorgusu bittiğinde, mahkeme E.B. ve babası N.B.'yi tutukladı; "silahlı saldırı, cinayet ve terör bağlantısı" şüpheleriyle cezaevine gönderildiler. Anne A.B. ile 2 şüpheli adli kontrolle serbest kaldı; diğerlerinin yargılaması sürüyor. İran uyruklu şüpheli, Esenyurt'ta yakalandı; bağlantıları inceleniyor. İzmir Başsavcılığı, "Bağlantılar araştırılıyor, yayın yasağına uyulacak" dedi.

Bu tutuklamalar, soruşturmanın karanlık yüzünü aydınlattı. E.B., lise 3. sınıf öğrencisiydi; sosyal medyada radikal paylaşımları dikkat çekmişti. Ailesi, orta halli bir ailedi; babası N.B., inşaat işçisi olarak biliniyordu ama telefon kayıtları şüpheli aramaları gösteriyordu. Pompalı tüfeğin izi, yasa dışı yollara uzanıyordu; arkadaş çevresi, sosyal medya gruplarından etkilenmişti. Uzmanlar, "Gençlerin radikalleşmesi" alarmı verdi; DW Türkçe'ye göre, E.B.'nin yatay geçişli bir okuldan mezuniyeti ve sosyal medya maruziyeti, olayın tetikleyicisi. BBC, "Güvenlik önlemleri artacak mı?" diye sordu. Gözaltıdaki 27 kişiden 16'sının çocuk olması, aileyi ve toplumu sorgulattı: Bu çocuklar nasıl bu ağa çekildi? Sosyal medyada #BalçovaŞehitleri etiketiyle binlerce paylaşım; bir kullanıcı, "16 yaşında katil mi yetiştiriyoruz?" diye haykırdı.

Türkiye'de karakol saldırıları, ne yazık ki yeni değil. 2024'te benzer olaylar, Güneydoğu'da 5 şehit vermişti; 2023'te İstanbul’da bir saldırı, 3 yaralıyla sonuçlanmıştı. Balçova olayı, Ege'de nadir; radikalleşme, sosyal medya üzerinden yayılıyor. 2025 verilerine göre, gençlerdeki aşırıcılık vakaları yüzde 20 arttı; İçişleri, 500'den fazla şüpheliyi izliyor. Tutuklamalar, ailenin rolünü öne çıkardı: N.B.'nin telefonu, şüpheli numaraları barındırıyordu; A.B.'nin ifadeleri, "Oğlumuzu tanıyamıyoruz" diye ağlamalıydı. Mahkeme, "Tehlike arz ediyorlar" diyerek hapse attı. Yaralı polisler, hastanede tedavi görüyor; Ömer Amilağ, yoğun bakımda. Bir vatandaşın hafif yarası, olayın rastgeleliğini gösteriyor.

Bu trajedi, İzmir'i sarstı. Balçova sokakları, polis devriyeleriyle doldu; fuar iptalleri, turizmi etkiledi. Siyasiler, "Bağlantılar deşifre edilecek" diyor ama eleştirmenler, "Radikalleşmeyi önleyecek eğitim nerede?" diye soruyor. Sosyal medyada, X'te videolar dolaşıyor; Demokrat Gündem'in "Dehşet olayın ardından ilk karar" paylaşımı, binlerce etkileşim aldı. Başka Gazete, "16 kişi adliyeye sevk edildi" diye duyurdu. Gelecekte, soruşturma derinleşirse, daha fazla tutuklama gelebilir; İran bağlantısı, uluslararası boyuta taşır mı? E.B.'nin mahkeme ifadesi gizli ama fısıltılar, "Öfke ve manipülasyon" diyor.

Balçova'nın yarası, kapanmaz; iki şehit, bir ailenin gözyaşı, 27 şüphelinin zinciri... Bu olay, Türkiye'nin güvenlik mimarisini sorgulatıyor. Gençlerimizi karanlıktan nasıl koruruz? Tutuklamalar, adaletin ilk adımı ama yol uzun. İzmir, yasla diriliyor; Ege'nin dalgaları, şehitlerin ruhunu taşıyor. Bu fırtına, başka nerelere savurur? Ülke, cevap arıyor – ve bekliyor.