Musa Peygamberin Suya Bırakıldığı ve Firavun'un Boğulduğu Gizemli Su
Musa Peygamberin Suya Bırakıldığı ve Firavun'un Boğulduğu Gizemli Su
İçeriği Görüntüle

Toplumun en temel yapı taşı olan aile kurumunda, eşler arasındaki özel münasebetler ve evlilik engelleri hakkında kulaktan dolma pek çok yanlış bilgi dolaşıyor. Milyonlarca insanı yakından ilgilendiren bu hassas konularda, dini kaynakların aslında ne söylediği ve sınırların nerede başlayıp nerede bittiği büyük bir merak konusu. Özellikle internet ortamında dolaşan ve kaynağı belli olmayan fetvalar kafa karışıklığına yol açarken, Kur'an'ın açık ayetleriyle belirlenmiş hükümler, merak edilen tüm sorulara net cevaplar veriyor. Bu konudaki gerçekler, duyanları hayrete düşürecek cinsten.

Eşler arasındaki özel yakınlaşma konularında en çok sorulan ve tartışılan meselelerin başında Bakara Suresi'nin 222. ve 223. ayetlerinde geçen hükümler geliyor. Yapılan son değerlendirmelerde ve ayetlerin tefsirinde, "tarla" benzetmesinin aslında ne anlama geldiği ve hangi ilişki türlerinin kesin bir dille yasaklandığı gözler önüne seriliyor. Ayetlerdeki ifadeler, sadece biyolojik bir temizliği değil, aynı zamanda fıtrata uygunluğu da esas alıyor. Bu bağlamda, neslin devamını sağlamayan, insan doğasına aykırı ve tıbben de "eziyet" olarak nitelendirilen ters ilişkinin (anal ilişki), ayetlerin açık beyanıyla haram kılındığı vurgulanıyor. Bu durumun sadece dini bir yasak olmakla kalmayıp, hem erkeğe hem de kadına verdiği fizyolojik ve psikolojik zararlar da bu yasağın hikmetini ortaya koyuyor. Allah'ın emrettiği meşru yolun dışına çıkmanın, fıtratı bozmak anlamına geldiği belirtiliyor.

Bir diğer kafa karıştıran ve üzerine çokça spekülasyon yapılan konu ise üvey kızlarla evlilik meselesidir. Nisa Suresi'nin 23. ve 24. ayetlerinde geçen "üvey kızlarınız size haramdır" hükmü, bazı çevrelerce yanlış yorumlanarak farklı anlamlara çekilmeye çalışılıyor. Ancak Kur'an'ın ortaya koyduğu ölçü son derece nettir. Bir erkeğin, evlendiği kadının daha önceki evliliğinden olan kızıyla evlenip evlenemeyeceği, tamamen "gerdek" şartına bağlanmıştır. Eğer erkek, kadının annesiyle cinsel birliktelik yaşamışsa, o kadının kızı (üvey kız), artık o erkek için ebediyen haramdır ve öz kızı gibi mahrem sayılır.

Bu konuda toplumda dolaşan "Eğer üvey kız başka evde büyüdüyse evlenilebilir" gibi söylentilerin, ayetlerin özüne ve ruhuna tamamen aykırı olduğu ifade ediliyor. Ayetlerde geçen "evinizde bulunan" ifadesinin bir şart değil, genel bir durum tespiti olduğu, dolayısıyla kız çocuğu nerede büyürse büyüsün, annesiyle birleşme gerçekleşmişse üvey babaya haram olduğu kesinleşmiştir. Bu yasağın temelinde, aile içi ilişkilerin yozlaşmasını önlemek, ensest benzeri sapkınlıkların önüne geçmek ve toplum sağlığını korumak yatmaktadır.

Ayrıca, akraba evlilikleri ve mahremiyet sınırları konusunda Kur'an'ın getirdiği düzenlemelerin, sadece dini birer emir değil, aynı zamanda sosyolojik ve genetik koruma kalkanları olduğu da unutulmamalıdır. Neslin bozulmaması, aile bağlarının zedelenmemesi ve sevgi-saygı dengesinin korunması için bu ilahi sınırlara riayet etmek hayati önem taşıyor. Sonuç olarak, hem yatak odası mahremiyetinde hem de kimin kiminle evlenebileceği konusunda, hurafeler yerine ayetlerin açık hükümlerine göre hareket etmenin, hem dünya hem de ahiret saadeti için şart olduğu bir kez daha anlaşılıyor.