Erol Mütercimler, Türkiye'nin en tanınmış strateji uzmanlarından biri olarak yıllardır gizli komploları ve tarihi entrikaları masaya yatırıyor. Son canlı yayınında ise adeta bir deprem etkisi yarattı. Korkusuz TV ekranlarında, Kıbrıs Adası'nın unutulmaz yaralarını deşen bir itirafla izleyicileri karşısına aldı. Konu, 1960'ların kanlı sayfalarından fırlamış gibi: Rum milliyetçilerinin, Kıbrıs Türklerini tek bir gecede yok etme planı. Mütercimler, Akritas Planını detaylarıyla anlatırken, salonu buz kestirdi. Bu plan, sadece bir belge yığını değil; binlerce masum hayatı tehdit eden, kanla yazılmış bir senaryo.
Kıbrıs'ın o karmaşık coğrafyasında, 1950'lerin sonlarında hava giderek ağırlaşıyordu. İngiltere'nin sömürge valisi dönemi bitmek üzereyken, Rumlar Enosis hayaliyle yanıp tutuşuyordu. Yunanistan'ın desteğiyle, ada Yunanistan'a bağlanacaktı. Ama bu yolda en büyük engel, Kıbrıs Türkleriydi. Mütercimler yayınında, Bu plan, Türkleri sistematik olarak silmek için tasarlanmıştı diye vurguladı. Akritas, Yunan mitolojisinden esinlenilmiş bir kod adıydı; güçlü, yenilmez bir savaşçı gibi. Gerçekte ise, bu kod adı, soykırım niyetini gizleyen bir örtüydü. Planın mimarları, EOKA terör örgütü ve Yunan subaylarıydı. Hedef: 1963-1964 kışında, tek bir gecede Türk nüfusunu ortadan kaldırmak.
Mütercimler, planın detaylarını adım adım çözdü. Önce propaganda dalgası: Rum medyasında Türkler "işgalci" olarak damgalanacaktı. Sonra sabotajlar: Su kaynakları zehirlenerek, elektrik hatları kesilerek kaos yaratılacaktı. Gece yarısı baskınları ise doruk noktası olacaktı. Köyler kuşatılacak, aileler evlerinden sürüklenerek toplu infazlara götürülecekti. Onlar, Türkleri bir gecede halletmek istiyorlardı; ama hesaplarında Türk milletinin direnişi yoktu dedi Mütercimler, sesi titreyerek. Bu sözler, sadece bir yorum değil; arşiv belgelerine dayanan bir gerçeklikti. Plan, 1963 Noel Gecesi'nde harekete geçecekti. Lefkoşa'da başlayan çatışmalar, ada çapında bir katliama dönüşebilirdi.
Peki, bu plan nasıl deşifre oldu? Mütercimler, Yunan subayı Grivas'ın hatıralarına atıf yaparak açıkladı. Grivas, EOKA'nın lideriydi ve planın beyniydi. Belgeler, Atina'dan gelen talimatlarla doluydu: Silah sevkiyatları, eğitim kampları ve hatta zehirli gaz hazırlıkları. Türk tarafı ise sessizce hazırlanıyordu. Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş gibi liderler, istihbarat ağlarını genişletmişti. Mütercimler, Bizim kahramanlarımız, bu ihaneti önceden sezdi ve karşı koydu diye ekledi. 21 Aralık 1963'te, Kanlı Noel olarak bilinen olaylar patlak verdiğinde, plan kısmen devreye girmişti. Türkler, Lefkoşa'da direniş noktaları kurdu; kadınlar, çocuklar bile el bombalarını savundu.
Bu direniş, sadece silahlı mücadeleyle sınırlı değildi. Mütercimler, uluslararası arenadaki diplomatik hamleleri de unutmuyor. Türkiye, garantör ülke olarak harekete geçti. 1964'te BM Barış Gücü'nün adaya gelmesi, planın tam uygulanmasını engelledi. Ama bedel ağırdı: Yüzlerce Türk şehit oldu, binlercesi evsiz barksız kaldı. Mütercimler yayınında, haritaları açarak Lefkoşa'nın Bloody Christmas'ını yeniden canlandırdı. Bakın şu sokağa; burada 50 Türk katledildi. O gece, ada kan gölüne dönebilirdi sözleriyle izleyicileri o karanlık ana ışınladı. Planın başarısızlığı, Türk milletinin azmini gösteriyordu; ama yaralar hâlâ taze.
