İHA Krizindeki Belirsizlik Dağılacak mı? Kritik Saat Yaklaşıyor!
İHA Krizindeki Belirsizlik Dağılacak mı? Kritik Saat Yaklaşıyor!
İçeriği Görüntüle

Türkiye'nin dış politika ve savunma alanındaki hamleleri, son dönemde uluslararası arenada büyük ilgi çekiyor. Özellikle NATO ittifakı içindeki konumunu güçlendirme çabaları, Ankara'nın stratejik tercihlerini ön plana çıkarıyor. Liderler düzeyindeki görüşmeler, bu süreçte kritik rol oynuyor ve beklenmedik teklifler gündeme gelebiliyor.

Geçtiğimiz hafta Türkmenistan'da gerçekleştirilen önemli bir zirve sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında yapılan ikili görüşme, kulisleri hareketlendirdi. Konuya yakın kaynaklara göre, bu görüşmede yaklaşık on yıl önce Rusya'dan tedarik edilen S-400 hava savunma sistemleri detaylı şekilde ele alındı. Erdoğan'ın, Putin'e sistemlerin geri alınması yönünde bir talepte bulunduğu iddia ediliyor. Bu öneri, diplomatik ve savunma yetkilileri arasındaki önceki temasların bir devamı niteliğinde.

S-400 sistemlerinin Türkiye'ye teslimatı, 2019 yılında tamamlanmış ve o dönem ABD ile ciddi gerilimlere yol açmıştı. Washington yönetimi, bu alım nedeniyle Türkiye'yi F-35 ortak üretim programından çıkarmış, savunma işbirliğinde önemli kısıtlamalar getirmişti. Yıllardır süren bu dosya, son dönemde Ankara-Washington hattındaki yumuşama sinyalleriyle yeniden açıldı. Kulislerde konuşulan senaryoya göre, S-400'lerin elden çıkarılması veya iade edilmesi, F-35 savaş uçaklarının yeniden tedarik edilmesinin kapısını aralayabilir.

Görüşmenin detayları, Rusya tarafının bu talebi nasıl karşılayacağı konusunda soru işaretleri yaratıyor. Zira sistemler için harcanan milyarlarca dolarlık yatırımın iadesi de gündemde. Bu durum, Türkiye'nin Rusya'dan ithal ettiği enerji ürünleri üzerinde indirim taleplerini beraberinde getirebilir. Ancak müzakerelerin nasıl sonuçlanacağı, önümüzdeki dönemde netleşecek.

ABD tarafında ise olumlu sinyaller var. Türkiye'nin ABD temsilcisi olarak bilinen Tom Barrack, yakın zamanda yaptığı açıklamalarda, F-35 sorununun 2026 yılı içinde çözülebileceğini belirtmiş, ancak bunun için S-400'lerin bir şekilde elden çıkarılması gerektiğinin altını çizmişti. Bu beyanlar, diplomatik trafiğin hız kazandığını gösteriyor.

Türkiye'nin savunma stratejisi, yıllardır çeşitlendirme üzerine kurulu. NATO'nun ikinci büyük ordusuna sahip bir ülke olarak, hava savunma ihtiyaçlarını karşılamak için farklı alternatifleri değerlendirmesi doğal karşılanıyor. Ancak S-400 alımı, ittifak içi uyumluluk tartışmalarını beraberinde getirmişti. Şimdi ise, ilişkileri normalleştirme adına atılabilecek adımlar, uluslararası dengelerde yeni bir sayfa açabilir.

Bu gelişmeler, Türkiye'nin hem Doğu hem Batı ile dengeli ilişkiler sürdürme politikasını yansıtıyor. Enerji işbirliğinden savunma sanayine kadar geniş bir yelpazede Rusya ile bağlar güçlü kalmakla birlikte, NATO içindeki konumunu pekiştirme çabaları da hız kesmiyor. Önümüzdeki aylar, bu kulis iddialarının somut sonuçlara dönüşüp dönüşmeyeceğini gösterecek.

Savunma uzmanları, olası bir iade senaryosunun teknik ve lojistik zorluklar içereceğini belirtiyor. Sistemlerin depolanma durumu, bakım süreçleri ve olası alternatif formüller, müzakerelerin ana başlıkları arasında yer alıyor. Ayrıca, bu adımın Türkiye'nin yerli savunma projelerine etkileri de merak konusu.

Uluslararası medya da konuyu yakından takip ediyor. Bloomberg gibi kaynaklar, bu tür diplomatik hamlelerin bölgesel güvenlik dinamiklerini değiştirebileceğine dikkat çekiyor. Türkiye'nin F-35 gibi ileri teknoloji uçaklara erişim kazanması, hava kuvvetlerini modernize etme açısından stratejik önem taşıyor.

Sonuç olarak, Türkmenistan zirvesindeki bu görüşme, yıllardır süren bir dosyanın potansiyel çözümüne işaret ediyor. Diplomatik kulislerde heyecanla beklenen gelişmeler, Türkiye'nin dış politika rotasında yeni bir dönemi müjdeleyebilir. İzlemeye değer bir süreç başlıyor.