Yıllar geçti, 1974 Barış Harekâtı'yla dengeler değişti. Mütercimler, bu harekâtı Tarihin en başarılı kurtarma operasyonlarından biri olarak nitelendirdi. Türk Silahlı Kuvvetleri, 40 bin Mehmetçiğiyle adaya indiğinde, Rumlar panikledi. Akritas'ın hayaletleri dağıldı. Ama Mütercimler uyarıyor: Tarih tekerrürden ibarettir. Bugün bile, benzer senaryolar masalarda dönüyor. Kıbrıs sorunu, hâlâ çözülmemiş bir denklem. Rum tarafı, AB üyeliğiyle güçlendi; Türkiye ise Kuzey Kıbrıs'ı korumak için dimdik ayakta. Uzman, yayın sonunda izleyicilere seslendi: Unutmayalım ki, bu planlar sadece kağıt üzerinde kalmaz; uyanık olmalıyız.
Mütercimler'in bu çıkışı, sosyal medyada fırtına kopardı. Binlerce yorum yağdı: Bazıları Teşekkürler Erol Bey, gerçekleri haykırdınız derken, diğerleri Kıbrıs'ı yeniden hatırlattınız, gurur duyduk yazdı. Ama asıl mesele, bu planın sadece tarihsel bir hata olmaması. Mütercimler, Akritas, emperyalizmin bir aracıydı; Yunanistan ve İngiltere'nin maşası diyerek, büyük resme işaret etti. İngiltere, adadaki üslerini korumak için Rumları kışkırtmıştı. Yunanistan ise Megali Idea rüyasıyla yanıyordu. Türkler ise, vatan sevgisiyle ayakta kaldı.
Detaylara inelim: Planın ilk aşaması, 1961'de başlamıştı. Yunanistan Savunma Bakanlığı, gizli fonlar ayırmıştı. EOKA militanları, Bulgaristan'dan silah kaçırıyordu. Mütercimler, 300 bin mermi, 500 el bombası... Bunlar, masum köylere karşıydı diye rakamlarla konuştu. Türk istihbaratı, bu sevkiyatları yakaladı. 1962'de bir gemi, Girne açıklarında batırıldı. Bu olay, planı geciktirdi. Mütercimler, haritalar üzerinden rotaları gösterdi: Silahlar, Atina'dan kalkıp İskenderun'a uğrayacaktı; ama Türk donanması hazırdı.
Direnişin kahramanları da unutulmaz. Lefkoşa'da, 18 yaşındaki gençler barikatlar kurdu. Mütercimler, Onlar, tarihin en yiğit evlatlarıydı dedi. Bir anekdotu paylaştı: Bir Türk annesi, evini Rumlara karşı tek başına savundu; elinde sadece bir sopa vardı. Bu hikâyeler, planın korkunçluğunu daha da vurguluyor. Eğer başarılı olsaydı, Kıbrıs Türkleri haritadan silinecekti. Ama Türk milleti, Ölürüm de vermem diye haykırdı.
Günümüze dönersek, Mütercimler'in uyarısı yankılanıyor. Kıbrıs müzakereleri tıkanmış durumda. Rumlar, Doğu Akdeniz gazını bahane ederek Türkiye'yi köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. Akritas ruhu hâlâ yaşıyor diyor uzman. Türkiye'nin mavi vatan doktrini, bu tehditlere karşı kalkan. Mütercimler, Gençler, tarihinizi bilin; yoksa tekrarlanır diye bitirdi yayını. Bu sözler, sadece bir uyarı değil; bir manifesto.
Bu olay, Türkiye'nin jeopolitik mücadelesini bir kez daha gözler önüne serdi. Erol Mütercimler gibi isimler, arşiv tozlarını silkeleyerek gerçekleri gün ışığına çıkarıyor. Akritas Planı, sadece Kıbrıs'ın değil, tüm Türk dünyasının bir dersi. Direnişimiz, zaferimizdir. Ve bu zafer, her nesilde yeniden anlatılmalı. Mütercimler'in cesur çıkışı, milyonları düşündürdü: Tarih, kazananlar tarafından yazılır; ama biz, gerçeği koruyoruz.
